YASAK MEYVE
Cenab-ı Hak Âdem'e cennette büyük bir hürriyet
vermekle beraber, ona yine bir sınır tayin etmiş ve ona yaklaştıkları takdirde
zalimler zümresine gireceklerini de bildirmiştir. Bu, şunu ortaya çıkarır ki, insanlıkla ilgili hilafet mutlak değildir. Ve bunun özel bir sınırı vardır ki, tecavüzü zulümdür. O sınırı tayin eden ağaçne idi? Doğrusu bunu Allah Teâlâ Kur'ân'da bize ismiyle bildirmemiştir ve ancak bunun cennette belli ağaç olduğunu, Âdem'in kurtuluş ve saadetinin bozulmasına sebep olmak özelliği
bulunduğunu anlatmıştır. Demek, fazlasını bilmemizde Allah katında bir fayda yoktur. Ve şimdilik mümkün değildir ve kritikçi tefsircilerin seçeneği budur. Bununla beraber;
zalimler zümresine gireceklerini de bildirmiştir. Bu, şunu ortaya çıkarır ki, insanlıkla ilgili hilafet mutlak değildir. Ve bunun özel bir sınırı vardır ki, tecavüzü zulümdür. O sınırı tayin eden ağaçne idi? Doğrusu bunu Allah Teâlâ Kur'ân'da bize ismiyle bildirmemiştir ve ancak bunun cennette belli ağaç olduğunu, Âdem'in kurtuluş ve saadetinin bozulmasına sebep olmak özelliği
bulunduğunu anlatmıştır. Demek, fazlasını bilmemizde Allah katında bir fayda yoktur. Ve şimdilik mümkün değildir ve kritikçi tefsircilerin seçeneği budur. Bununla beraber;
- Buğday veya üzüm
veya incir olduğu hakkında bazı rivayetler de vardır.
- Tevrat ehli, buğday
demişler.
- Vehb b. Yemâmî':
"Fakat öyle bir cennet buğdayı ki, tanesi sığır yüreği gibi,
kaymaktan lezzetli, baldan tatlı"
- İbnü Abbas :
"Dünyada evladına rızık kılınan başaktır." tabiri dahi
naklediliyor.
- İbnü Mesut'dan asma,
üzüm ağacı
- Bazılarından incir tabiri
vârid olmuştur.
- Bu meyanda şu tabir de
vardır: "Bu öyle bir ağaçtır ki, melekler ölümsüzlüğe ermek için
bununla kaşınırlar."
- Bunların bir temsilî
mânâyı ifade ettikleri de açıktır.
- Hıristiyanlardan
rivayet edilen telakkiye göre, bunun kadınla erkek arasındaki cinsî
yaklaşmadan kinaye olduğudur. Hıristiyanlıktaki ruhbaniyet (yani
evlenmemek), evlenmemeyi ibadet ve sevap itikat etmek önermesinin bu
telakkî ile ilgili bulunduğu da sanılır. Fakat Kur'ân'ın metni buna müsait
(uygun) görünmüyor. O zaman mânâsız kalır. "birbirinize
yaklaşmayınız" demek, hem yeterli ve hem açık olurdu. Bu şekilde
Âdem'in ilk evlenmesi gayr-i meşru (dine uymayan) olması gerekiyor.
Şüphesiz bizce daha uygun olan bu
konuda durmakdır. Biz o ağacı tayin edemeyiz. Ancak şu kadar düşünebiliriz ki,
ondan yemek, vekilliği unutmak ve asalet davasına kalkışmak duygusunu verir. Bu
da insanın aslî yaratılışından değil, şeytanın telkininden başlar. Bu buğday
ise, delice buğdaydır. Bir üzüm ise, şarap üzümüdür. Bir incir ise, kurtlu
incirdir. Ve her halde bir hamri (sarhoş ediciliği) vardır. Ve o hamr aklı alır
ve Allah'ı unutturur. Cennete bu, yenilmek için değil, sınırlama ve kulluk için
konulmuştur. Bununla beraber biz: "Dünya sevgisi, her hatanın
başıdır" hadis-i şerifinde bu yasak ağacı tayin eden bir delalet
buluyoruz. Demek Âdem o zaman dünya sınırına yaklaşmamak emri almış ve Âdem
bundan, yaratılışının gereği olarak yememiştir.
KAYNAKLAR
1) Elmalı Tefsiri, Bakara Suresi, 35
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder