بِسْمِ اللهِ
الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Maksut’un
musannıfı İmam-ı Azam Ebû Hanife Hazretleridir. Hicrî 80’de Kûfe’de doğmuş ve
Hicrî 150’de de Bağdat’ta vefat etmiştir.
Musannıf Hazretleri; Arabî
ilimlerin, şer’i ilimleri öğrenmeye vesile olduğunu beyan eder. Ki Arabî
ilimlerden bazıları şunlardır;
عَرَبِِى عِلِمْلَرْ صَرْفْ
نَحِوْ مَنْطِقْ بَيَانْ
لُغَتْ
Şer’i
İlimlerden bazıları ise şunlardır;
شَرْعِى عِلِمْلَرْ
تَفْسِرْ حَدِيثْ فِقِهْ
كَلاَمْ
Maksut; Sülasî mücerredin ikinci babından İsm-i
Mef’uldür. Tasrifi;
قََصَدَ
يَقْصِدُ قَصْدًا فََهُوَ قَاصِدٌ وَذَاكَ مَقْصُدٌ
Şeklindedir.
Maksut’un 2.bâbdan olduğuna delil olan Ayet-i Kerime;
وَاقْصِدْ فِي
مَشْيِكَ
وَاغْضُضْ مِن صَوْتِكَ إِنَّ أَنكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ
(Lokman Sûresi–19)
ayetidir.
Bu ayette ki, “اِقْصِدْ” emrinin dalaletiyle, “مَقْصُودْ”
kelimesi 2. bâbdan gelmektedir.
Her kitabın başında
söylenmesi vacip ve caiz olan 7 şey vardır.
Vacip olanlar;
1-
Besmele
2-
Hamdele
3-
Salvele (Salâvat-ı
Şerife)
Caiz olanlar;
1-
İsm-i
Kitap (Kitap ismi)
2-
Fenni
Kitap (Kitabın içeriği, sarf v.s.)
3-
Tâdâlı
Fusül (Fasıllar)
4-
Tebyîni
Garaz (Maksadını Beyan)
Musannıf Hazretleri
Fiillerin taksimatını “Bina” kitabındakinden biraz farlılıkla (adet bakımından)
30 bâb olarak beyan eder. Şöyle ki;
Şeklinde taksim eder.
FASILLAR
1.Fasıl: Bu fasıl, mastardan çıkarılmalarına ihtiyaç
şiddetlenen vecihler hakkındadır.
Mastardan
çıkarılmalarına ihtiyaç şiddetlenen vecihler altı tane idi.
1- Mazi
2- Muzâri
3- Emir
4- Nehiy
5- İsm-i
Fâil
6- İsm-i
Mef’ul.
Fiil mimli veya mimsiz olmaktan hâlî (boş) değildir.
Eğer mimsiz olursa; Semâî
diye adlandırılır. Semâî; Araplardan geldiği üzere muhafaza edilen kelime
demektir. Semâî mastar, üzerine kıyas olunmaz. Bunlar kıyasa muhaliftirler.
Sülâsî’nin gayrisinde ise kıyas vardır.
Eğer mimli olursa; bakılır,
eğer Muzârinin aynel fiili meftuh veya mezmum ise, mastar mimi, ismi zaman,
ismi mekân “مَفْعَلٌ” vezni üzere gelir. Ancak şâzlar (istisnalar) vardır. Bunlar
aynel fiilinin kesresiyle gelirler;
الْمَطْلِع وَالْمَغْرِب
وَالْمَسْجِد وَالْمَنْسِك وَالْمَشْرِق
...
Eğer Muzârinin aynel fiili meksur olursa, (Yani 2. ve 6.
bablarda) mastar mîmi “مَفْعَلٌ” vezni üzere gelir.
(Ancak المَرْجِع وَالمَصِر
istisna.
Bunlar aynel fiilinin kesresiyledir.) İsm-i
Zaman ve İsm-i Mekan “مَفعِلٌ” vezni üzere gelir.
Nagıs Fiillerde; İsm-i
Zaman, ism-i mekân, mastar “مَفْعَلٌ” vezni üzere gelir.
Misal Fiillerde; İsm-i
Zaman, ism-i mekan, mastar bütün bablarda
“مَفعِلٌ” vezni üzere gelir.
Lefif-i Makrun; Nagıs
gibidir. “مَفْعَلٌ” vezni üzere
gelir.
Lefif-i Mefruk; Misal fiil gibidir. “مَفعِلٌ” vezni üzere
gelir.
Sülasi üzerine zâid olursa, mastar mimi, İsm-i zaman, İsm-i
Mekân, İsm-i Mef’ul sülasinin gayrisinde ki, bütün baplarda, Muzârinin meçhul
vezni üzerine gelir. Muzaraat harfi, mezmum bir mim ile değiştirilir.
1-) Fiil-i Mazi: Fiil malum veya meçhul olmaktan hâlî (boş) değildir. Eğer
Mazi malum olursa, ister müzekker ister müennes olsun, ahirindeki harf müfret
ve tesniyede feta üzerine mebnidir (kalıcıdır).
Cemi müzekker
ğaiblerde mezmumdur. Geri kalanlarında sakindir.
Evvelinde Hemze-i
Vasıl bulunan südasi ve humasi müstesna, mazinin ilk harfi bütün baplarda
meftuhtur.
Hemze-i
Vasıllar
Hemze-i vasıl başlangıçta
sabittir, geçiş halinde düşer. Bunlar;
هَمْزَةُ ابْنٍ , وَابْمِنْ, وَابْنَتٍ, وَامْرَءٍ, وَامْرَأَةٍ , وَاثْنَيْنِ , وَاثْنَتَيْنِ, وَاسْمٍ , وَاسْتٍ
, وَايْمُنٍ
dir.
- Humasi ve südasiden, mazi, mastar ve
emrin hemzesi Hemze-i Vasıldır.
- Sülasiden Emri hazırın hemzesi Hemze-i
Vasıldır.
- Lamı Tarife bitişen hemze, Hemze-i
Vasıldır.
- Lam-ı Tarife bitişen hemze ve اَيْمُنٍ (eymünin)’in hemzesi meftuhtur. Hemze-i Vasıllar meksur olduğu
halde bunlar istisnadır.
- 1. ve 5. bablardaki Emr-i Hazırın
hemzesi aynel fiiline tabi olduğu için başlangıçta mezmumdur.
- Südasi ve humasinin mazisinin
meçhulünün hemzesi, mezmumdur. (Hemze-i Vasıl olduğu halde)
Hemze-i
Kat’ıllar (Düşmeyen
Hemzeler)
1-) İf’al
babının hemzesi..
2-) Mütekellimin Hemzesi.
3-) Ceminin Hemzesi.
4-) İstifhamın
hemzesi.
5-) İsmi
tafdılın hemzesi.
6-) “يَا” ile nida olunan, İsmi Celalin hemzesi. (ﻴﺎ ﷲ )
7-) Sıfat-ı
Müşebbehe’nin hemzesi.
8-) Mazinin
kendi hemzesi.
9-) Lam-ı
Tarifin hemzesi.
2-) Fiil-i Muzari:
Tarifi; “Fe hüvellezi yekünü fî evvelihi harfun min
Hurufi " اَتَيْنَ
" (eteyne), bi şartın enyeküne zâlikel harfü zâiden alel mâzî”
Manası;
Fiil-i Muzari; Mazi üzerine zaid olmak şartıyla
evvelinde “اَتَيْنَ” harflerinden bir harf bulunandır.
1. Muzaraat harfi yani “اَتَيْنَ”
(eteyna) harfleri bütün babların Malumunda meftuhtur. Ancak istisna olarak
Rubailerde mezmumdur. Tüm rubailerde Muzaraat harfi mezmumdur. Misal:
“يُدَجرِجُ” gibi.
2.
Muzârinin lamel fiilinden önceki harf Rubai, Humasi ve Südasilerde
meksurdur. Ancak “تَفَعَّلُ يَتَفَاعَلُ
يَتَفَعْلَلُ” babları
müstesna. Bunlarda meftuhtur.
Meçhulde ise;
1. Muzaraat harfi mezmumdur.
2. Malumunda sakin olan, meçhulünde de hâli
üzere sakindir. (يَنْصُرُ يُنْصَرُ )
3. Geriye kalanlar ise meftuhtur.
4. Malum ve meçhulünde Fiil-i Muzâriyi “cezm
edici” ve “nasb edici” bir harf bulunmadığı müddetçe, lamel fiili mezmumdur.
3-) Emir ve Nehiy:
Emir ve Nehiy, Muzârinin lafzı
üzerinedir. Bunlar meczumdurlar.
Cezim alâmetleri;
- Tesniye nunu’nun düşmesiyledir. (
Muzârisi: “يَنْصُرَانِ” iken Emr-i Gaib: “لِيَنْصُرَا” şeklindedir.
2. Cemi müzekker nu’nunun düşmesiyledir. (
Muzarisi: “يَنْصُرُونَ” iken, Emr-i Gaib: “لِيَنْصُرُوا” şeklindedir.
3. Müfret müennes muhataba nu’nunun
düşmesiyledir.
4. Geriye kalanlarda, Sahih lâmel
fiilinin sukûnu ve illetli lâmel fiilinin düşmesiyledir. Ama cemi müennes nun’u
müstesna, çünkü bu cemi müennes nun’u
cezim ve gayrisinde sabittir.
Emr-i Hazır: Emri hazır,
muzarinin müfret müzekker muhatabından, Muzaraat harfinin düşmesiyledir.
Muzaraat harfinin mâbâdi (sonra ki harf) sakin ise evveline hemze-i vasıl
getirilir. Eğer harekeli ise ahiri sakin kılınır. Misalen;
Muzârinin müfret müzekker muhatabı= تَنْصُرُ , Emri Hazır= اُنْصُرْ
Muzârinin müfret müzekker muhatabı= تَعِدُ , Emri Hazır= عِدْ Şeklindedir.
4-) İsm-i Fail: Mazinin
aynel fiiline bakılır. Aynel Fiilinin harekesi:
Meftuh ise; “نَاصِرٌ” (nâsırun) vezni üzere gelir. (1, 2. ve
3.bablar)
Mezmum ise; “عَظِيمٌ” vezni üzere
gelir. (5.Bab)
Meksur ise; Müteaddide “عَالِمٌ” vezni üzere, Lazımda ise
“مَرِيضٌ” , “زَمِنٌ”, “اَحْمَرُ” ve “عَطْشَانَ”
vezinlerinde gelir. (4 ve 6.bablar)
اَحْمَرُ اَحْمَرَانِ حُمْرٌ
حَمْرَاءَ حَمْرَاوَانِ حُمْرٌ
عَطْشَانَ عَطْشَانَانِ
عِطََاشٌ
عَطْشَى عَطْشَايَانِ
عِطَاشٌ
5-)İsm-i Mef’ul: Sülasinin bütün bablarında “مَجْبُورٌ” ve “كَثِيرٌ” vezni üzere gelir.
Mübalağa lazım
vezinleri; “ جَهُولٌ” , “صِدِّيقٌ”, “كَذَّابٌ”, “غُفُلٌ”, “يَقُظٌ”, “مِدْرَارٌ”,
“مِكْثِيرٌ”, “لُعَنَتٌ” Vezinlerinde
gelir.
Not: “لُعَنَتٌ” kelimesinin aynel fiili sakin kılınarak, “لُعْنَتٌ” yapılırsa, İsm-i Mef’ul manasında olur.
2.FASIL:
(Musannıf hazretleri bu kısımda daha çok, “Bina” ve
“Emsile” kitaplarında okunanları anlatmaktadır.)
Bu fasıl, Sahih
fiillerin tasrifi (çekilişi) hakkındadır.
Fiili mazi, fiili
muzari, malumda ve meçhulde 14 vecih üzeredir. Bunlardan üçü gaib, üçü gaibe,
üçü muhatap, üçü de muhatabadır. İki tanesi ise Mütekellim içindir. Ancak Emir
ve Nehiy’in malumlarında bu mütekellim için olan iki vecih gelmez.
İsmi Fail: 10 vecih üzere gelir. Cemi müzekker 4
lafız üzeredir. Cemi müennes ise 2 lafız üzeredir.
İsmi Mef’ul: 7 vecih üzere tasrif olunur. Cemi
müzekker 2 lafızdır. Cemi müennes bir lafızdır.
Te’kit Nun’u (Nûnu Müşeddede): Emir ve Nehiy’in
malumda ve meçhul de cemisi üzerinedir. Nun’u Muhaffefe’de böyledir ama Nun’u
Muhaffefe, Tesniye ve cemi müennese dâhil olmaz.
Emri Gaib Nun’u
Müşeddede;
لِيَنْصُرَنَّ لِيَنْصُرَانِّ لِيَنْصُرُنَّ
لِتَنْصُرَنَّ لِتَنْصُرَانِّ لِيَنْصُرْنَانِّ
Emr-i Gaib Nun’u
Muhaffefe;
Müfret Müzekker: لِيَنْصُرَنْ
Müfret Müennes: لِيَنْصُرُنْ
Cemi Müzekker: لِتَنْصُرَنْ
Emri Hazır Nun’u
Müşeddede;
اُنْصُرَنَّ اُنْصُرَانِّ اُنْصُرُنَّ
اُنْصُرِنَّ اُنْصُرَانِّ اُنْصُرْنَانِّ
Emri Hazır Nun’u
Muhaffefe;
Müfret Müzekker
muhataba: اُنْصُرَنْ
Cemi Müzekker
muhataba: اُنْصُرُنْ
Müfret Müennes
muhataba: اُنْصُرِنْ
- Sülasî Mezîdün Fîhi Rubâîlerde, Mütekellimlerde iki hemzenin cem
etmemesi (bir arada gelmemesi) için, muzârinin hemzesi hazfolunur.
Bu fasılda bazı kaideler vardır. Bunlardan bir kaçını örnekleri ile
verelim;
(اِدَّثَّرَ) nın iğlali;
(اِدَّثَّرَ)
aslında (تَدَثَّرَ)
idi. (ت)’nin mahreci, (د)’a yakın olduğundan (ت)’yi (د)’a
idğam ettik. İdğamdan bedel, Müdğamün fîh olan (د)’a bir şedde verdik.
Sakinle başlamak mümkün olmadığından evveline bir hemze getirdik ve (اِدَّثَّرَ)
oldu.
(اِثَّاقَلَ)’nin iğlali de bu şekilde yapılır.
3.FASIL:
Bu fasıl bir takım fâidelerin beyanı hakkındadır.
Lazım fiilin Müteaddî olması;
1-) Evveline hemze getirilmesi. (اَخْرَجْتُهُ)
2-) Sonuna Harf-i Cer getirilmesi. ( خَرَجْتُ
بِهِ)
3-) Aynel fiilinin şeddelenmesi iledir. (خَرَّجْتُهُ)
4-) "تَفَعَّلَ"
ve (تَفَعْلَلَ) bablarındaki (ت)’nin hazfi ile dir.
Müteaddi fiilinin lazım olması ise;
1-) Tağdiyet sebeplerinin hazfiyle.
2-) (اِنْكَسَرَ) babına naklederek.
3-) (فََعْلَلَ) babının evveline (ت)’nin ziyadesiyle.
NOT: Lazım fiilden, Mef’ulü bih ve
meçhul gelmez. Çünkü lazım fiil, Mef’ulü bihe muhtaç değildir. Müteaddî ise
bunu hilâfınadır. Yani, Mef’ulü bihe muhtaçtır.
Burada Musannıf hazretleri bir takım kaidelerden bahsediyor idi.
1. Kaide: Eğer (اِفْتَعَلَ)’nin fail fiilinde “ıdbak harfleri”nden (ص ض ط ظ)
biri olursa şu misallerde ki hükümler geçerlidir;
- (اِطَّرَدَ)
aslında (اِطْتَرَدَ) idi.
(اِطْتَرَدَ)’nin Aynel fiilinde ıdbak
harflerinden (ط) bulunduğundan, (ت)’yi (ط)’ya çevirdik. İki harfide birbirine
idğam ettik. İdğamdan bedel birde şedde verdik.
- (اِصْطَبَرَ)
aslında (اِصْتَبَرَ) idi.
- (اِضْطََرَبَ)
aslında (اِضْتَرَبَ) idi.
- (اِطَّرَدَ)
aslında (اِطْتَرَدَ) idi. Gibi…
2.Kaide: Eğer (اِفْتَعَلَ)’nin fail fiilinde (ز ذ د)
harflerinden biri olursa, (ت) harfi,
(د) harfine çevrilir. Misal;
·
(اِدَّمَعَ) aslında
(اِدْتَمَعَ)
idi.
·
(اِذَّكَرَ) aslında
(اِذْتَكَرَ) idi.
·
(اِذْدَجَرَ) aslında (اِذْتَجَرَ) idi.
3. Kaide: Eğer (اِفْتَعَلَ)’nin fail fiilinde (ث ى و) harflerinden biri olursa, bu harfler (ت)’ye
kalb olunur. Sonra da (اِفْتَعَلَ)’nin
(ت)’sine idğam olunurlar. Misal;
- (اِتَّقَى), aslında (اِوْتَقََى) idi.
- (اِتَّسَرَ), aslında (اِيْتَسَرَ) idi.
- (اِتَّغَرَ), aslında (اِثْتَغَرَ) idi.
İsimlere ve fiillere
ziyade kılınan harfler, 10 tanedir ve (اَلْيَوْمَ
تَنْسَاهُ ) harfleridir.
Bir kelime üç üzerine
zâid olup, kendisinde (اَلْيَوْمَ تَنْسَاهُ
) harflerinden biri varsa, bu harf
zâiddir diye hükmolunur.
Eğer o kelimeden, o
harf çıkarıldığında bir mana ihtiva etmiyorsa, o zaman, o harf zaid değildir
diye hükmolunur. Misal; (وَسْوَسَ ) gibi.
Rubaî bablarının tamamı Müteaddî içindir. Ancak (دَرْبَحَ )
lazım içindir.
Humâsî bablarının hepsi lazım içindir. Ancak (اِفْتَعَلَ
) (تَفَعَّلَ
) ve (تَفَاعَلَ ) babları
müstesna. Bunlar müşterektir.
Südâsî bablarının hepsi
lazım içindir. Ancak (اِسْتَفْعَلَ )
babı müstesnadır. Çünkü (اِسْتَفْعَلَ ) babı, lazım ile
Müteaddî arasında müşterektir. Ve bir istisnâi durum daha olarak, (اِفْعَنْلَى ) babından olan, (اِسْرَنْدَاهُ )=(galip geldi) ve (اِغْرَنْدَاهُ )=(kahretti) kelimeleri Müteaddî
kelimelerdir.
Ef’ale’nin hemzesi yedi manaya gelir;
1-) Tağdiyet. Lazım fiili müteaddi yapmak demektir. Misal;
(اَكْرَمْتُهُ).
Aslen, (كَرُمَ) lazım iken, (اَكْرَمْتُهُ) =(Ben ona ikram ettim) şeklinde Müteaddî olur.
2-) Sayrûret. Sonradan
olmak, intikal etmek manasındadır.
Misal; (اَمْشَى الرَّجُلُ)=(Adam yürür oldu)
3-) Vicdan. Misal; (ابْخَلْتُهُ)=(Ben onu cimri buldum)
4-) Haynûnet. Bir şeyin
vakti gelmek manasındadır. Misal; (اَحْصَدَ الزَّرْعُ)=(Hasat vakti yakın oldu)
5-) İzalet. Gidermek,
halletmek demektir. Misal; (اَشْكَيْتُهُ)=(Ben ondan şikayeti giderdim)
6-) Duhul. (Girmek) Misal; (اَصْبَحَ الرَّجُلُ)=(Adam sabaha
dahil oldu)
7-) Kesret. Çokluk denektir.
Misal; (الْبَنَ الرَّجُلُ)
İstef’ale’nin Sin’i altı manaya gelir;
1-) Talep. Misal: (اَسْتَغْفِرُ اللهَ)
2-) Sual. Misal: (اِستَخْبَرَ)
3-) Tahavvül. Dönmek manasındadır
Misal: (اِستَخَلَّ
الْخَمْرُ)=(Şarap
sirkeye döndü)
4-) İtikad. Misal: (اِسْتَكْرَمْتُهُ)=(Ben onun
cömert olduğuna inandım)
5-) Vicdan. Misal: (اِسْتَجَدْتُ شَيْأً)
6-) Teslim. Misal: (اِسْتَرْجَعَ الْقَوْمُ عِنْدَ الْمُصِيبَةِ)
Hurûfu med, Hurûfu
Zevâid, Hurûfu Liyn ve Hurûfu illet birdir (yani hepsi aynıdır) ve bunlarda (ا و ى) harfleridir.
Sahih Fiil: (ا و ى)
illetli harflerinin bulunmadığı fiillerdir.
Misal Fiil: Mazi Fiilinin evvelinde, (ا و ى)
harflerinden biri bulunursa, Misal Fiil diye isimlendirilir. Misal; (وَعَدَ - يَسَرَ)
Ecvef Fiil: İlletli harf eğer kelimenin ortasında
ise, Ecvef Fiil diye isimlendirilir. Misal;
(قَالَ -بَاعَ ) gibi.
Nâkıs Fiil: İlletli harf kelimenin ahirinde olursa,
Nâkıs Fiil diye isimlendirilir. Misal; (رَمَى
- غَزَا ) gibi.
Lefifi Makrûn: İlletli harf kelimenin Aynel ve Lamel
fiillerinde olursa Lefifi Makrûn diye isimlendirilir. Misal; (رَوَى - شَوَى ) gibi.
Lefifi Mefrûk: İlletli harf kelimenin Fail ve Lamel
fiillerinde olursa, Lefifi Mefrûk diye isimlendirilir. Misal; (وَقََى )
gibi.
Muzaaf: Aynel fiili ve lamel fiili aynı cins olan
harflerdir. (Bunlar birbirine idğam edilir)
Mehmüz: Fiilin evvelinde
hemze olursa buna Mahmüzel fâ, Ortasında olursa (سَئَلَ) Mahmüzel ayn, Ahirinde olursa (قَرَءَا ) Mahmüzel lâm diye isimlendirilir.
İĞLAL KAİDELERİ
1-)
“ﻭ”
veya “ﻯ” harekeli olup, mâgablileri meftuh olursa “ﻭ” ve
“ﻯ” elife kalbolunurlar. Misal َقََالَ aslında قََوَلَ idi. “ﻭ” harf-i
illet müteharrik, mâgablinin harekesi meftuh olduğundan elife kalp
ettik, قَالَ oldu.
Ayrıca, Nakıs Fiilden (غَزَا) ve (رَمَى)
kelimeleri, tesniyelerde müfretler ile karışmaması için elife kalbolunmazlar.
Cemi müennes, muhatab ve muhatabalarda ve nefsi mütekellimlerde “ﻭ” ve “ﻯ” sakin oldukları için elife
kalbolunmazlar. Ama bu son söylenenlere istisna olarak, “ﻭ” ve “ﻯ” nin harekeleri makabline
nakledilerek, sukunu gayri ile sakin olduklarında elife kalbolunurlar.
Misal;
(اَبَاعَ) aslında (اَبْيَعَ) idi. “ﻯ” Harf-i İllet
müeharrik ve makabli sahih sakin bir harf olduğundan “ﻯ”nin harekesini
makablinde ki sahih sakin olan (ب) ye naklettik. (ﻯ) harfi sukûnu gayr-i aslî ile sakin oldu
ve elife kablolundu.
Tesniye Müenneste: (رَمَتَا)
aslında (رَمَيَتَا) idi. (ﻯ) harf-i illet müteharrik makabli meftuh olduğundan elife
kablolundu. İki sakin içtima etti. Birisi Elif-i Maklûbe diğeri ise (ت)
harfidir. (Not: Burada ki (ت) harfi
sakin idi. Tesniye elifinden dolayı harekelenmiştir. Bu hareke arızîdir. Arızî
de yok gibidir.) Elif-i Maklûbe hazfedildi.
Ecvef’den Cemî Müenneste: (قُلْنَ)
aslında (قَوَلْنَ) idi. “ﻭ” harf-i illet
müteharrik, mâkablinin harekesi meftuh olduğundan elife kalp ettik, iki
sakin içtima etti. Elif-i Maklûbe hazfedildi ve (قَلْنَ) oldu. Giden “ﻭ” harfine
dalalet etmesi için “ق”ın harekesi zammeye tebdil
edildi ve (قُلْنَ)
oldu. (Çünkü “ﻭ”dan zamme doğar)
2-) “ﻯ” ister
sakin, ister meftuh olsun, mâgabli meksur olduğu zaman, hali üzerine terk
edilir. Misal; خَشِيَ –
خَشِيْتَ gibi.
3-) “ﻯ” sakin olup, mâgabli mezmum olursa, “ﻯ” harfi , “ﻭ” harfine kalp olunur.
Misal; يُوسِرُ aslında يُيْسِرُ idi.
4-) “ﻭ” sakin,
mâgabli meksur olursa, “ﻭ” harfi, “ﻯ” harfine kalbolunur.
Misal; قِيلَ aslında, قُوِلَ idi.
“ﻭ” ın kesresinden
önce, “ﻖ” ın zammesi ağır geldiğinden, “ﻖ” ın zammesini hazfettik. “ﻭ” harfi illet müteharrik, “ﻭ”ın
harekesini “ق” harfine verdik ve kaide gereğince
“ﻭ”ı, “ﻯ”ye kalbettik, قِيلَ oldu.
5-) Harekeli “ﻭ”, kelimenin ahirinde bulunup, mâgablide meksur olduğu zaman “ﻭ” harfi, “ﻯ” ye kalp olunur. Misal;
غَبِيَ
aslında غَبِوَ idi.
Nakıs fiilin cemi
müzekkerinin meçhulünde: (غُزُو)
aslında (غُزِيُو)
idi. Kesreden zammeye huruç lazım gelmesin için, “ز”
nin kesresini hazfettik. “ﻯ” harf-i illet müteharrik makabli
sakin olan “ز” olduğundan, “ﻯ”nin
harekesini “ز”ye
verdik. İki sakin içtima etti. “ﻯ” harfini hazfettik (غُزُو)
oldu.
6-) “ﻭ” ve “ﻯ” harekeli
olup, mâgablileri sahih sakin bir harf olduğunda “ﻭ” ve
“ﻯ” nin harekeleri, sakin olan harfe
nekledilir.
Misal; ( يَقُولُ ) aslında, (يَقْوُلُ) idi.
7-) “ﻭ” ve “ﻯ” kelimenin
lamel fiilinde harekeli oldukları zaman, mâgablide harekeli bir harf
olduğunda, mensup olmadığı müddetçe sakin kılınır.
Misal; يَرْمِى aslında, يَرْمِىُ idi.
8-) Bir kelimede iki “ﻭ” içtima edip, birincisi sakin. İkincisi
harekeli olduğunda, birincisi ikincisine idğam olunur. Misal; مَغْزُوٌ aslında, مَغْزُووٌ idi.
9-) Bir kelimede “ﻭ” ve “ﻯ” içtima
edip, birincisi sakin ikincisi harekeli olduğunda, “ﻭ” harfi ,
“ﻯ” ye
kalbolunur. “ﻯ”nin binası sahih
olsun için, birincinin mâgabli kesrelenir.
“ﻯ”de “ﻯ”ye idğam olunur. Misal; مَرْمِيٌ aslında, مَرْمُويٌ idi.
Ecvef’den İsm-i fâil: (قََائِلٌ) mazide
(قَالَ)
idi. Fâil fiili ile Aynel fiili
arasına bir ism-i fâil elifi ziyade ettik. İki
sakin içtima etti birisi İsmi fâil elifi diğeri Elif-i Maklûbe.
Elif-i Maklûbe’yi hemzeye tebdîl ettik.
Ecvef’den İsm-i
Mef’ul: (مَكِيلٌ) aslında (مَكْيُولٌ)
idi. “ﻯ”nin harekesini sahih sakin olan “ك”e
verdik. İki sakin içtima etti. “ﻯ”harfini hazfettik. Giden “ﻯ”
harfine dalalet etmesi için, “ك”in zammesini kesreye tebdîl ettik. Ve 4.Kaideyi uygulayarak “ﻭ”harfini
“ﻯ”harfine
kalbettik.
Ecvef’ten Emr-i Gâip: (لِيَقُلْ) aslında
(لِيَقْوُلْ) idi. (6.Kaide uygulandı)
Ecvef’ten Emr-i Hazır:
(قُلْ) aslında (اُقْوُلْ) idi. (Diğerlerine benzer şekilde iğlâli yapılır)
Misal fiilin fâil fiilinde ki “و” harfi, 2.bab, 3.bap ve 6.bapların muzâri,
emir ve nehiylerinin mâlumlarında bu “و” harfi düşer.
Lefif-i Makrûn’un Aynel fiilinin hükmü sahih fiilin Aynel
fiilinin hükmü gibidir.
Lefif-i Makrûn’un lâmel fiilinin hükmü nâkıs’ın lâmel
fiilinin hükmü gibidir.
Lefif-i Mefrûk’un fail fiilinin hükmü misal fiilinin ki
gibidir.
Lefif-i Makrûn’un lamel fiilinin hükmü nakıs fiilinin ki
gibidir. Emri hazır:
قِهْ قِيَا
قُو
قِى قِيَا
قِينَ
Şeklindedir. (قِهْ) aslında (اِوْقِى) idi. Misal fiilde ki gibi, fail fiilinde ki “و” harfi düştü. Nakıs’da ki gibi de lamel fiilinde ki “ﻯ”harfi
hazfedildi. Geriye “ق” harfi meksur olarak bâkî kaldı. Müfret
Müzekker muhatapta âhirine bir “ه” harfi getirildi (قِهْ) oldu.
İDĞAMLAR
İdğam-ı Vâcip: Muzaaf fiilin Aynel fiili sakin, lamel fiili harekeli
olduğu zaman veya her ikisi de harekeli olduğu zaman idğam-ı vacip olur.
(مَدَّ) aslında (مَدَدَ) idi.
(يَمُدُّ) aslında (يَمْدُدُ) idi.
Birinci “د”ın harekesi mim harfine nakil olundu. Birincisi sakin
ikincisi harekeli olduğundan, birincisi ikincisine idğam olundu. İdğamdan bedel
birde şedde verildi.
İdğam-ı Mümteni’:Aynel
fiili harekeli, lamel fili sakin olursa İdğam-ı Mümteni’ olur yani idğam
yapılmaz. Misal; (مَدَدْنَ) gibi.
İdğam-ı Câiz: Aynel fiili
ve lamel fiili sakin olursa, ikincisi harekelenir ve birincisi ikincisine idğam
olunur. Misal; (لَمْ
يَمُدَّ) aslında (لَمْ يَمْدُدْ) idi. Birinci “د”ın harekesi mim harfine nakil olundu. İkinci “د” ise harekelendi ve birincisi ikincisine
idğam olundu. Burada “د” üç şekilde
harekelenebilir.
- Harekelerin en hafifi
“Fetha” olduğundan fethalanabilir.
- Aynel fiiline teb’an
zammelenebilir.
- (اَلسَّاكِنُ اِذَا حُرِّكَ حُرِّكَ بِلْكَسْرِ) =(Sakin harekeleneceği zaman,
kesreyle harekelenir) kaidesince kesrelenebilir.
MEHMÜZÜN HÜKÜMLERİ
1-) Eğer hemze sakin makabli
harekeli olursa, hâli üzere terk etmekte caizdir, makablinin harekesi cinsine
kalbetmekte câizdir.
Eğer makabli meftuh ise; hemze elife kalbolunur.
Misal; (يَاكُلُ) aslında (يَأكُلُ) idi.
Eğer makabli kesre ise; hemze “ﻯ”harfine
kalbolunur.
Misal; (اِيْذَنْ) aslında (اِءْذَنْ) idi.
Eğer makabli mezmum
ise; hemze “ﻭ” harfine kalbolunur.
Misal; (يُومِنُ)
aslında (يُؤْمِنُ) idi.
2-) Hemze harekeli makabli de harekeli olursa hemze
değişmez.
Misal; (قَرَأَ) gibi.
3-) Hemze harekeli, makabli sakin olsa hâli üzere terk
etmek câiz olduğu gibi, harekesini makabline nakletmekte câizdir.
Misal; (سَلْ) – (اِسْئَلْ)
gibi.
(تَمَّت)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder