REKLAM

10.11.2016

GAZİ OSMAN PAŞA VE PLEVNE

                                                                                                                            

Hayatı: 1832’de Tokat’ta doğdu. Asıl adı Osman Nuri’dir. Babası İstanbul Kereste gümrüğünde katip olan Mehmet Efendi; Annesi Şakira Hatundur. Ailenin tek çocuğudur.        Ailesi ile birlikte henüz 7-8 yaşlarında iken İstanbul’a babasının yanına geldi .                                                                                                                        

Askeri eğitimi: Önce Beşiktaş Askeri Rüştiyesi’ne, daha sonra 1944’de dayısının darp nazırı bulunduğu Kuleli Askeri İdadiye’ye yazıldı. Burada  5yıl tahsil gördükten sonra Mekteb-i Harbiye’ye girdi. 1853 yılında mûlazım-ı sâni rütbesi ile okuldan mezun oldu. Sonra Harp Akademisine girdi. Akademiyi bitirmeden Kırım Harbi’nin çıkması üzerine Tuna Cephesi’ne gönderildi.

Askeri Hayatı: Bu cephede 4 yıl kaldı. Bu savaşta gösterdiği yararlılık ve kahramanlık dolayısıyla rütbesi 21 Mart 1855’de mûlazım-ı evvelliğe yüksetildi. Savaş sona erince 1856’da İstanbul’a dönerek Akademiye devam ederek tahsilini tamamladı. Bir süre Erkan-ı Harp dairesinde çalıştı ve bir yıl sonra kol ağası oldu. 1859’da Osmanlı Ülkesinin  nüfus sayımı ve haritasının çizilmesi için Bursa’ya Askeri temsilci olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. 1861’de Rumeli Ordusu’nda görev yaptıktan sonra Suriye’de başlayan Yusuf Kerem ayaklanması sebebi ile Cebel-i Lübnan’a gönderildi ve burada önemli hizmetlerde bulundu. 1866’da Girit’te baş gösteren Rum isyanı dolayısıyla buraya tayin edildi. Buradaki çalışmaları sayesinde özellikle Serdar-ı Ekrem Ömer Paşanın taktirini kazandı ve miralaylığa yükseldi.. kendisine üçüncü dereceden Mecidiye nişanı verildi.1868’de gönderildiği Yemen’deki başarıları ile de Mirliva oldu. Fakat Yemen’in havasına alışamayıp hastalanarak 1871’de İstanbul’a döndü. Daha sonra 3.ordunun redif livalığına tayin edildi. Bir süre Manastırda kaldı.1873’de Yeni Pazar Tümeni komutanlığına tayin edildi. Ve kendisine refiklik rütbesi verildi. Ardından İstanbul merkez komutanlığına tayin edildi. Daha sonra iki yıl içerisinde Arnavutluk, İşkodra, Bosna ve Erzurum’da çeşitli hizmetlerde bulundu. 1875’de Balkanların kargaşa içerisinde bulunması dolayısıyla Niş’e gönderildi. Ardından da boşalan Vidin komutanlığına getirildi. Sırp Prensi Milan’ın 2 temmuz 1876’da Osmanlı’ya savaş ilan etmesi sonucunda Sırp ordusunu bozguna uğrattı. Asıl şöhreti burada elde etti. Ve kendisini ikinci derecede Mecidiye nişanı ile müşirlik rütbesi verildi. 24 Nisan 1877’de Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne harp ilan etmesi ile kendisine verilen emir üzerine Vidin’den 25 bin kişilik kolordusu ile7 Temmuz 1877 tarihinde Plevne’ye ulaştı.


                                        PLEVNE MÜDAFAASI

Osman Paşa 7 Temmuz’da Plevne’ye ulaştıktan sonra 8 Temmuz’da Rus saldırıları başladı.

I.Hücum: Ruslar sabah erken saatlerde Alman asıllı general Schilder komutasında saldırıya geçti. Karşılıklı 2 saat süren top düellosunun ardından piyade savaşlarına başlandı. Akşama kadar süren savaşta ordumuzun sağ tarafı Ruslara karşı çok iyi bir savunma yapmış, Rusları geri çekilmeye mecbur etmişlerdir. Böylece kolayca başarı elde edeceğini sanan Ruslar Osmanlı’dan ilk darbeyi yemişti.

II.Hücum: Ruslar I. Hücumdaki başarısızlıklarını telafi için daha fazla bir kuvvetle 60.000 kişilik ordu ve 40-50 topla ikinci saldırıya başlamışlardır. Tarih 18 Temmuz Salı Ruslar Osmanlı mevzilerine dolu gibi şarapnel yağdırıyorlar  Osman Gazi’nin yer yer ve etkili karşılık  vermesi ile birinci gün sona ermiştir. İkinci gün Ruslar’ın şevklerinin kırıldığı bir anda 18 tabur taze bir kuvvetle Ruslar üzerine hücum edilmiş ve Ruslar tekrar hezimete uğratılmıştır. İkinci Plevne zaferinden sonra İstanbul Osman Paşaya tebrik telgrafı çekmiş ve Plevne’yi müdafaaya devam etmesini bildirmiştir. Bunun için kuvvet gönderilmiş, Osmanlı Ordusu Plevne’de 30 bine ulaşmıştır.

III.Hücum: Bu hücumdan önce Ruslar Plevne için son derece önemli olan Lofça’yı almışlardır. Ruslar 29 Ağustos’ta top ateşine başlamıştır ve 5 gün bombardımana devam etmişlerdir. Daha sonra Plevne’ye saldırıya geçmişlerdir. Bu hücumda Rus kuvveti 100 bini aşkın olup 432 adet topları bulunmakta idi. 11 Eylül’de başlayan Rus saldırısı 10 buçuk saat sürmüş ve 6 gün devam eden çarpışma sonucunda Ruslar tekrar ric’at etmek zorunda kalmışlardır.
Osman Paşa’nın Plevne’de kazanmış olduğu 3. muzafferiyyet üzerine sultan II. Abdülhamid bir telgraf göndererek Osman Paşa’ya Gazi ünvanını verdi.
Ruslar III. Plevne mağlubiyetinden sonra buranın harp yolu zapt olunamayacağını anlamışlar ve muhasara yolu ile teslimiyete zorlamaya karar vermişlerdir. Bunun için Gurno-Dubnik ve Telis mevkilerini bir taarruzla almışlar, böylece Plevne tamamen muhasara altına alınmış oldu (13 Eylül).
Uzun süren bu kuşatma sırasında mühimmat ve yiyecek sıkıntısı çekmeye başlayan kale müdafileri hurûç hareketinde bulunmaya karar verdiler. Ruslar muhasaraya devam ederken Osman Paşa’ya teslim olması için 2 defa mektup yollamışlar buna “bugüne kadar vatanımızın ve imanımızın uğrunda seve seve kan döktük; bundan sonrada teslim olmaktansa buna devam edeceğiz.” cevabını almışlardır.

                                        
HURUÇ HAREKETİ

Gazi Osman Paşa 10 Aralık sabahı 40 bin neferden oluşan ordusunu 2 eşit kısma ayırmıştır. Bunlardan ilki huruç hareketini yapacak bunlar geçtikten sonra 2. kısım harekete geçeçek onlarda Rusları yararak Plevne’den çıkmış olacaktı.
Huruç hareketi sırasında Gazi Osman Paşa bir şarapnel parçası ile yaralandı. Bu haber üzerine ordu dağıldı ve huruç hareketi başarısızlıkla sonuçlanmış oldu. Erkan-ı Harp zabitlerinin yapılacak bir şey olmadığını belirtmeleri üzerine Osman Paşa teslim olmak zorunda kaldı.
Bir süre Bükreş,Harkof ve Rusya’da esaret hayatı yaşadı. Rus çarı tarafından kendisine kahramanlığını takdir amacı ile çifte kartal nişanı verildi.
II.Abdülhamid’in girişimleri sonucu 12 -13 Mart 1878’de muhteşem bir törenle İstanbul’ a geldi.



                                                                                                  Osman Çoban

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder