REKLAM

6.01.2017

DUA’NIN EHEMMİYETİ VE ADABI

استعيذ بالله : وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ  
 قال رسول الله صلى الله عليه و سلم :  الدُّعَاءُ مُخُّ الْعِبَادَةِ
Muhterem Mü’minler
Bu haftaki hutbemiz DUA’NIN EHEMMİYETİ VE ADABI hakkındadır.
İman sahibi bir mü’minin Cenab-ı Hakk’ın kudret ve rahmetine sığınarak kendi acizliğini kabul ettiği ve Allah’a kul olduğunu ızhar ettiği en mühim kulluk vazifelerinden biri de duadır. Dua esasen davet gibi çağırmak manasına masdardır. Sonra küçükten büyüğe ve aşağıdan yukarıya doğru vaki taleb ve niyaz için isim olmuştur. Duanın hakikati kulun Rabbi’nden imdad dilemesi, yardım talep etmesidir.”[1]
Mü’min Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:
“ Bana dua edin, karşılık vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir”[2]
Peygamber Efendimiz (s.a.v.);  “Dua ibadettir” buyurduktan sonra bu Ayet-i Kerime’yi okumuşlardır.[3] Başka bir Hadis-i Şerf’te de  “Dua ibadetin özüdür”[4] buyurarak dua ve ibadet arasındaki bu alakayı göstermişlerdir.
Bir Hadis-i Kudsî’de ise şöyle buyrulmaktadır:
 “Kulum bana olan zannı yanındadır. Ben de, kulum bana dua ettiği zaman onunla birlikteyimdir”[5]
A’râf Suresi’nde ise, Mealen bizlere nasıl dua edeceğimiz talim buyrulmuştur.  “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a, korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenle­re Allah'ın rahmeti çok yakındır.”[6]
Bakara Suresi’nde ise mealen: “Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, dua ettiği zaman, dua edenin, duasına icabet ederim. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar.”[7], buyrulmaktadır.
Muhterem Mü’minler
Ulemamız Dua’nın Sünnetleri ve Adabı başlığı altında, gerek duadan önce gerekse dua esnasında dikkat edilmesi icab eden hususları zikrederek bizlere yol göstermişlerdir. Zira her şeyde olduğu gibi duada da adabına riayet çok mühimdir. Adabına riayet ederek yapılan duaların kabul olunacağını Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizlere şöyle ifade buyurmuşlardır: 
 “Allah-ü Teâlâ’ya, duanızın kabul olunacağına yakinen inanarak dua edin. Çünkü Allah (c.c.), gafil ve Allah’tan başkasıyla meşgul olan bir kalpden sadır olan duaya icabet etmez”[8]
Duanın Adabı mevzusunun başında, helal lokma ve helal elbise hususu kaydedilmektedir.[9] Kişinin midesinde haram lokma varsa, elbiseleri haramdan elde edilmiş ise onun duasının kabul olunmayacağı bildirilmektedir.
Dua için,  faziletli vakitleri ve halleri tercih etmelidir. Duaya Allah-ü Teâlâ’ya hamd ve Rasüllah (s.a.v.)’e salâvat okuyarak başlamalı, dua ederken duasının kabul olunacağına kat’î olarak inanmalı, şüpheye düşmemelidir.



[1] Elmalılı, Bakara Suresi 186. Ayet-i Kerime’nin tefsiri
[2] Mü’min 60
[3] Sünen-i Tirmizi; Taberânî, ed-Duâ, el-Mektebetü’ş-Şamile
[4] Sünen-i Tirmizi, el-Mektebetü’ş-Şamile
[5] Müsned-i Ahmed  ibn-i Hnbel, el-Mektebetü’ş-Şamile
[6] A’raf 55-56
[7] Bakara 186
[8] Sünen-i Tirmizi, el-Mektebetü’ş-Şamile
[9] Seyyid Ali Zade, Şerh-u Şir’ati’l-İslam, s.163

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder