Orhan
Gazinin, beyliğin toprak genişliğini altı kat arttırarak 95 bin kilometrekareye
çıkardığını, devletin nüfusunu 3 binden 3 milyona vardırdığını, 0n bin kişilik
bir ordu beslediğini ve bu ordunun sefer anında 100 bine ulaştığını, ilim
adamlarıyla el ele vererek devleti imar ettiğini, hristiyan halkın,
idarecilerin zulmünden bıkarak Orhan Gazi’nin adaletine sığındıklarını, küçük
bir beylikten koca devletin temelinin
nasıl atıldığını biliyor muydunuz?
Osmanlı Padişahlarının ikincisi olan Orhan Bey 1326-1360 yılları
arasında saltanat sürmüştür.
Sultan Osman Gazi'nin oğlu olup, dedesi Ertuğrul Gazi'nin vefat
ettiği 1281 senesinde Söğüt'te doğdu. Küçük yaştan itibaren tam bir disiplin ve
intizam ile istikbalin beyi olacak şekilde yetiştirildi. Şeyh Edebali ve Dursun
Fakih gibi alimlerden ilim öğrenip, feyz aldı. Gençliğinden itibaren Bizans
tekfurlarıyla olan gazalara katıldı. Kumandanlık ve devlet idaresi konularında
bilgi ve tecrübe kazandı. Babasının yaşlılığı dolayısıyla 1324'ten itibaren
devlet idaresinin başına geçti. Osman Gazi, onu Bursa'nın fethiyle
görevlendirdi.
Orhan Bey'in 1326'da Bursa'yı fethi sırasında Osman Gazi vefat etti. Babasının naşını Bursa'da Gümüşlü Kümbet'e naklettikten sonra Osmanlı Devleti'nin ikinci sultanı olarak tahta geçti ve devlet merkezini Yenişehir'den Bursa'ya nakletti.
Orhan Bey'in 1326'da Bursa'yı fethi sırasında Osman Gazi vefat etti. Babasının naşını Bursa'da Gümüşlü Kümbet'e naklettikten sonra Osmanlı Devleti'nin ikinci sultanı olarak tahta geçti ve devlet merkezini Yenişehir'den Bursa'ya nakletti.
Bundan sonra fetih ve gaza hareketlerine hız veren Orhan Gazi,
1329'da Bizans kuvvetlerini Pelakanon'da ağır bir yenilgiye uğrattıktan sonra
1330'da İznik'i aldı. Devletin geçici merkezi haline getirilen İznik şehri imar
edilerek, İslamî eserlerle süslendi. Orhan Gazi, İznik'in en büyük kilisesini
camiye çevirerek burada Cuma namazı kıldı.
Fetih
hareketlerine devam eden Orhan Gazi, 1331'de Taraklı, Mudurnu ve Göynük
kasabalarını, 1333'de Gemlik, 1336'da Kirmastı, Mihaliç ve Ulubat kasabalarını
zaptetti. 1337'de İzmit'in fethi ile Kocaeli yarımadasının tamamı Osmanlıların
eline geçti.
1353'te Bizans'taki iç karışıklıklardan faydalanan Orhan Gazi,
Gelibolu'da Çimbe kalesine sahip oldu. Bu, Osmanlıların Rumeli'ye geçerek
bölgeyi tanımaları ve gelecekteki fetihleri bakımından önemli rol oynadı.
Nitekim oğlu Süleyman Paşa'yı Rumeli'deki kuvvetlerin başına tayin eden Orhan
Gazi, Bolayır'dan Tekirdağ'a kadar olan bölgeyi fethettirdi.
Diğer taraftan Anadolu'da da birliği sağlama çalışmalarına hız veren
Orhan Gazi; Karesioğullarından 1345'te Balıkesir'i, 1350'de ise Bergama ve
Edremit'i, Eretna beyliğinden de 1354'te Ankara'yı aldı.
Orhan
Gazi, büyük oğlu Süleyman Paşa'nın 1359'da bir av sırasında attan düşerek vefat
etmesi üzerine üzüntüsünden hastalandı ve 1360 yılında vefat etti. Bursa'daki
Gümüşlü Kümbet'e defnedildi. Yerine oğlu I. Murat geçti.
Şahsiyeti nesillere örnek mahiyette olan Orhan Gazi, halim-selim olup, son derece merhametliydi. Kolay kızmaz, kızınca da belli etmezdi. Askerlerini ve tebeasını kendisinden fazla korurdu. Çok adildi. "Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa geciken adalet zulümdür." buyururdu. Orhan Gazi'nin İslam ahlakına hayran olup, adaletine gıpta eden hıristiyanlar kendi soyundan ve dininden hanedanların yerine, Osmanlı idaresini tercih ederlerdi.
Şahsiyeti nesillere örnek mahiyette olan Orhan Gazi, halim-selim olup, son derece merhametliydi. Kolay kızmaz, kızınca da belli etmezdi. Askerlerini ve tebeasını kendisinden fazla korurdu. Çok adildi. "Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa geciken adalet zulümdür." buyururdu. Orhan Gazi'nin İslam ahlakına hayran olup, adaletine gıpta eden hıristiyanlar kendi soyundan ve dininden hanedanların yerine, Osmanlı idaresini tercih ederlerdi.
Orhan Gazi devrinde fethedilen beldeler ilmî, mimarî ve sosyal
tesislerle süslendi. İznik fethedilince, manastırını medreseye çevirterek ilk
Osmanlı medresesini kurdu. Yine İznik'te yaptırdığı imaretin açılışında kendi
eliyle fakirlere ve gazilere aş dağıttı. Ahalisinden müslim ve gayr-i müslim
hiç kimsenin aç kalmamasına gayret etti.
Cihattan vazgeçmez ve emri altındakileri devamlı Allahü tealanın
dinini yaymaya teşvik ederdi. Oğlu Murat Gazi'ye "Oğul! Cennet mekan babam
Osman Gazi Han bir avuç toprağı beylik yaptı. Biz Allah'ın izniyle beyliği
sultanlığa çevirdik. Sen daha da büyüğünü yapacaksın! Osmanlı'ya iki kıta
üzerine hükmetmek yetmez. Zira İ'la-yı kelimetullah (Allahü tealanın ismi
şerifini yüceltmek, İslamiyet'i yaymak) azmi iki kıtaya sığmayacak yüce bir
azimdir." diyerek son vasiyetini yapmıştır.