KİTAP ÖZET FORMU
KİTABIN ADI:
|
ERMENİ İDDİALARI VE GERÇEKLER
|
KİTABIN YAZARI:
|
DR.HÜSAMETTİN YILDIRIM
|
YAYIN EVİ VE ADRESİ:
|
CAN YAYINLARI
|
BASIM YILI:
|
1996
|
1.KİTABIN KONUSU:
I.Dünya
Savaşı esnasında Ermenilerin izlemiş oldukları politika.
2.KİTABIN ÖZETİ:
Asya ve
Avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan Türkiye;Karadeniz’i Akdeniz’e
bağlayan boğazları,Ortaasya,Kafkasya ve Ortadoğu’daki doğal enerji
kaynaklarının kesiştiği noktadaki jeopolitik konumuyla bütün dünyanın dikkatini
çekmektedir.
Geçmişte
Osmanlı İmparatorluğu,bugün de Türkiye,bu jeopolitik ve jeostratejik konumundan
dolayı çeşitli entrikaların çevrildiği bir alan olmuştur.İmparatorluğu
parçalayarak tarih sahnesinden silmek isteyen sömürgeci devletler,bu
entrikalarında yüzlerce yıldır Türklerle dostça yaşayan Ermenileri de
kullanmışlardır.
Tarihte
olduğu gibi günümüzde de Ermeni toplumu üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar
sağlamaya çalışan ülkeler olmaktadır.Bazı ülkelerde Türkleri ve Türkiye’yi
sözde soykırımla tanımaya yönelik kararlar parlemento gündemlerine
getirilmektedir.
I.Dünya
Savaşı’ndan önce çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören
Ermeniler,Türklerin Anadolu’ya girişlerini takiben;bir yandan Türklüğün adil ve
insani töresinden yararlanmışlardır.Askerlikten,kısmen de vergiden muaf
tutulurken ticarette,zanaatta,çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını
elde etmişlerdir.Hatta devlet kademelerinde de önemli görevlere yükseleneler
vardır.
Ancak,Osmanlı
Devleti’nin zayıflamaya başladığı dönemlerde,hemen her konuda Avrupa’nın
müdalesi baş gösterince,Türk-Ermeni ilişkilerinde bozulmalar
başlamıştır.I.dünya Savaşı sırasında ise,Osmanlı askeri olarak düşmana karşı
savaşan veya geri hizmetlerde çalışan Ermiler de bulunmasına rağmen,bunların
büyük bir kısmı cephede düşmanla birlikte Türklere karşı savaşmış,yüz binlerce
Müslüman’ın hayatına kastederek Anadolu’yu bir harabe haline çevirmişlerdir.
Çıkarılan
Sevk ve İskanla ilgili mevzuata uymadıkları gerekçesiyle toplam 1397 Ermeni
çeşitli cezalara çarptırılmıştır.Savaş bölgesinde oturan ve birliklerin
hareketini engelleyen,karşı tarafa istihbarat sağlayan,yardım ve yataklık yapan
ya da düşman ile birlikte onun safhında hareket eden halkların ve grupların
cephe gerisine gönderildiği görülebilir.Sevk ve İskanın bir amacı da sivil
halkın savaştan zarar görmesini önlemektir.
Türkiye’de
bugün,anne ve babaları ve büyükanne ve büyükbabaların I.Dünya Savaşı’nın
korkunç olaylarına ilişkin hikayelerini hatırlayan milyonlarca kadın ve erkek
vardır.Bu hikayelerde,tecavüzler ve evlerden zorla çıkarılmalar
anlatılmaktadır.Kendilerine sorulduğunda,ailelerinin geçmişini üzüntü ve
kızgınlık içinde anlatmaktadırlar.
Ermeniler
gibi,Türkler de düşmanları tarafından öldürülmüşlerdir;onlar açısından
düşmanlar çoğu zaman Ermeniler olmuştur.Türkler de Ermeniler gibi
zamanında zorunlu göçlere maruz
kalmışlar ve bu göçler sırasında çok sayıda insan hastalık ve açlıktan
ölmüştür.
Türk
bilginleri ve Türk hükümeti her iki tarafın yaşadığı acıları fark etmeye ve üzülmeye
başlamıştır,ancak en çok hatırlarında kalan,doğal olarak kendi insanlarının
çektikleridir.
Türler
kendileri,tarihlerini saptıranlara karşı çıkmamış olmaktan dolayı
suçludurlar.1912 ve 1922 yılları arasında korkunç savaşlardan sonra Türkiye
büyük bir harabeye dönmüştür.Şehirler yıkılmış çiftlik hayvanları
öldürülmüş,ağaçlar ve ekinler geride hiçbir tohum kalmaksızın
yakılmıştır.Bunula birlikte,yine de bazıları savaşların devam etmesini
istemiştir.Türklere ait olan topraklar düşmanların elinde kalmıştır.Savaşlarda
herşeylerini kaybedenlerin akıllarında intikam duygusu yer etmiştir. Yeni
Türkiye Cumhuriyeti’ni bu duyguların yönetmesi halinde daha fazla ölüm olayı
yaşanacaktı. Mustafa Kemal Atatürk hükümeti bu nedenle geçmişteki kayıpları
görmezlikten gelen ve eski düşmanlarla barış imzalayan bir politika ortaya
koymuştur. Türk hühmeti, Ermenilere ve diğerlerine karşı Türk davasında baskı
yapılmasının eski nefrtleri canlandıracağını ve savaşa davetiye çıkaracağını
hissetmiştır. Bu yüzden Türkler dertleriyle ilgili hiç birşey
söylememişlerdir.bu, o dönem için alınabilecek en doğru karardı. Hiç kimsenin
Türkler adına konuşmaması ise bu noktadaki olumsuz sonucu oluşturmuştur.
Türkler,
ancak Ermeni teröristlerin Türk diplomatları öldürmeye başlamasından sonra
politikalarını değiştirmişlerdir. Arşivlerini açmışlar ve savaş dönemine ait
belgeler yayınlamaya başlamışlardır. Bunlar, yıllar boyu sürecek, tekrar edilen bilimsel bir
araştırmanın bir parçası olmuştur.
3.KİTABIN ANA FİKRİ:
Tarih
yazmak tarih yapmak kadar mühimdir.Yazan yapana sadık kalmadığı müddetçe
değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet kazanır.
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ:
Tamamen
gerçek,yaşanmış ve anlatılması duygu bakımından acı veren olaylarla kaplanmıştır.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Akıcı,etkileyici
ve okudukça okuyucuyu sürekli olarak olayları sanki kendisinin yaşadığını
anlamasını sağlayan harika bir kitaptır.
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
1943
yılında Adana’da doğdu.ilköğretimi Adana Mehmetcik ilkokulu,Ortaöğretimi
Nurettin Ersin ve mütakiben Atatürk Lisesi’ni bitirdi.1960 yılında ankara
Dil-tarih Coğrafya Fakültesi’ne girmiş ve 1981 yılında aynı üniversitede master
ve doktorasını tamamlamıştır.Aynı üniversitede öğretim üyesidir ve ileri
seviyede Almanca,ingilizce bilgisi vardır.Bu çeşit birçok eseri vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder