REKLAM

İBRAHİM HAKKI ERZURUMÎH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İBRAHİM HAKKI ERZURUMÎH etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12.11.2016

İBRAHİM HAKKI ERZURUM





Büyük bir Allah âşığı, sosyolog, psikolog, astronom, sağlıkçı, fen adamı ve şair olan İbrahim hakkı 18 mayıs 1703 tarihinde Erzurum’un Hasankale ilçesinde dünyaya geldi. Babası derviş Osman annesi ise Hz. Peygamberin soyundan gelen Mahmut kızı Şerife Hanife hatundur.
9 yaşındayken Tillo’ya gitti. Şeyh İsmail Fakirullah’dan dersler almaya başladı. Babasının vefatından sonra(1719) Erzurum’a geldi. Erzurum müftüsü Hazik Muhammed’den Arapça ve Farsça öğrendi. Bir müddet sonra tekrar Tillo’ya döndü. Şeyhinin büyük oğlunun kızıyla evlendi. 15 yıl orada kaldı, 1750’de Hicaz’a 1766’da İstanbul’a gitti. 1. Mahmut’’un davetiyle saraya girdi, ikinci ve üçüncü defa hacca gitti.(1764-1768). Arabistan’ı Mısır’ı gezdi. Nihayet 1780'de Tillo’da vefat etti. Ve vasiyeti üzere mürşidi olan Şeyh İsmail Fakirullah’ın ayak ucuna gömüldü.
İbrahim Hakkı 40’tan fazla eser bırakmıştır. Eserleri içinde 1754’de tamamladığı “ilahiname” adındaki divanı en meşhurlarındandır. Ondan daha meşhuru ise “Marifetname”dir.
Meşhur Eser “Marifetname”: Marifetname eskiyle yeniyi birleştiren eski bir ansiklopedi mahiyetindedir. Marifetullah (Allah’ı tanıma)’dan, gökyüzünden, yıldızlardan, aydan, güneşten, dünyadan, ay ve yıldızların hareketlerinden ay ve güneş tutulmalarından dini emir, inanç gelenek ve göreneklerden Nakşibendilik tarikatının esaslarından bahseder.
Eskiyle yeniyi birleştiren Marifetname, 1 fihrist ve mukaddime, 3 fen ve 1 hatimeden meydana gelmektedir. Her konuda kendi arasında bölümlere ayrılmaktadır.
İbrahim Hakkı, önsöze başlamadan önce alemi kebir dediği kainatı ve onun sırlarını belirtmektedir. Marifetname’sine şu cümlelerle girmektedir:
“Allah bütün cihanı insan için ve insanı da kendi ulu varlığının bilinmesi için yaratmıştır. İnsanın bilinmesi, nefsimizin bilinmesine bağlıdır. Nefsimizi bilmek beden yapımızı bilmeye bağlıdır. O da alemi bilmeye, bu da ilimleri bilmeye bağlıdır.”
Bu bölümde İbrahim Hakkı alem-i ekber’den alemi asgar dediği insanı ele alırken, marifetullah’a kapılar açmaktadır.
Marifetname’de Anatomi: Marifatname’de anatomi ve fizyolojiye de geniş ölçüde yer verilmiştir.
İbrahim Hakkı anatomiyi “bedenlerin yapılışını bildiren ilim” diye tarif eder. Günümüzde bu tarif değerini korumakla birlikte sadece biraz genişletilmiştir. İbrahim hakkı aynı yerde imam-ı şafiinin anatomiyi diğer ilimlerden daha üstün gördüğünü belirtmekte, “anatomi ilmi, doktorların sermayesi Allah’ı anlamanın bir vasıtasıdır.” demektedir. Doktorların sırf meslekleri yönünden bu ilmi öğrendikleri, halbuki bu ilmi öğrenmede ilk planda Allah’ı bilmek, O’nun kudret ve büyüklüğünü öğrenme hedefinin gözetilmesi gerektiğini anlatır. Anatomi öğrenmenin faydalarını da şu şekilde anlatır:
1.     Aklın şaştığı ve hayret ettiği bu eseri (bedeni) seyretmekle bütün eşyanın benzerini yaşayan bu binayı, bu parlak yapıyı en güzel ve en mükemmel şekilde yaratan cenab-ı hak karşısında acizliği anlamak ve o büyük sanatkarın sonsuz kudretini “ilmel yakin=kesin bir ilim” ile idrak etmek,
2.     Bu harika eseri, bu incelikleriyle terkip eden ve süsleyen yaratıcının ne kadar ilim ve hikmet sahibi olduğunu, yapının şahadetiyle “aynel yakin=gözle görme derecesinde” anlamak,
3.     Cenab-ı hakkın bize lütuf ve yardımlarını şefkat ve merhametini idrak edip ondan Allah’ın zaman zaman bizi terbiye ettiğini “hakkal yakin=hakikatine ererek” idrak etmek,
Çünkü cenab-ı hak vücut binasının yapımında ve işleyişinde en ufak bir eksiklik bırakmamış onu en mükemmel şekilde korumuştur.




H Kaynak: Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi S:206-213