Kadınlar
ikinci eş olmayı neden ve nasıl kabul ediyorlar?
Resul Tosun
Milli Gazete 26 Aralık 2000
Milli Gazete 26 Aralık 2000
TV kanallarının dinimizde kusur aramak için yaptığı ve
oldukça da yüksek reyting yakaladığı programlar, bir yandan İslam'ın dolaylı
olarak tebliğine vesile olurken öte yandan bazı kafaları da karıştırdığı
muhakkak.
Son programlar İslam'daki çok eşliliği gündeme taşımış,
önüne gelen fikir beyan etmiş, İslam Hukuk Metodolojisinden bihaber ama bir
miktar dini kültürü olan kimileri çok evliliğin bir ruhsat olmayıp emir
olduğunu, hatta çok evliliğin dört eşle sınırlı olmayıp sonradan
sınırlandırıldığı iddialarında bile bulunulmuştur..
Bu konuya aslında diyanetin ve ilim adamlarının ciddi
biçimde eğilmesi ve topluma aşılanmaya çalışılan şüpheleri izale etmeleri gerekir.
Ama henüz bu konuda sadra şifa bir yayın yapılmadığı için tereddütler
giderilmiş değil. Geçenlerde bir üniversite öğrencisinin sırf çok evliliği
tartışmak için bana gelmesi üzerine aşağıdaki notları düşme zarureti hissettim.
Öncelikli olarak tespit etmemiz gereken nokta çok
evliliği İslam'ın getirmemiş olması, var olan çok evliliği dört kadınla
sınırlaması, bunu da yapılmadığı takdirde kulun günaha gireceği bir emir
olmayıp bir ruhsat olarak belirlemesidir. Hanımı doğurgan olmayan bir kocanın,
kısır olan hanımını boşamak yerine doğurgan ikinci bir hanım ile evlenmesi bir
ruhsattır. Hanımı hasta olan bir kocanın sağlıklı ikinci bir hanım ile
evlenmesi de bir ruhsattır. Savaş deprem ve benzeri afetler sonunda kadınların
sayısının ereklerden fazla olması halinde de birden fazla evlilik bir
ruhsattır. Bu ruhsatlar dışında çok eşlilik yapılmaz mı? Siz ne derseniz deyin
yapılıyor. Üstelik çok yaygın bir şekilde yapılıyor.
Burada, sistemin resmen tanımadığı bir ortamda,
karşımıza, "Dinen cevaz olsa bile birden fazla kadınla evlenmek ne kadar
sağlıklıdır?" sorusu çıkmaktadır.
Resmi nikahı bulunmayan hanımların genelde mağduriyet
ihtimali yüksek olduğu için ben şahsen cevaz olsa bile Türkiye şartlarında
birden fazla hanımla evlenmeyi sağlıklı bulmam. Çünkü resmi nikahı olmayan
hanımın hukukunu koruyacak resmi hiçbir müeyyide yoktur. Karıkoca arasındaki
ihtilaflarda resmi nikahı olmayan hanım özellikle de beyin vicdansızlığı
halinde mağdur olacaktır.
İkinci üçüncü veya dördüncü eşler kocanın vicdanından
başka hiçbir himayeye sahip değildirler. Dolayısıyla resmi nikahı bulunmayan
eşlerin hukukları her an ihlal edilebilir.
Tabi burada sadece erkekleri suçlamak da çok mantıklı
değildir. Genelde soru tek taraflı soruluyor. Neden erkekler birden fazla
kadınla evleniyor deniyor. Oysa eğer bir sorumluluk varsa erkeğin olduğu kadar
kadının sorumluluğu da vardır.
Soru "neden erkekler ikinci kadınla evleniyor ve
kadınlar ikinci eş olmayı neden ve nasıl kabul ediyorlar?" şeklinde
sorulursa daha insaflı olur.
Şu tespiti de yapmakta fayda umuyorum ki, şehirlerdeki
çok evlilikler kırsaldaki çok evlilikten daha fazla sorunludur! Zira, çok
eşlilik kırsalda açıktan yürütüldüğü için resmi nikahı olmasa da ikinci üçüncü
eş kocasının evindedir ve onun himayesindedir. Toplumun ve çevrenin baskısı
ikinci eşin hukukunu korumada çok önemli bir etkendir. Oysa büyük şehirlerdeki
çok evlilik genelde gizlidir. Gizli olduğu için de ikinci eş çevrenin
desteğinden ziyade gizli ilişki içinde olduğu için güvenilmez ve itimat edilmez
konumdadır. Şehirlerdeki çok eşli erkeklerin hepsi değilse de bir çoğu metres
hayatını dini nikah ile meşrulaştırma yolunu seçmiş gibidir. Resmi nikahlı
eşinden ve ailesinden gizlediği için ikinci eşe seyrek uğranmakta dolayısıyla
İslam'ın cevaz verdiği çok eşlilik hukukuna riayet edilmemekte ve hem gizli
nikah hem de adaletsizlik sebebiyle beyler sorumlu duruma düşmektedir.
Binaenaleyh bu şekilde çok evliliğin - gizli nikah tartışmalı olmakla beraber-
dinen cevaz noktası bulunsa bile dindarları rencide edecek bir netice söz
konusu olduğu için müminlerin kaçınması gerekir.
İslam hukukunun uygulanmadığı ve haklarının korunmadığı
bir ortamda ikinci eş olmayı kabul eden kadınlar, kusura bakmasınlar ama haksızlığa
uğradıkları zaman bunun sorumlusu kendileri olacaktır.
Binlerce çiftin dini nikah ile çok eşli olarak yaşadığı
ve fiili bir durum oluşturduğu ülkemizde yönetimin ikinci eş konumundaki
hanımların hukukunu korumaya yönelik yasal düzenleme yapmaması ise
siyasetçilerin üzerinde tartışması gereken bir konudur!
Özetle diyorum ki, hastalık, kısırlık, kadın nüfüsunun
erkeklerden fazla olması ve benzeri sebeblerle bir ruhsat olan çok evlilik
farziyet gücünde bir emir değildir. Türkiye gibi resmi nikahı olmayan
hanımların hukukunun korunmadığı ortamlarda çok evlilikten uzak durulmalıdır.
Bir hanım bu şartlarda bile ikinci eş olmayı içine
sindiriyorsa bize söz söylemek düşmez, herkes özgürdür.
Biz sadece uyarırız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder