REKLAM

10.04.2020

31 MART VAKASI



 

        Meşrutiyetin muhafazası için Selanik ten İstanbul’a getirilen Avcı taburlarının 13 Nisan 1909’da çıkardığı isyan.Rumi Takvimle 31 mart 1325 te  çıktığı için   31  mart vakası   denmiştir.                             İsyan sonucun da Sultan ( 2.ABDÜLHAMİD ) Han tahtan indirilmiş ve  meşrutiyet örfi hale geldi.Bu vakanın tertip edilişi ,teşvik edicileri bugüne kadar kesin olarak ortaya konamamıştır.Ancak Sultan 2.ABDÜLHAMİD Han’ın   hiçbir ilgisi olmadığı     kesindir.                                                                                                        2. meşrutiyetin     (1908)zorla ilan ettiren ittihat ve  terakki partisi     (1. Dünya savaşında devleti satıp kaçan )

Hükümette yerini sağlamlaştırdı.Silah zoru ile iktidara gelen ittihatçılar,yeni meclisin kurulmasında da çetecilik metotlarını kullandılar.Meclisi kendi adamlarıyla doldururken muhaliflerini de kiralık katillerle ortadan kaldırıldılar. Ancak ,bunların iktidarı sağlamlaşırken devlet çatırdamaya başladı.
Memleketin bir baştan bir başa tam bir kargaşa içine düştüğü sırada 31mart vakası meydana geldi. İttihatçıların daha önce Selanik’ten İstanbul’a  getirip yerleştirdikleri avcı taburlarına mensup bir kısım asker ve halk ayaklanarak ittihatçılara karşı harekete geçti. Padişah , yetkilerinin çoğunu meclise devrettiği için insiyatifini kaybetmişti. Meclis iş göremiyordu. On güne kadar devam eden bu kargaşada ittihatçılar, Rumel’in de ne kadar Sırp, Bulgar, Rum, Arnavut çetesi varsa topladılar. Bunların yanına azda olsa Türk askeri katıldı. Kumanlar müdahale için padişaha müracaat ettiler. Ancak kardeş kanı dökülmesini uygun bulmayan merhametli padişah buna müsaade etmedi. “ Bu hareket , benim şahsıma karşı girişilmiştir. Ben şahsım için ,milletimin kanının dökülmesine asla müsaade edemem”dedi.

İsyanı yatıştırmak bahanesiyle İstanbul’ a giren ittihatçılar ve dağdan inmiş balkan komitecileri pek çok kan döktüler. Nerede bir sarıklı molla ve hocalarla dolu İstanbul camilerini kurşun yağmuruna tuttular, katliam yaptılar. Ayrıca isyanının sorumlusu olarak padişahı gösterip onu tahtından indirmeye karar verdiler.
Bu noktada bir Rum mebususun feryadı çok dikkate şayandır şöyle ki: Yeşilköy’de yaptıkları gizli toplantıda, sultan II. Abdülhamit hanı tahtan indirme kararı alınca bir Rum mebus; “yapmayın efendiler! Günahtır , günah sultan Abdülhamit han bu memleketin nurudur. Dünyada denge unsurudur. Onu tahtından indirirseniz mülk-ü millet harap olur “ demiştir. Ne yazık ki dününün ve bu günün pek çok kişileri, sultan Abdülhamit hanı sultanı bir Rum mebus kadar anla yamamıştır.
İttihatçılar, şer planlarına kılıf olarak da zorla fetva  yazdırdılar. Daha sonra Yahudi Emanuel karasa , ermeni aram efendi Arnavut Esat Toptani,  uzun yıllar padişahın yaverliğini yapmış olan  Laz (gürcü olma olasılığı da var) Arif hikmet paşa, padişaha giderek “millet sizi azletti” dediler.
Sultansa ; “ hal ettiler demek istiyorsunuz herhalde” diyerek keli meyi düzelterek “ben Türklerin ve Müslümanların halifesiyim. Hal edeceklerse beni onlar hal etmeliydi. Sen Yahudi sin! Sen Ermeni sin! Sen nankörsün!” diye çıkıştıktan sonra “Zalike takdirül azizil alim” dedi. Bu kelamdan sonra sarayda orduda titredi.
Sultan II.Abdülhamit han Türk tarihinin ender, büyük şahsiyetlerin den biridir. Dünya siyaset tarihinin çok büyük zeka dahisiydi. Onun bu siyasi dehası anlaşılamadı. İçerden dışardan yerli , yabancı her şeyi söylediler. Hayatı Yahudiler , Ermeniler ,balkan komitecileri ile ve yıkıcı şer kuvvetlerle mücadele içinde geçmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder