REKLAM

medine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
medine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28.04.2020

Sahabeler hakkında sorular


HULEFA  VE  SAHABE

Soru 1  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i hayatında, müslüman olarak görüp ve
                müslüman olarak vefat eden mübarek insanlara ne ad verilir?
Cevap  : Sahabe.
Soru 2  : Tabiin kime denir?
Cevap  : Sahabeleri gören kimseye tabiin denir.
Soru 3  : Tebeut Tabiin kimlere denir?
Cevap  : Tabiini gören kimselerdir.
Soru 4  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in zamanında yaşadığı halde Efendimiz (s.a.v.)’i görme
               şerefine nail olmayan insanlara ne ad verilir? (Veysel Karani ve Habeş kralı Necaşi gibi)
Cevap  : Muhadram.
Soru 5  : Hulefai Raşidin kime denir sırasıyla sayınız?
Cevap  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den sonra halifelik yapan dört halifeye denir.
                a- Hz. Ebu Bekir   b- Hz. Ömer   c- Hz. Osman   d- Hz. Ali (r.a.)
Soru 6  : Aşerei mübeşşire ne demektir ve kimlerdir.
Cevap  : Yaşarken cennetle müjdelenen on sahabeye denir.
                a- Hz. Ebu Bekir   b- Hz. Ömer   c- Hz. Osman   d- Hz. Ali
                e- Hz. Sad Bin Ebi Vakkas    f- Hz. Zeyd Bin Sabit
                g- Hz. Talha Bin Ubeydullah   h-Hz. Zübeyr Bin Avvam
                i- Hz. Ebu Ubeyde Bin Cerrah  j- Hz. Abdurrahman B. Avf
Soru 7  : İslam devletini kurmak için Mekke’nin şirk ortamından Medine’ye göç eden
               Mekkeli müslümanlara ne ad verilir?
Cevap  : Muhacir.
Soru 8  : Mekke’den göç eden müslümanlara yardım eden, ellerindeki mallarının yarısını veren,
               Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabını bağrına basan Medineli müslümanlara ne ad verilir?
Cevap  : Ensar.
Soru 9  : Ashaptan Medine’ye ilk hicret eden sahabe kimdir?
Cevap  : Ebu Seleme (Abdullah)
Soru 10: İslamın ilk şehidi ve şehidesi bir karı-kocadır.Kimdir bu İslamın ilk kadın ve erkek şehitleri?
Cevap  : Yasir ve eşi Sümeyye hatun.
Soru 11: Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fatıma (r.anha)’nın  küçük oğlu, İslam tarihinin Kerbelaşehidi diye andığı,
                kendi neslinden gelenlere “Seyyit” denilen, Rasulüllah (s.a.v.)’in torunu kimdir?
Cevap  : Hz. Hüseyin (r.a.)
Soru 12: En çok hadis rivayet eden sahabedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ona kedileri çok
                sevdiği için kedilerin babası ismini verdiği 5374 hadis rivayet eden sahabe kimdir?
Cevap  : Ebu Hureyre (r.a.).
 
Soru 13: Kur’an’ı Kerim açıktan Mekkelilere hiç okunmamıştı. Peygamberimiz (s.a.v.)’in teklifini
                kabul eden sahabe olup hiç korkmadan ve çekinmeden Kabe’nin yanına vararak Kur’an’ı
                Azimüşşan’ın Rahman suresini slogan atarcasına Mekkeli müşriklere okuyan ve Bedir
                savaşında İslam düşmanı Ebu Cehli öldüren sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Abdullah Bin Mesut (r.a.)
Soru 14: İslam’ı ilk kabul eden insanlardan olup, kendisine Miraç olayında Rasulüllah (s.a.v.)’in
               “Bir gecede Kudüs’e oradan da göklere gidip geldiğini söylüyor sen bu işe ne dersin”
               denildiğinde cevaben: “O söylüyorsa doğrudur” diyerek imanını ortaya koyduğunda kendisine
               “Sıddık” lakabı verilen ve İslam’ın ilk halifesi olan, Peygamber (s.a.v.)’in sadık dostu ve
               “Kabre hazırlıksız giden, denize kayıksız açılmış gibidir” diyen sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Ebu Bekir (r.a.)
Soru 15: Uhut savaşında diğer şehitlerden ayrı bir özelliğe sahip olan, evlendiği gece cihada katılıp
               cünüp olarak şehit olan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ifadesiyle: “Gasilül melaike”
               meleklerin yıkadığı şehit diye adlandırılan, şehitlerin omuzlarında olduğu anlatılan bu şehit kimdir?
Cevap  : Hz. Hanzala (r.a.)
Soru 16: Medineli ensarların en büyüklerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in devesi hicrette
                onun evinin önüne çökerek onun misafiri olmuştu. Yaşadığı dönemde İslam’ın tüm
                savaşlarına katılmış, Hz. Muaviye’nin emri ile Bizans üzerine giden orduda yerini almış
                93 yaşında İstanbul (Bizans) seferinde şehit olmuş, seneler sonra mezarı Akşemseddin
                tarafından bulunmuş adına türbe ve cami inşaat edilmiş ve hala İstanbul’un bir semti ismi
                ile anılan bu büyük sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Ebu Eyyub El Ensari (r.a.)
Soru 17: Müşrikken Uhut savaşında İslam ordusunun okçular kısmındaki boşluğundan  faydalanıp
               İslam ordusunu zor durumda bırakan, müslüman olduktan sonra Mute savaşında kazandığı
               başarı ile Peygamberimiz (s.a.v.)’in kendisine : “O Allah (c.c.)’ın kılıçlarından bir kılıçtır”
               dediği ömrünü harp meydanlarında geçiren Allah’ın kılıcı (seyfullah) lakabını taşıyan bir
               sahabedir. Vücudunda kılıç değmedik yer kalmayan, fakat şehitlik nasip olmayan bu
               komutan sahabe kimdir?
Cevap   : Hz. Halit Bin Velit (r.a.)
Soru 18: İslam tarihinin kendisine şehitlerin efendisi dediği, Esedullah (Allah’ın Aslanı) lakaplı,
               Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in amcası olan, uhut savaşında Hindin emri ile Vahşi isimli
               bir kölenin attığı mızrakla şehit olan karnı yarılıp kalbi çıkarılan büyük sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Hamza (r.a.)
Soru 19: Annesi Hz. Fatıma (r.anha), babası Hz. Ali (r.a.) olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in
                sevgili torunudur. Kendisinin 6 aylık halifelik döneminden sonra halifelik sona erip bu
                zamandan sonra halifelik adına saltanat başlamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bu
                sevgili torununun ismini söyleyiniz?
Cevap  : Hz. Hasan (r.a.)
Soru 20: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ilk eşi ve onun 7 çocuğu olan (Kasım, Tahir, Tayyip,
               Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma) isimlerindeki evlatlarının annesidir.
               İslam ümmetinin kadınların hayırlısı olarak bildirdiği ilk zevcesinin ismi nedir?
Cevap  : Hz. Haticetül Kübra (r.anha)
Soru 21: Müslümanların gizli ibadet ettikleri dönemde arkadaşları ile birlikte Mekke dışına
               ibadet etmek için giden, ibadet etmeleri müşrikler tarafından rahatsız edilince bir deve
               kemiğini alarak müşriklerin birinin kafasına vurarak İslam’da ilk kan döken sahabe
               olmuştur. Aynı zamanda düşmana savaşta ilk oku atan sahabe ünvanını taşıyan ve
               cennetle müjdelenen kimdir?
Cevap  : Hz. Sad Bin Ebu Vakkas (r.a.).
Soru 22: Kureyş’in en asil ailesine mensup, haya örneği bir insandır. İlk müslümanlardan olduğu
               gibi yaşarken cennetle müjdelenmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ayrı ayrı
               zamanlarda iki kızı ile evlenmiş olduğu için kendisine “Zinnureyn” (iki nur sahibi) lakabı
               verilmiş, Habeşistan’a yapılan ilk hicrete iştirak etmiş, İslam’ın üçüncü halifesi olmuş,
               vahiy katipliği yaptığı gibi 146 hadiste rivayet etmiş olan ve Kur’an okurken şehit edilen
               kendisinden meleklerin dahi haya ettiği bu büyük sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Osman Bin Avf (r.a.)
Soru 23: İslam tarihinde Hattabın oğlu olarak bilinen, cennetle müjdelenenlerden ikincisi olduğu
                gibi İslam’ında ikinci halifesidir. 40.cı müslüman olarak İslam’ı kabul etmiş, cahiliyye
                döneminde kızını diri olarak toprağa gömmüş ama İslam’ı kabulünden sonra ise ruhu
                karıncayı dahi incitmeyecek kadar incelmiş, halifelik döneminde dünyada bir daha
                benzeri çok zor yaşanacak adaleti gerçekleştirmiş ve sonunda 63 yaşında iken mecusi
                bir köle tarafından hançerlenerek şehit edildi. Yüzüğünde “Nasihat isteyene ölüm yeter”
                yazılı olan adaletin sahibi İslam’ın ikinci halifesi bu sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Ömer-ül Faruk (Ömer Bin Hattab) (r.a.)
Soru 24: İslamiyet’i kabul ederken “Allah (c.c.) beni yaratırken babam Ebu Talib’e mi
                sordu ki, ben iman edeceğim zaman ona sorayım” diyen ve kabul eden,
                Peygamberimiz (s.a.v.)’in amcasının oğlu, İslam’a ilk giren çocuk, cennetle
                müjdelenenlerden, dört halifenin dördüncüsü, Hz. Fatıma (r.anha) validemizin kocası,
                Hasan ile Hüseyin (r.a.)’in babası, Allah (c.c.) aslanı lakaplı bu yiğit sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Ali (r.a.)
Soru 25: Mekke’de ilk kez halkın içersinde “La ilahe İllallah” diyen sahabe kimdir?
Cevap  : Ebu Zer Gifari (r.a.)
Soru 26: Dünyanın hiç bir yerinde hiç bir zaman mevcut olmamış olan müesseseyi
               Hz. Ömer (r.a.) kurmuştu. Halk tarafından sorulan meselelerin cevabını ücretsiz
               olarak veren bir devlet kuruluşu idi. Bir nevi avukatlık olan bu müessesenin konusu
               halka hizmet, fetvaların sıhhatli olarak insana devlet eli ile (İslam hukukunu) insanın
               tabi hakkı olanı bildirmekti. Bu müesseselere ne ad verilir?
Cevap  : İfta Mahkemeleri.
Soru 27: Cömertliği ile tanınan, elindeki tüm hurma bahçesini vakfeden ve bir daha oraya
                girmeyen hatta hanımını dahi bahçe kapısının dışından çağıran, Uhut savaşında iken
                Efendimiz (s.a.v.)’e fırlatılan oka kolunu siper yaparak çolak kalıp vücudunun bir
                parçasını da vererek cömertliğini bu noktada da gösteren sahabe kimdir?
Cevap  : Talha Bin Ubeydullah (r.a.)
Soru 28: Erkam (r.a.)’ın evinde müslüman oldu. Medinelileri eğitmesi için Rasulüllah (s.a.v.)
               tarafından Medine’ye yollandı. Medine’de Müslümanlara ilk defa cemaatla namazı
               o kıldırdı. Uhut’ta müslümanların sancağını taşırken şehit oldu. Önceden zengin bir
               ailenin çocuğu iken, müslüman olup şehit edildiğinde vücudunu tam olarak örtecek
               kadar bir örtüsü dahi olmayan bu sahabe kimdir?
Cevap  : Musab Bin Umeyr (r.a.)
Soru 29: İslam’ın ilk müslümanları hep onun evinde dinle tanıştılar. Daha müslümanlar 40 olmadan
                gizli toplantı ve ibadetlerini onun evinde yaptılar. İslam onun evinde anlatılmaya, tebliğ
                edilmeye başlandı. Müslümanlar ve İslam tarihi için istisna bir yere sahip olan eviyle
                anılan bu misafirperver sahabe kimdir?
Cevap  : Erkam Bin Erkam (r.a.)
Soru 30: İslam’a ilk giren sekiz kişiden biri, cennetle müjdelenen on kişiden biri,
               Hz.Ömer (r.a.)’dan sonraki halife seçimindeki Şura heyetindeki altı kişiden biri,
               cennetle müjdelendiğini duyduğu zaman buğday, un ve yiyecek yüklü 700 deveden
               oluşan kervanını Allah yolunda hibe eden bu zengin sahabe kimdir?
Cevap  : Abdurrahman Bin Avf (r.a.)
Soru 31: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hicretinde Hz. Ebu Bekir (r.a.) ile Sevr mağarasında
               gizlendiklerinde üç gün müddetince onlara yemek taşıyan insan o civarda koyun otlatan
               bir insandı. Allah (c.c.) habibine onun eliyle yardım ediyordu. Bu sahabe kimdi?
Cevap  : Amir Bin Füheyre (r.a.)
Soru 32: Aslen İranlı olan ve çileyi tatmış olan sahabedir. Mecusi (ateşe tapan) bir ailenin çocuğu
               olup ailesinin inancı kendisini tatmin etmedi ve Hıristiyanlığı duyunca Hıristiyan olup
               yıllarca bir papaza hizmet etti. O dinde onu tatmin etmedi ve Allah Resulü (s.a.v.)’i duydu.
               İslam’ı kabul etmek için Mekke’ye doğru gelirken onu yol arkadaşları köle diye bir
               Medineli yahudiye sattılar. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hicretinde Medine’ye geldiğini
               hurma dalında iken duyunca heyecandan düştü. İyileşince gidip müslüman oldu ve onu
               müslümanlar kölelikten kurtarmak için aralarında 300 hurma ağacı yetiştirip yahudiye
               vermek için anlaştılar. Yahudi bu hali görünce hidayete erdi ve müslüman oldu. Böylece o
               kölelikten, yahudi dininden, hurmalıkta yahudinin olmaktan kurtuldu. Hendek savaşı
               öncesinde istişare yapılırken Hendek kazılması fikrini ortaya atan ve fikri kabul edilmiş olan
               büyük sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Selman-ı Farisi (r.a.)
Soru 33: Ensardan olup küçük yaşta Kur’an’ı Kerim’i ezberledi. Hz. Peygamber(s.a.v.)’in vahiy
                katipliğini yaptı. Rasulüllah (s.a.v.)’in emri ile Süryani ve İbrani dillerini öğrendi.
                Hz. Peygamber (s.a.v.)’in mektuplarını yazdı ve tercümanlığını yaptı. Hz. Ebu Bekir
                döneminde Kur’an ayetlerinin “Mushaf” haline toplanışında çalışan heyetin başı da olan
                bu sahabe kimdir?
Cevap  : Zeyd Bin Sabit (r.a.)
Soru 34: İslam tarihinde okçuların emiri (komutanı) adıyla meşhur olan sahabe kimdir?
Cevap  : Abdullah Bin Cübeyr (r.a.)
Soru 35: Yaşı yirmiyi geçmediği halde, aralarında büyük sahabelerinde bulunduğu,
                Bizanslılara karşı savaşacak İslam ordusuna Rasulüllah (s.a.v.) tarafından
                komutan atanan sahabe kimdir?
Cevap   : Üsame Bin Zeyd (r.a.)
Soru 36: Uhut savaşında vücudu kanlar içinde kaldığı halde Peygamberimiz (s.a.v.)’i
                korumak için çarpışıp kahramanlık gösteren kadın sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Nesibe, lakabı; Ümmü Ümera (r.anha)
Soru 37: Hicretin 49. Senesinde , içlerinde İbni Abbas, İbni Ömer, İbni Zübeyr ve Ebu
                Eyyub El Ensari (r.a.)’nin de bulunduğu İslam ordusu İstanbul’u kuşatmıştı.
                Bu güzide ordunun komutanlığını yapan sahabe kimdir?
Cevap  : Süfyan İbni Avf  (r.a.)
Soru 38: Savaşa katılmadıkları için haklarında ayet inen üç sahabe vardı ki bunlarla
               Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabı konuşmamış, selamlarını almamış ve
               selam vermemişlerdi. Ne zaman ki pişmanlıklarını tövbe ile Allah (c.c.)’a kabul
               ettirmişler ve o zaman Efendimiz (s.a.v.) ve ashabı Allah (c.c.)’ın izni ile konuşmuşlardı.
               Haklarında ayet inen bu üç sahabe hangileridir?
Cevap  : Kab Bin Malik, Murare Bin Nebi, Hilal Bin Ümeyye (r.anhüm)
Soru 39: Hz. Bilali Habeşi’ye kızgın çöller üzerinde dininden döndürmek için taşlarla işkence
               yapan kafir kimdi ve bu kafirin akıbeti ne oldu.
Cevap  : Ümeyye Bin Haleftir. Bedir savaşında sahabeler tarafından öldürüldü.
Soru 40: Annesi, Rasulüllah (s.a.v.)’i korumak için silah kuşanan ilk kadın, babası akabede
               biat eden yetmiş kişiden biri, kardeşi Uhut’ta kendini Hz. Peygamber (s.a.v.) için feda
               edenlerden, Necid’te peygamberlik iddiasında bulunan Müseyleme’ye Hz. Peygamber
               Efendimiz (s.a.v.)în mektubunu götürmüş orada vücudu parça parça doğranarak şehit
               edilen sahabe kimdir?
Cevap  : Habib İbni Zeyd (r.a.)
Soru 41: Başlangıçta Rasulüllah (s.a.v.)’in aleyhinde hicivler yazdı. Fakat sonra pişman olup
               Medine’ye affolunmak ümidi ile gitti. Rasulüllah (s.a.v.)’in huzurunda müslümanlığı kabul
               etti ve Rasulüllah (s.a.v.)’i öven meşhur “Bürde” kasidesini okudu. Rasulüllah (s.a.v.)
               çok memnun kaldı ve sırtından hırkasını çıkarıp ona giydirdi. Şair olan bu sahabe kimdi?
Cevap  : Kab Bin Züheyr (r.a.)
Soru 42: İslam’da ilk gerilla kurucusu olan sahabe kimdir?
Cevap  : Ebu Basir (r.a.)
Soru 43: Peygamberimiz (s.a.v.) bir sahabeye, bir sır olarak, münafıkların kimliklerini bildirmişti
               (listesini vermişti). Hatta Hz. Ömer (r.a.) gelmiş “Acaba bende bu listede varmıyım”
               diye sormuştur. Bu listeyi Allah Resulü (s.a.v.)’in verdiği sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Huzeyfe (r.a.)
Soru 44: Medine’de münafıkların başı olarak bildirilen şahıs kimdir?
Cevap  : Abdullah Bin Ubey Bin Selul
Soru 45: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cemaat olarak iki sahabenin arkasında namaz kılmıştır.
               Bu iki sahabe kimlerdir?
Cevap  : Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve Hz. Abdurrahman İbni Avf (r.a.)
Soru 46: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in halasıdır. Kardeşi Allah’ın aslanı lakabıyla anılan
               Hz. Hamza, oğlu Peygamberimiz (s.a.v.)’in yardımcısı Zübeyr İbni Avvam’dır.
               Uhut savaşında müslümanlara su taşıyan, Hz. Peygamber (s.a.v.)’i yalnız kalmış görünce
               su tulumunu fırlatıp savaş alanına atılan, kahramanca Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i
               savunan, kardeşi Hz. Hamza’nın parçalanmış vücudunun başında “Vallahi sabredeceğim,
               bunlar Allah (c.c.) yolunda oldu” diyen sahabe hanım kimdir?
Cevap  : Safiyye Binti Abdulmuttalip (r.anha)
Soru 47: Ashabın en güzel simalarından biri idi. Bazı zaman Cebrail (a.s.) Resulü Ekrem (s.a.v.)’in
               huzuruna onun suretinde gelirdi. Bu güzel simalı sahabe kimdir?
Cevap  : Dıhyetül Kelbi (r.a.) (Dıhye İbni Halife)
Soru 48: Hz. Ömer (r.a.)’in Sad Bin Ebi Vakkas komutasında 8000 müslümanı 60000 kafire
                karşı gönderdiği ve İran ordusu komutanı Calinus’la, Rüstem’i öldürerek kazanılan
                savaş hangisidir?
Cevap  : Kadisiye savaşı.
Soru 49: Bizans ordu komutanı olarak, Halit Bin Velit komutasındaki İslam ordusunun karşısına
               gelip Hz. Halit’le görüştükten sonra müslüman olup aynı günkü komutanı olduğu orduya
               karşı savaşıp sadece bir saat müslümanlığı esnasında gusül, şahadet, iki rekat namaz ve
               cihadı yerine getirip adını dahi değiştirmeye  vakit bulamadan şehit olan insan kimdir?
Cevap  : Cerce (Corci)
Soru 50: Hz. Osman (r.a.)’ın halife seçilmesinde Hz. Ömer (r.a.) işaretiyle oluşan “Şura Heyeti”
                kimlerden ibaretti?
Cevap  : a- Abdurrahman Bin Avf (r.a.)
                b- Zübeyr Bin Avvam (r.a.)
                c- Hz. Ali (r.a.)
                d- Hz. Osman (r.a.)
                e- Talha Bin Ubeydullah (r.a.)
                f- Sad Bin Ebi Vakkas (r.a.)
                g- İhtilaf olması halinde ise Abdullah Bin Ömer (r.a.)
Soru 51: İki müslüman gurubun ki bunlardan biri Hz. Ali (r.a.) taraftarları diğeri ise
                Hz. Muaviye (r.a.) taraftarları arasında yapılan çarpışmanın İslam tarihindeki ismi nedir?
Cevap  : Sıffın olayı
Soru 52: Hz. Hatice (r.a.)’nin erkek kardeşinin oğludur. Kabeyi Muazzama’nın içinde
               doğmuş olan tek kişidir. Ancak Mekke fethedildiği gün müslüman olmuştur.
               Bu geç kalışından dolayı büyük pişmanlık duymuş, uzun süre ağlamış, Darun Nedve adı
               verilen tarihi evini satarak geçmişin acı izlerini silmek istemiştir. Bütün varlığıyla İslam’a
               yönelmiş, bütün malını Allah (c.c.) yolunda harcamış olan bu sahabe kimdir?
Cevap  : Hakim İbni Hazam (r.a.)
Soru 53: Hz. Ali (r.a.)’ın oğlu Hz. Hasan’a iyi muhafaza etmesi gerektiğini söyleyerek
               sekiz tane tavsiyede bulundu. Bu tavsiyeler nelerdir.
Cevap  : a- Zenginliklerin en büyüğü akıldır
               b- Fakirliklerin en büyüğü ahmaklıktır
               c- Vahşetin en büyüğü kibirdir
               d- Meziyetlerin en büyüğü güzel ahlaktır
               e- Ahmaklarla arkadaş olma
               f- Yalancılarla dost olma
               g- Cimrilerle arkadaşlık kurma
               h- Dine lakayt olanlarla dostluk kurma.
Soru 54: Hz. Bilal’i özgürlüğüne kim kavuşturdu?
Cevap  : Hz. Ebu Bekir (r.a.)
Soru 55: Gördükleri işkencelerden dolayı müslümanlar göç etmek zorunda
                kalmışlardır. Müslümanların göç ettiği yerlerin ismini söyleyiniz?
Cevap  : Habeşistan ve Medine.
Soru 56: Medine’ye ilk hicret eden sahabe kimdir?
Cevap  : Ebu Seleme Bin Abdul Esad (r.a.)
Soru 57: Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i vefatından sonra hangi sahabe yıkadı?
Cevap  : Hz. Ali (r.a.)
Soru 58: Habeşistan’a ilk hicret edenler kimdi ve başlarında kim vardı?
Cevap  : 16 kişi idiler ve başlarında Hz. Osman (r.a.) vardı.
Soru 59: Hz. Muhammed (s.a.v.)’e peygamberlik gelmeden önce, Ukaz panayırında
                içlerinde Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ve Hz. Ebu Bekir (r.a.)’ın de bulunduğu
                bir topluluk içinde yakında bir peygamber geleceğini bildiren şahıs kimdir?
Cevap  : Kus Bin Saide
Soru 60: Müslümanların İslam’ın beşinci halifesi dedikleri Emevi halifesi kimdir?
Cevap  : Ömer Bin Abdulaziz (r.a.)
Soru 61: Hz. Ebu Bekir kaç yıl halifelik yaptı?
Cevap  : Iki sene, üç ay, sekiz gün.
Soru 62: Mekke fethedildiğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kabe’nin anahtarını
                kime vermişti?
Cevap  : Osman Bin Talha (r.a.)
Soru 63: Bedir savaşında oğlu Abdurrahman’ı müşrikler içinde görüp onunla dövüşmek
                istediğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in izin vermediği sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Ebu Bekir (r.a.)
Soru 64: Medine’de müslümanlara cemaatla ilk defa namazı kim kıldırdı?
Cevap  : Musab Bin Umeyr (r.a.)
Soru 65: Kudüs hangi halife zamanında fethedildi?
Cevap  : Hz. Ömer (r.a.) zamanında
Soru 66: Uhut savaşında Rasulüllah (s.a.v.)’in miğferinin demir halkalarının mübarek yüzüne
                batması üzerine, dişleriyle halkaları çıkartan, bunu yaparken iki dişi kırılan sahabe kimdir?
Cevap  : Ebu Ubeyde Bin Cerrah (r.a.)
Soru 67: Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in amcasının oğludur. Hicretten üç yıl önce
                müslümanların abluka altında alındıkları sırada Mekke’de dünyaya geldi.
                Rasulüllah (s.a.v.)’in terbiyesinde yetişti ve duasını aldı. Hicretin 27.ci yılında
                Afrika fütuhatına, 48.ci yılında Hz. Ebu Eyyub El Ensari ile İstanbul seferine katıldı.
                Hz. Ali (r.a.) zamanında Basra valiliği yapan bu sahabe kimdir?
Cevap  : Abdullah İbni Abbas (r.a.)
Soru 68: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den “Genişliği, gökler ve yer kadar olan cennet”
               sözünü duyunca bir anda ruhunda fırtınalar koptu. “Gökler ve yer kadar”
               diyerek hayal etmeye çalıştı onu. Bedir, çölde bir kum tanesi kadar küçüktü şimdi.
               Sevinçle ürperdi. Mademki bunu O müjdeledi, bir an önce oraya kavuşmalıyım, dedi.
               Eline bir kaç hurma aldı ve yemeye başladı. Fakat ne garip, yediği her hurma, bir
               öncekinden daha lezzetsizdi. Durdu. Yiyecek zamanı varmıydı? Hayır, bu çok uzun bir
               süre, dedi. Elindeki hurmaları fırlattı. Atını savaş alanına sürdü. Dövüşüyor ve şu beyitleri
               söylüyordu: “Cihatta sabırla, Allah’a takva ve salih amel azığıyla koşmak. Her azık
               tükenmeye mahkum. İyilik ve takvada yalnız hakikat.” Yolunuz Bedir’e düşerse bir gün,
              duvarlarla çevrili bir alan göreceksiniz. Girin kapıdan, yürüyün ince beton yoldan.
               İşte küçük boş bir havuz, hayır havuz değil, vardınız onun yanına. Orada yatan 14 kişiden
               biridir. Sorun nasıl attı hurmaları elinden! Sorun! Kimdir bu sahabe?
Cevap  : Umeyr Bin El Humam (r.a.)
Soru 69: Peygamberimiz (s.a.v.) Hakka davet için gittiği Taif’den kederli bir halde
                Mekke’ye döndüğünde onu kim himayesine almıştı?
Cevap  : Mutim Bin Adiyy
Soru 70: Henüz müslüman olmamış Ebu Talha’nın  evlenme teklifini “Eğer müslüman olursan,
                işte o benim mehrim olsun, evlenelim, başka bir şey istemem” sözleriyle cevap veren
                hanım sahabe kimdir?
Cevap  : Rümeysa (r.anha)
Soru 71: Müşrikler her vücudunu parçalayışta ona soruyorlardı: “Muhammed’in senin yerinde
               olmasını istermisin?” oda her defasında şu cevabı veriyordu:
               “Vallahi Muhammed (s.a.v.)’e bir diken batması karşılığında, ailem ve çocuğumla
                birlikte rahat olmak istemem” Kimdir bu yüce sahabe?
Cevap  : Hubeyb Bin Adiyy (r.a.)
Soru 72: Müslüman olanların 14.cüsüdür. Önce Habeşistan’a sonra Medine’ye hicret etmiştir.
                Bedir savaşında yararlıklar göstermiştir. Hicretin 2.ci yılında vefat ettiğinde,
                Hz. Peygamber (s.a.v.) cenazesi üzerine kapanıp onu öpmüş, ağlamış ve tabuta
                konulduğu sırada: “Ey Osman ne mutlu sana! Şimdi devlet saadet senin içindir.
                Ne dünya sana bir hülle (elbise) giydirdi, ne de sen dünyaya bir kıymet verdin.
                ” Buyurmuştur. Eskimiş ehramıyla kefenlenen bu sahabe kimdir?
Cevap  : Osman İbni Mazun (r.a.)
Soru 73: Bir gün bir toplulukta Rasulüllah (s.a.v.) efendimiz sırayla: “Bugün sizden
                kim oruçlu olarak sabahladı? Sizden kim bugün bir hastayı sordu?
                Bugün sizden kim bir cenazede hazır bulundu? Bugün sizden kim bir yoksulu
                doyurdu?” sorularını sordu. Sahabeden sadece bir kişi “Ben ya Rasulüllah”
                diye cevap veriyordu. Bu sahabe kimdir?
Cevap  : Hz. Ebu Bekir (r.a.)
Soru 74: İsrail oğullarından ve Yusuf (a.s.)’ın soyundandır. Kur’an ile Tevrat arasındaki
                benzeyişliğe dikkat çekerek kavmine: “Musa’ya nazil olan Tevrat’ı Allah kelamı
                kabul edipte Muhammed (s.a.v.)’e nazil olan Kur’an’ı inkar etmek zulümdür”
                diyerek müslüman olmuştur. Ahkaf suresinin 10 ayeti sonuna kadar kendisi için nazil
                olan bu sahabe kimdir?
Cevap  : Abdullah İbni Selam (r.a.)
Soru 75: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç
               olarak alan hicri takvimi kim başlatmıştır?
Cevap  : Hz. Ömer (r.a.)
Soru 76: Mekke fethedildiğinde Kabe’nin anahtarını Rasulüllah (s.a.v.) kime vermiştir?
Cevap  : Osman Bin Talha (r.a.)’a
Soru 77: Hz. Hatice annemizden sonra müslüman olan kadın kimdir?
Cevap  : Hz. Abbas’ın hanımı Ümmül Fadl (r.anha)
Soru 78: Tarık Bin Ziyad size neyi hatırlatıyor?
Cevap  : Endülüs’ün fethini
Soru 79: Ölümünde Rahmanı arşı titreyen sahabe kimdir?
Cevap  : Saat Bin Muaz (r.a.)
Soru 80: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in seni seviyorum dediği sahabe kimdir?
Cevap  : Muaz Bin Cebel (r.a.)
Soru 81: İslam aleyhine şiirler yazarak fitne çıkaran ve sahabe tarafından öldürülen
                şahıs kimdir?
Cevap  : Kab Bin Eşref
Soru 82: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Mekke’den Medine’ye hicret ederken Ranuna
               vadisinde konaklamış ve orada ilk Cuma namazı kılınmıştır.
               Hutbeyi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) okumuştur. Cumayı kıldıran sahabe kimdir?
Cevap  : Esad Bin Zürare (r.a.)
Soru 83: Allah Resulü (s.a.v.)’in hendek savaşında düşmanı gözetlemek için
                görevlendirdiği sahabe kimdir?
Cevap  : Huzeyfe (r.a.)
Soru 84: “Bana uyarıcı ihtarlar yapmadıkça, sizde hayır yoktur. Sizlerden gelen bu
               uyarıları güzel karşılamadıkça biz de hayır yoktur”
Cevap  : Hz. Ömer (r.a.)
Soru 85: “Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceyi ibadetle geçirsem, malımı
                parça parça Allah yolunda infak etsem ve bu hal üzere ölsem, fakat gönlümde
                Allah’a itaat edenlere karşı bir sevgi, isyan edenlere karşı da bir nefret
                duygusu taşımazsam, bütün bu yaptıklarımdan fayda göremem” diyen sahabe kimdir?
Cevap  : Abdullah Bin Ömer (r.a.)
Soru 86: Hz. Osman (r.a.)’ı halife ilan eden sahabe kimdir?
Cevap  : Abdurrahman Bin Avf (r.a.)
Soru 87: İslam tarihinde kim ilk olarak oğlunun halife olmasını vasiyet etmiştir?
Cevap  : Muaviye oğlu Yezid’e
Soru 88: Kadisiye savaşında Rüstem’e gidip “Biz dileyenleri kula kulluktan kurtarıp
                yalnız Allah (c.c.)’a kul yapmaya, insanları batıl düzenlerin zulmünden kurtarıp
                İslam’ın adaletine koymak için gönderildik” diyen elçinin adı nedir?
Cevap  : Rabi Bin Amr
Soru 89: 8-10 yaşlarında esir edilerek köle pazarında satıldı. İlk müslüman olanlardan
               olan sahabeler arasında yer alır. Çocuk yaşta babasıyla, Allah Resulü (s.a.v.)
               arasında “Kimi tercih ediyorsun” sorusuna “Ya Rasulüllah sizin üzerinize hiç bir
               kimseyi tercih edemem, benim annem de, babam da sensin” diyerek peygamber
               sevgisinin anne ve baba sevgisinin üstünde olduğunu belirtmiştir.
               Peygamberimiz (s.a.v.) Taif’te müşrikler tarafından taşlandığında vücudunu taşlara
               karşı tutarak liderini korumaya çalışmıştır. Kur’an’ı Kerim’de ismi geçen yegane
               sahabe olup, “Allah Resulünün sevgilisi” lakabıyla şereflenmiştir.
               Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Bir çok defasında gazvelere çıktığında yerine onu
               vekil bırakırdı. Bedir savaşından itibaren, şehit düştüğü Mute savaşına kadar
               yapılan bütün gazvelere katılmıştır. Savaş meydanlarında ok atmada pek maharetli
               ve becerikliydi. Mute’de şehit olduğunu duyduğunda gözleri yaşaran peygamber
               Efendimiz (s.a.v.): “Bu göz yaşları sevgilinin sevgiye olan iştiyakı” dediği sahabe kimdir?
Cevap  : Zeyd İbni Harise (r.a.)
Soru 90: İlk müslümanlardan olup, Hz. Ali (r.a.)’ın abisidir. Kendisinin tanındığı
                meşhur ismi vefatı esnasında, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in söylediği
                bir söz üzerine söylene gelmiş ve o isimle meşhur olmuştur. Habeşistan’a
                hicret eden müslümanların içinde bulunmuş ve Habeş kralı Necaşi’ye
                karşı müslümanların sözcülüğünü yapmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in:
                “Zeyd şehit olursa o, o şehit düşerse Abdullah Bin Revaha, O da şehit
                düşerse asker kimi isterse onu komutan yapsın” dediği savaşta şehit düşen
                ikinci sıradaki komutandır. İsmini de bu savaşta şehit oluş şekliyle almıştır.
                Bu komutanın adını ve hangi savaşta şehit olduğunu yazınız.
Cevap  : Caferi Tayyar (r.a.) - Mute savaşı
Soru 91: Şerefli tarihimiz nice kahramanlıklara sahne oldu. Nice çileler çekildi, nice
               şehitler verildi. İşte İslam’ın ilk yıllarında bir sahabe bu çile ve işkenceye
               maruz kaldı. Dövüldü, sövüldü, fakat asla dininden dönmedi. Kızgın korlara
               yatırıldı. O korları çiçeğe çevirmedi Allah, kuluma cennette çok nimetler
               vereyim diye, örnek olsun ondan sonra gelecek rahatını seven müslümanlara
               diye. İşte o mübarek insanın kemikleri görünecek şekilde yanıktı sırtı. Yanık
               sırtını Hz. Ömer (r.a.)’a göstererek “Ya Ömer neydi o ilk günlerde çektiğimiz
               çileler” diyordu. Bu çilekeş sahabe kimdir?
Cevap  : Habbab Bin Ered (r.a.)
Soru 92: Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 571 yılında
                dünyaya geldi. İnsanları kölelikten, putlara kulluktan kurtarmak ve temizlemek
                için gelmiştir. Uzak-yakın demeden bütün insanlara vahiy kültürünü sunmuştur.
                Kimileri inkar etti. İnkar edenler müslümanları ümitsizliğe düşürmedi. Kimileri
                iman etti, grup grup Allah’ın dinine girdi. Onlar da müslümanları şımartmadı,
                şükrünü artırdı. Bunlar Mekkeli, Medineli, Taifli, Faslı olup İslam’a gönül
                vermişlerdi. Bunlardan biri de Rum diyarlarından gelen ve sapsarı rengiyle bu
                hayır ummanına bir çeşni katan sahabe kimdir?
Cevap  : Süheyl Er Rumi (r.a.)
 
Soru 93: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sır katibinin ismi nedir?
Cevap  : Hz. Huzeyfe (r.a.)
Soru 94: Medine’de kurulmuş yeni İslam devletinin, Mekke müşrik devletiyle yaptığı
                ilk yazılı anlaşma Hudeybiye anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın şartlarından bir tanesi
                şu şekilde idi. Mekke’de müslüman olup, gizlice Medine devletine  sığınanların
                geriye iadesi idi. Bu anlaşma gereği Medine’ye kaçamayan, yeni müslüman olmuş
                olan müslümanlar, çareyi Mekke ile Şam arasında El-İss diye adlandırılan yerde
                bir müslüman sahabenin kurmuş olduğu gerilla kampına katılmakta buluyorlardı.
                Bu gerilla kampına katılan ve eğitilen sahabeler, Mekkeli müşriklerin Şam tarafına
                gönderdikleri ticaret kervanlarını basarak mallarına el koyuyorlar ve sürücüleri de
                esir alıyorlardı. Bu durumdan tedirgin olan Mekkeli müşrikler Hz. Peygamber (s.a.v.)’e
                müracaat ederek Hudeybiye anlaşmasının ilgili maddesinin kaldırılmasını ve bu gerilla
                kampının dağıtılmasını istediler. Bu gerilla kampını kurarak yöneten sahabe ve bu gerilla
                kampının ismi nedir?
Cevap  : Ebu Basır ve Ebu Basır Kampı
Soru 95: Hilafetin hakemler vasıtası ile tespit edilmesine karar verilen sıffın hadisesinden sonra
                (Hüküm ancak Allah (c.c.)’a aittir) ayetini delil göstererek hakem olayını küfür addeden
                 müslümanlara ne ad verilir?
Cevap  : Harici
Soru 96: Ashabtan ve İslam’ı ilk kabul edenlerdendir. En çok hadis rivayet edendir.
                Hz. Ömer (r.a.)’ın hilafeti döneminde Bahreyn ve Medine’de valilik yapmıştır.
                Kedileri çok sevdiğinden dolayı Peygamberimiz (s.a.v.) kedilerin babası anlamına
                gelen Ebu Hureyre lakabını vermiştir. Kendisi de bu isimden hoşlandığından İslam
                tarihinde bu isimle anılmaktadır. Ebu Hureyre (r.a.)’ın asıl ismi nedir?
Cevap  : Abdullah

Soru 97: Hendek gazvesinden sonraki zaman içersinde müşrikler, daha önce savaşlarda
               ölen Kureyş büyüklerinin yerini dolduramıyor ve halka fazla tesir edemiyorlardı.
               Her ne kadar büyüklerinin yolundan gitmiş olsalarda Hicretin 6.yılında
               Peygamberimiz (s.a.v.) görmüş olduğu bir rüya üzerine umre yapmaya hazırlandı.
               Etrafındaki müslüman kabilelere haber gönderdi. Fakat bunlar “Muhammed can
               düşmanlarının içine giderek kendini tehlikeye atıyor” düşüncesiyle birer bahane
                uydurarak Mekke’ye gitmekten çekindiler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.)
                Medineli müslümanlardan meydana gelen 1500 kişilik bir toplulukla yola çıktı.
                Fakat kafile Hudeybiye mevkiine yaklaştığında, müşrikler müslümanların Mekke’ye
                girmelerine izin vermeyeceklerini söylediler. Ve sadece müslümanları vekaleten bir
                kişinin Mekke’yi ziyaretine izin verdiler. Ve bu iş için nihayet Hz. Osman (r.a.) seçildi
                ve gönderildi. Fakat Hz. Osman müşrikler tarafından göz hapsine alındı. Kureyşin bu
                hareketi müslümanlar arasında Osman öldürüldü diye haber yayılmasına sebep oldu.
                Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) artık muharebe etmedikçe dönmeyiz dedi ve
                orada bulunan müslümanlardan bir tanesi hariç “ölüm var dönüm yok” diyerek
                Semure adı verilen ağacın altında tek tek biat aldı. Bu biatin adını ve
                peygamberimiz (s.a.v.)’e biat vermek nasip olmayan o bir kişi niçin biat vermemiştir?
Cevap  : Rıdvan biati - Kırmızı renkli devesini aramayı biate tercih ettiği için

5.06.2017

ÇOCUKLARA ŞEFKAT

Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatıyor:
Peygamber aleyhisselâm, torunu Hazreti Hasan'ı öptü. Yanında da sahâbîlerden Akra' bin Habis Teymî oturmaktaydı.
Akra':
— Benim on tane evlâdım var, bunlardan hiç birini öpmedim, dedi. Peygamber aleyhisselâm kendisine baktı ve:
— Şefkat ve merhamet göstermeyen kimseye, Allah da kendi rahmetini ihsan etmez, buyurdu.
(Buharî, Ebû Davud, Tirmizî)

EN BÜYÜK İYİLİK

Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
Adamın biri:
— Ey Allah'ın Resulü, insanlardan kendisine iyi muamele yapmama en lâyık olan kimdir? diye sordu. Peygamber aleyhisselâm da:
— Anan, sonra anan, sonra yine anan; bundan sonra da babandır. Bunlardan sonra sırasıyle akraba ve taâllukatından sonra en yakın olan kimsedir, buyurdu.
(Müslim)

ALLAH'IN SEVDİKLERİ VE BUĞZETTİKLERİ

Ebû Zer radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
Allahü Teâlâ üç kişiyi sever, üç kişiye de buğz eder. Allah'ın kendilerini sevdiği üç kişi şunlardır:
1 — O kimse ki, bir adam bir kavme gelip, onlardan kendisi ile onlar arasında bulunan bir yakınlığa dayanarak değil, Allah rızası için bir şey istemiş, fakat bu kavim o istediğini vermemiştir. Ancak bu kavim içerisinden bir adam, diğerlerinin gerisinde kalıp isteyen kimseye, Allah'tan ve veren kimseden başka hiç bir kişinin bilemeyeceği bir şekilde, gizli olarak bunu vermiştir.
2 — Bir topluluk yolculuk sırasında gece olduğu vakit, yolculuklarına devam etmişler, uyku kendilerine, karşılığındaki her şeyden daha sevgili olunca, hepsi başını yere koyup uyudukları halde, içlerinden birisi kalkmış ve ona olan sevgisini hissederek Allah'ın âyetlerini okumuş, ibadet etmiştir.
3 — O kimse ki, bir askerî müfrezede bulunmaktadır. Düşmanla karşı karşıya kalmıştır, içinde bulunduğu müfreze hezimete uğradığı halde, bu kimse tek başına şehîd veya gazi oluncaya kadar düşmana taarruz etmiştir.
Allahü Teâlâ'nın kendilerine buğz ettiği üç kişi de şunlardır:
1 — Zina eden ihtiyar.
2 — Kibir sahibi fakir.
3 — Zulüm yapan zengin.
(Tirmizî, Hâkim)

BEDİR'DE MELEKLERİN YARDIMI

Hazreti Ömer radıyallahu anh şöyle anlatıyor:
Bedir gününde Allah'ın Resulü müşriklere baktı. Onlar bin, Peygamber aleyhisselâmın sahabîleri ise üç yüz on dokuz kişiden ibaretti.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm, kıbleye döndü ve ellerini kaldırıp şöyle dua etmeye başladı:
— Ey Allah'ım, bana olan vaadini yerine getir; ey Allah'ım, bana vaad ettiğini ver; ey Allah'ım, müslüman halkından bu küçük topluluk helak olursa, yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmaz!
Allah'ın Resulü ellerini uzatmış, Kıbleye dönmüş olarak Rabbine yalvarmaya devam ediyordu. Cübbesi omuzlarından düşmüştü. Hazreti Ebû Bekir geldi, cübbesini omuzlarına kaldırdıktan sonra, arkasından tutup kendi göğsüne dayadı ve:
— Ey Allah'ın Peygamberi, yeter Rabbine yalvardın. O sana olan vaadini yerine getirecektir! dedi.
Bunun üzerine Allahü Teâlâ: «Hani Rabbinizden yardım istiyordunuz da, (Muhakak size meleklerden birbiri ardınca binlercesi ile yardımda bulunacağız) diye duanızı kabul buyurmuştu.» (Enfâl Sûresi) mealindeki Âyet-i Kerîmeyi indirdi. Ve Allahü Teâlâ meleklerle Resulüne imdada yetişti.
(Buharî, Müslim, Tirmizî)
İbni Abbas radıyallahu anh anlatıyor:
O gün müslümanlardân bir kişi, müşriklerden bir adamın karşısında güç bir vaziyette kalmışken, birden bire müşrik kimsenin üzerinde bir kamçı darbesinin sesini ve atlının «îleri ey Hayzûm!» dediğini duydu. Karşısındaki müşrike bakınca, adam sırt üstü yere yıkıldı. Bir de baktı ki, adamın burnu kırılmış, yüzü yarılmış, kamçının isabet ettiği yerler mosmor olmuştu. Ensârdan olan o adam bunu gelip Peygamber aleyhisselâma anlatınca, Allah'ın Resulü:
— Doğru söylüyorsun;'bu' üçüncü kat semâdan gelen yardımdır! buyurdu.
(Müslim)

İŞKENCE ETSELER BİLE

Hazreti Âişe radıyallahü anhâ'dan şöyle anlatılır:
Hazreti Âişe:
— Ey Allah'ın Resulü, hayatında Uhud gününden daha şiddetli bir gün geçirdin mi? diye sordu. Peygamber aleyhisselâm:
—; Kavmimin 'bir çok işkencelerine uğradım. Bunların en şiddetlisi Akabe günü maruz kaldığım işkence idi. Hani o gün Abd-i Külâl'in oğlu Abd-i Yâlil'in oğluna îslâmı tebliğ edip müracaatta bulundum. Fakat arzularımın hiç birisine cevap vermedi. Üzgün bir çehre ile âdeta kendimden geçmiş bir halde döndüm. Karn-i Seâlib'e geldiğim vakit ancak kendime gelebilmiştim. Yukarıya başımı kaldırınca, beni gölgelendiren bir bulut ile karşılaştım. Bakınca orada Cibril aleyhisselâmı gördüm.
Cibril aleyhisselâm bana nida ederek dedi ki:
— Allahü Teâlâ, kavminin sana ne dediklerini, seni nasıl reddettiklerini işitti ve sana dağlara hükmeden meleği gönderdi; kendisine kavmine ne yapmasını emredersin, diye.
Bunun üzerine dağlara hükmeden melek bana nida edip selâm verdikten sonra:
— Ey Muhammed, muhakkak Allah kavminin sana ne söylediklerini işitti. Ben dağlara hükmeden meleğim.. Rabbin beni sana, istediğin şeyi bana emretmen için gönderdi.. Dilediğini emret; istersen Ahşabeyn', yani Ebû Kubeys dağı ile karşısında bulunan dağdan ibaret bu iki dağı onların üzerine yıkıvereyim, dedi.
Peygamber aleyhisselâm ise:
— Hayır, öyle yapmanı istemiyorum; aksine, Allah'ın onların neslinden bir olan Allah'a şirk koşmadan îman ve ibadet edecek kimseleri çıkarmasını istiyorum, buyurdu.
(Buharî, Müslim)

RESÛLULLAHA YAPILAN İŞKENCE

İbni Mesud radıyallahu anh anlatıyor:
Peygamber aleyhisselâm Kabe'de namaz kılarken Ebû Cehil ve arkadaşları da orada oturuyorlardı. Bir gün önce de orada bir deve kesilmişti.
Ebû Cehil arkadaşlarına:
— Kim bu filan oğullarına aid devenin rahimdeki yavruyu saran zarını alıp, secde halinde iken Muhammed'in omuzlarına koyuverecek? dedi. Kavmin en âdisi Ukbe bin Ebû Muayt kalktı ve o zarı alıp Peygamber aleyhisselâm secdede iken omuzlarının arasına koydu.
Bunun üzerine, oradaki müşrikler katıla katıla güldüler. Ben de ayakta seyrediyordum. Bir yerden bir kuvvet olsaydı, o pisliği Allah'ın Resulünün sırtından alıp, atacaktım. Peygamber aleyhisselâm secdede kapanıp kalmış, başını kaldırmıyordu. Adamın biri gidip hadiseyi Hazreti Fatıma'ya haber verdi. O sırada küçük bir kızcağız olan Hazreti Fatıma gelip pisliği Resûlullah aleyhisselâmın üzerinden attı. Peygamber aleyhisselâm namazını tamamlayınca yüksek sesle o müşriklere beddua etti. Allah'ın Resulü beddua ettiği zaman da, dua ettiği vakit de üçer defa tekrar ederdi.
Peygamber aleyhisselâm yine üç defa:
— Ey Allah'ım, Kureyş'in hakkından gel! diye beddua etti. Ebû Cehil ile arkadaşları bu bedduayı duyunca gülmeyi bıraktılar ve Peygamber aleyhisselâmın bedduasından sus - pus oldular.
Peygamber aleyhisselâm bundan sonra:
— Ey Allah'ım, Ebû Cehil bin Hişâm, Utbe bin Rebîa, Şeybe bin Rebîa, velid bin Ukbe, Umeyye bin Halef ve Ukbe bin Ebî Muayt'ın haklarından gel! diye beddua etti. Bunların yedincisini de söyledi, fakat onun ismi hatırımda kalmadı. Muhammed aleyhisselâmı hak ile gönderen Zâta yemin ederim ki, Allah'ın Resulünün beddua ederken isimlerini saydığı bu şahısları Bedir gününde öldürüldükten sonra alınıp Kalîb-i Bedir denilen kuyuya atıldıklarını gördüm.
(Buharî, Müslim)

EMANETE HIYANET

Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
Hayber senesinde Peygamber aleyhisselâm ile beraber harbe çıktık. Elbise ve diğer muhtelif mallardan başka, altın ve gümüş nâmına ganimet olarak bir şey elde etmedik. Allah'ın Resulü, Kura Vadisine doğru yöneldi. Kendisine Mid'am isminde bir zenci köle hediye edilmişti. Bu köle, Peygamber aleyhisselâmın hayvanını hazırlarken bir ok isa-betiyle öldü. İnsanlar «Cenneti mübarek olsun!» dediler.
Allah'ın Resulü ise:
— Asla, dedi. Hayâtımı kudreti ile tutan zâta yemin ederim ki, Hayber gününde ganimetler paylaştırılmadan önce, gizlice aldığı örtü, ateş olarak üstünde yanıp parlayacaktır, buyurdu.
Müslümanlar bunu işitince, bir adam Peygamber aleyhisselâma bir veya iki nalın kayısı getirdi ve:
— Bir veya iki nalın kayısı ateşten ibarettir, yani bende kaldığı takdirde kıyamet günü beni yakan ateş olurlar, dedi.
(Buharî, Müslim, Ebû Davût)

GANÎMET BU ÜMMET İÇİNDİR

Ebû Hureyre radıyallahu anh, Resûlullah aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:
— «Peygamberlerden biri savaş etmek istemişti de kavmine dedi ki; «Bir kadınla nikâhlanmış olup zifafa girmek istediği halde henüz girmemiş olan kimse, benimle harbe gelmesin. Bir bina inşâ edip henüz tavanlarını tamamlamamış olan kimse de gelmesin. Aynı zamanda koyun ve gebe develer, inekler satın alıp, onların doğum yapmalarını bekleyen adam da harbe katılmak üzere benimle gelmesin...» buyurduktan sonra harbe çıkmıştı.
Peygamber aleyhisselâm fethetmek istediği şehre ikindi vakti, veya buna yakın bir vakitte yaklaştı.
Güneşe hitabederek:
— Sen bir memursun, ben de memurum, dedi ve Allah'ım, bu güneşin seyrini durdurt, diye niyazda bulundu. Allahü Teâlâ da kendisine fethi müyesser kılıncaya kadar güneşi öyle tuttu. Ele geçirdikleri ganimetleri topladılar. Ganimetleri yemek için bir ateş geldi, fakat yemekten kaçındı.
Peygamber insanlara:
— Aranızda hıyanet var, her kabileden bir adam gelip bana bîat etsin! dedi. Onlar da biat ettiler. Bu adamın eli Peygamberin eline yapıştı.
Bunun üzerine Peygamber:
— Hıyanet sizdedir, senin kabilen gelip bana bîat etsin, dedi. Onlar da bîat ettiler. Bu kabile halkından iki veya üç kişinin eli Peygamberin eline yapıştı.
Peygamber:
— Hıyanet sizde, dedi. Bunun üzerine bunlar Peygambere inek başı kadar bir parça altın çıkardılar, yerdeki malların içine koydular. Ateş de gelip bunu yedi.»
İşte, bizden önce kimseye ganimetler helâl değildi. Allahü Teâlâ za'fımızı ve acziyetimizi gördüğü için ganimetleri bize helâl kıldı.
(Buharî, Müslim)

KALBİNİ YARDIN MI?


Üsâme bin Zeyd radıyallahu anh şöyle anlatıyor::
Resûlullah aleyhisselâm bir seriyye (dört'yüz kişiden fazla olmayan askerî kuvvet) halinde bizi bazı kabilelere gönderdi. Onlar da bizim gelişimizden haberdar olarak kaçtılar. Biz kendilerinden birisine yetiştik. Onu yakalayınca, «La ilahe illallah = Allah'tan başka ilâh yoktur» deyiverdi. Fakat biz kendisini öldürünceye kadar dövdük. Gelince bu hadiseyi Peygamber aleyhisselâma anlattım. Allah'ın Resulü:
— Kıyamet gününde,bu tevhid kelimesi karşılığında sana kim yardımcı olacak? dedi. Ben:
— Ey Allah'ın Resulü, o adam bunu silâhtan korktuğu için söyledi, diye cevap verdim.
Peygamber aleyhisselâm:
— Kalbini mi yardın ki, bunun için veya başka bir sebeple mi bunu söylemiş olduğunu bilesin?! Kıyamet gününde «La ilahe illallah»'ın karşısında kim senin yardımcın olacak? buyurdu. Bu sözü o kadar tekrar etti ki, müslümanlığa o günden evvel girmemiş olmayı arzu ettim.
(Ebü Davud, Müslim)

DEVENİN AĞLAMASI

Allah'ın Resulü, Ensârdan bir kimseye aid bir bahçeye girmişti. Orada bir deveye rastladı. Deve Peygamber aleyhisselâmı görünce, inledi ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah aleyhisselâm devenin yanına gelip ensesini, yahut kuyruğunun üst tarafını okşadı, deve de sustu.
Allah'ın Resulü:
— Bu devenin sahibi kim, bu deve kimindir? diye sordu. Ensâr'dan bir genç gelip:
— Benimdir, ey Allah'ın Resulü, dedi. Peygamber aleyhisselâm:
— Allah'ın sana mülk olarak verdiği bu hayvan için Allah'tan korkmuyor musun? Çünkü bu hayvan bana, senin kendisini aç bıraktığını ve çok yorduğunu söyleyerek senden şikâyetçi oldu, buyurdu.
(Ebû Davud)

AMEL NİYETE GÖREDİR

Ümmü Kays radıyallahu anhâ Mekke'nin hem güzel hem de varlıklı kadınlarından biri idi. Bir adam kendisi ile evlenmek teklifinde bulundu. Ummü Kays radıyallahu anhâ bu teklifi, adam kendisi ile Medine'ye hicret etmek şartı ile kabul etti. Ummü Kays radıyallahu anhâ Muhacirlerle beraber, Allah ve Resulünün rızâsı için Medine'ye hicret edince, bu adam da onunla evlenmek isteği ile Ümmü Kays'a uyarak hicret etti. Ancak adam bu hicretini Allah ve Resulünün rızâsı için yapmış gibi gösteriyordu. Hazreti Ömer'in bildirdiğine göre, bu sebepten dolayı Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
— Ameller niyetlere göredir. Kişiye ancak niyetinin karşılığı verilir. Kimin hicreti Allah ve Resulü için ise, hicreti Allah'a ve Resûlünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalık, veya evleneceği bir kadın için ise, o kimsenin de hicreti o kadınadır.
(Buharî, Müslim, Ebû Davud, Tirmizi, Neseî)

EBÜ LEHEB'İN ATEŞİ

İbni Abbas radıyallahü anh anlatıyor:
«En yakın aşiretine onlardan ihlâs sahibi topluluğa da, (dine davet etmek sureti ile) âkibeti bildir.» (Şûra Sûresi) Âyet-i Kerîmesi nazil olunca, Peygamber aleyhisselâm kalkıp Safâ'ya çıktı ve:
— Geliniz, mühim bir mesele vardır! diye çağırdı. Gelip toplandılar. Allah'ın Resulü:
— Ne dersiniz, şu dağın dibinden bir at çıkacak desem beni tasdik eder misiniz? diye sordu, insanlar hepsi bir ağızdan:
— Senin yalan söylediğine rastlamış değiliz, diye karşılıkta bulundular.
Peygamber aleyhisselâm:
— Şu halde şiddetli bir azab ile karşı karşıya bulunduğunuzu size haber veriyorum, dedi.
İçlerinden Ebû Leheb:
— Kuruyup helak olaydın, yuh sana!.. Bunun için mi bizi buraya topladın? dedi. Sonra Peygamber aleyhisselâm kalktı.
işte bunun üzerine -«Ebû Leheb'in iki eli kurusun. Ve ona yuh olsun, kuruyup helak olsun. Onun malı ve kazandığı bir şeyi kendisinden defedemeyecekti. O, alevi şiddetli olan bir ateşte yanacaktır. Odun taşıyan karısı da boynunda bükülmüş bir ip olduğu halde.» mealindeki Tebbet Sûresi nazil oldu.
(Buharî, Müslim, Tirmizî)

CEHENNEMDE BİRAZ SU

Abbas radıyallahü anh, Ebû Leheb öldükten sonra, kendisini çok kötü bir vaziyette rüyasında gördü ve kendisine:
— Ne ile karşılaştın? diye sordu. Ebû Leheb:
— Sizden ayrıldıktan sonra bir iyilik ile karşılaşmadım. Ancak Suveybe (Peygamber aleyhisselâmı emziren kadın)yi azad etmiş olduğumdan —baş parmağı ile işaret parmağı arasındaki çukurcuğu göstererek — şuracıkta cehennemde biraz su içirdiler, dedi.
(Buharî)

ATEŞTEN BİR ÇUKUR

İbni Abbas radıyallahu anh şöyle anlatıyor:
Ebû Cehil Peygamber aleyhisselâmın "namaz kılmasını kastederek:
— Muhammed, sizin karşınızda yüzünü toprağa sürüyor mu? diye sordu. Kendisine «Evet» diye cevap vermeleri üzerine:
— Lât ile Uzza'ya yemin ederim ki, bunu yaparken kendisini görürsem, boynunu ayaklarımın altındâ ezeceğim, dedi. Peygamber aleyhisselam namaz kılmakta iken yanına geldi. Ancak orada hazır olanları, Ebû Cehil'in geri geri çekilip önündeki bir şeyden korkmasından başka bir şey hayrete düşürmedi. Bunun üzerine kendisine:
— Sana ne oluyor, ey Ebû Cehil? diye soruldu. Ebû Cehil:
— Benimle Muhammed arasında ateşten bir çukur, korku ve kanatlar var, dedi. Bununla alâkalı olarak Allah'ın Resulü de şöyle buyurdu:
— Eğer o bana yaklaşsaydı, melekler kendisini paramparça edeceklerdi.. .
İşte bu sebeple Allahü Teala «Muhakkak ki, insan kendisini müstağni görünce taşkınlık gösterir» âyetinden «Asla ona boyun eğme!» (Alak Sûresi) âyetine kadar olan âyetleri inzal buyurdu.
(Müslim)
Yine Ibni Abbas radıyallahü anh anlatıyor :
Allah'ın Rasulü namaz kılmaktaydı. Ebû Cehil gelerek :
— Ben sana bunu yasaklamamış mıydım? dedi. Peygamber aleyhisselam da kendisine ağır söyledi. Bunun üzerine Ebû Cehil:
—' Sen muhakkak bilirsin ki, burada benim ailemden daha kalabalık bir aile yoktur, dedi. Bunun üzerine Allahü Teala «O, ailesini çağırsın, biz de zebanileri çağırırız...» (Alak Sûresi) âyetlerini inzal buyurdu.
Allah'a yemin ederim ki, Ebû Cehil ailesini çağırmış olsaydı, Allah'ın zebanileri de onu helak edeceklerdi.
(Buharî)
* * *

13.12.2016

ŞIMDI PIŞER


Hz. Ömer (r.a.). Halife... Devlet Başkanı.... Sık sık kıyafet değiştirerek halkın arasına girer. Bir gece dolaşırken şehrin dışında küçük bir ışık pırıltısı görür. Mutlaka orada bir yaşayan vardır diyerek, ışığın parladığı yere ulaşır. Bakar, orada yaşlı bir kadın, üç çocuğu ile eski bir çadırda barınmaktadır.
Çocuklar :
- Anne açız... Yemek...
İhtiyar kadın çömleğin içine doldurduğu su ve bir kaç taşı karıştırırarak:
-  Şimdi pişer, sabredin çocuklar.
Hz.Ömer (r.a.) selam vererek:
- Çocuklar neden ağlıyor?
Kadın:
- Yoksuluz evladım. Kimsemiz yok. Bugün yiyeceğimiz kalmadı. Çocuklar açlıktan ağlıyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Çömleğe su ve taş koyup karıştırıyorum ki onları avutup susturayım. Halife bizim halimiz görmüyor. Allah'ın huzurundfa ondan davacı olacağım.
Hz.Ömer (r.a.) duygulanarak :
- Siz Halifeye söylemezseniz sizin bu halinizi nereden bilecek?
Kadın :
- Halife, idaresi altında bulunanların hallerini soracak, ihtiyaç içinde kıvrananların yardımına koşacaktır. Yoksa Allah ondan bu perişan halimizi sorar.
Bunun üzerine Hz.Ömer (r.a.) pür telaş Medine'ye dönüp bir çuval un ve bir miktar yağ alıp bizzat kendi sırtıyla taşır. Sonra hemen sıcak bir çorba hazırlatıp çocuklara yedirir. Daha sonra onların huzur içinde uyuduklarını görünce Allah'a hamdeder.İhtiyar kadına kendisinin Halife olduğunu bildirir ve onu Beytülmal'dan maaşa bağlar