REKLAM

4.01.2017

KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ


Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona
üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Kız
bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu
giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı
Başlıklı Kız diyormuş.
Bir gün “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş kızın
annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de,
ona yaptığım şu çöreği götür.”
Kırmızı Başlıklı Kız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini
geçirmiş, başlığı çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.
“Tavşan Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından.
(Ormanın adı Tavşan Ormanı’ymış, ama içinde uzun zamandır bir tek tavşan bile
yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.)
“Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız.
Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş.
Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Başlıklı Kız korkusundan az kalsın elindeki
sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş. “Nereye
böyle küçük kız?” diye sormuş kurt.
“Büyükanneme gidiyorum,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. “Tavşan Ormanı’nın
sonundaki ilk ev. Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük kız’
değil, ‘Kırmızı Başlıklı Kız.’ ”
“Özür dilerim,” demiş kurt. “Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu
gidip Büyükannene senin yolda olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda
oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz, öyle değil
mi?”
Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş. Eğer
kızı hemen orada yerse, oduncunun kızın yardımına koşacağını biliyormuş.
Kırmızı Başlıklı Kız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş
seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyükanne’nin
evine varmış, kapıyı çalmış.
“Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.
Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız,” demiş. “Çayın yanında
yemen için sana çörek getirdim.”
“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş Büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle
açmış ki! Günlerdir hiçbir şey yememiş. Bu yüzden Büyükanne’yi çiğnemeden bir
lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Kız Büyükanne’nin kapısını
çalmış.
“Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle.
“Benim, Kırmızı Başlıklı Kız.”
“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.”
Kırmızı Başlıklı Kız bir an için tereddüt etmiş. ‘Büyükannemin sesi ne kadar da
garip böyle?’ diye düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına
ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.
Kurt, Büyükanne’nin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış
yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve
suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.
“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt.
Kırmızı Başlıklı Kız çöreği yatağın yanındaki küçük masanın üzerine koymuş,
ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf
görünüyormuş.
“Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?”
“Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt.
“Kulakların neden büyük, peki?”
“Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt.
“Gözlerin neden kocaman, peki?”
“Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt.
“Dişlerin neden sivri peki?”
“Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt.
Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı
bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Kız’ı bir lokmada
yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış.
Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun
horultularını duymuş. Büyükanne’ye kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek
kulübeden içeri girmiş. İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen
anlamış.
“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına
elindeki baltanın sapıyla vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıklı Kız’ı, sonra da
Büyükanne’yi dikkatle kurdun içinden çıkarmış. İkisi de sapasağlammış.
Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Kız’ın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı
Başlıklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair
söz vermiş. Eve dönerken tavşanların saklandıkları yerlerden çıktıklarını görmüş.
Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder