REKLAM

ARKADAŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ARKADAŞ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7.04.2020

Arkadaş






Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve: 
-Teğmenim. Fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?
Delirdin mi? der gibi baktı teğmen
- Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş, büyük ihtimalle ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın.
Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. "Git o zaman.."            Asker o korkunç ateş  yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa  döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar  içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü:
- Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez, demiştim.    Bu zaten ölmüş.
-Değdi teğmenim. dedi asker.
- Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına  ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.
Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum!... demişti arkadaşı.                                                                                Geleceğini  biliyordum.
                                                                                                                                         

25.12.2016

ARKADAŞ

Vietnam Savaşı sonrası... Evine dönmekte olan bir asker San Francisco'dan ailesini aradı: "Anne, baba eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum."        "Memnuniyetle, O'nunla tanışmak isteriz", diye cevapladılar.
Oğulları "Bilmeniz gereken bir şey daha var." diye devam etti.    "Arkadaşım savaşta ağır yaralandı, bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok ve O'nun gelip bizimle kalmasını istiyorum." "Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki O'nun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz."
"Hayır. Anne, baba O'nun bizimle kalmasını istiyorum."
"Oğlum." dedi babası. "Bizden ne istediğini bilmiyorsun. O'nun gibi özürlü biri bize korkunç yük olur. Bizim kendi hayatımız var ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır."
Oğlu o anda telefonu kapattı. Ailesi O'ndan bir süre haber alamadı. Ama birkaç gün sonra, San Francisco polisinden bir telefon geldi. Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu. Üzüntü dolu anne-baba hemen San Francisco'ya uçtular ve oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler. Anne - baba oğullarını hemen tanıdılar yalnız bilmedikleri bir şeyi de öğrenince dehşete düştüler:

Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı...