Biruni
hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Yunan ve Hint
tıbbını
incelemiş, Sultan Mes'ud'un gözünü tedavi etmişti. Otların
hangisinin hangi
derde deva
ve şifa olduğunu
çok iyi bilirdi. Eczacılıkla doktorluğun sınırlarını
çizmiş,
ilaçların yan etkilerinden bahsetmiştir. Bîrûnî, Cebir, Geometri
ve Coğrafya
konularında bile o konuyla ilgili bir âyet zikretmiş, âyette
bahsi geçen
konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, fennî
ilimlerle ilahî
bilgilere daha iyi nüfuz edileceğini söylemiş, ilim
öğrenmekten
kastın hakkı ve hakikatı bulmak olduğunu dile getirmiş ve
"Anlattıklarım
arasında gerçek dışı olanlar varsa Allah'a tevbe ederim.
Razı olacağı
şeylere sarılmak hususunda Allah'tan yardım dilerim. Bâtıl
Şeylerden
korunmak için de Allah'tan hidayet isterim. İyilik O'nun
elindedir!"
demiştir.
Hayatı
Yaşadığı çağa
damgasını vurup
" Biruni Asrı"
denmesine sebep
olan zekâ
harikası bilginimiz.
973 yılında
Harizm'in merkezi Kâs'ta
doğdu. Esas adı
Ebû Reyhan b. Mu-
hammed'dir.
Küçük yaşta babasını kay-
betti. Annesi
onu zor şartlarda, odun
satarak büyüttü.
Daha çocuk yaşta
araştırmacı bir
ruha sahipti. Birçok ko-
nuyu öğrenmek
için çılgınca hırs göste-
riyordu. Tahsil
çağına girdiğinde Hâ-
rizmşahların
himayesine alındı ve sa-
ray terbiyesiyle
yetişmesine özen göste-
rildi. Bu
aileden bilhassa Mansur, Bîrû-
nî'nin en iyi
bir eğitim alması için her
imkânı sağladı.
(1)
Bu arada İbn-i
Irak ve Abdüssamed
b. Hakîm'den de
dersler alan bilginimi-
zin öğrenimi
uzun sürmedi, daha çok
özel çabalarıyla
kendisini yetiştirdi.
Araştırmacı
ruhu, öğrenme hırsı ve sön-
meyen azmiyle
birleşince 17 yaşında
eser vermeye
başladı.
Fakat
Me'mûnîlerin Kâs'ı alıp Hâ-
rizmşahları
tarihten silmeleriyle Bîrû-
nî'nin huzuru
kaçtı, sıkıntılar başladı ve
Kâs'ı terketmek zorunda kaldı. (2) An-
cak iki yıl
sonra tekrar döndüğünde ün-
lü bilgin
Ebü'l-Vefâ ile buluşup rasat ça-
lışmaları
yaptı.
Daha sonra
hükümdar Ebü'l-Abbas,
sarayında
Bîrûnî'ye bir daire tahsis
edip, müşavir ve
vezir olarak görevlen-
dirdi. Bu durum,
hükümdarların ilme
duydukları derin
saygının göstergesi,
bilginimizin de
devlet başkanları yanın-
daki yüksek
itibarının belgesiydi. (3)
Gazneli Mahmud
Hindistan'ı alınca
hocalarıyla Bîrûnî'yi de oraya götürdü.
Zira onun
yanında da itibarı çok yük-
sekti. " Bîrûnî,
sarayımızın en değerli
hazinesidir'
derdi. (4) Bu yüzden ted-
birli hünkâr,
liyakatını bildiği Bîrûnî'yi
Hazine Genel
Müdürlüğü'ne tayin etti.
O da orada Hint
dil ve kültürünü bütü-
nüyle inceledi.
Üstün dehasıyla kısa sü-
rede Hintli
bilginler üzerinde şaşkınlık
ve hayranlık
uyandırdı. Kendisine sağ-
lanan siyasî ve
ilmî araştırmalarına de-
vam etti. Bir
devre adını veren, çağını
aşan ilmî
hayatının zirvesine erişti. Sul-
tan Mes'ud,
kendisine ithaf ettiği Ka-
nun-u Mes'ûdî
adlı eseri için Bîrûnî'ye
bir fil yükü
gümüş para vermişse de o,
bu hediyeyi
almadı. (5) Son eseri olan
Kitabü's-Saydele
fi't Tıb'bı yazdığında
80 yaşını
geçmişti. Üstad diye saygıyla
yâd edilen
yalnız İslâm âleminin değil,
tüm dünyada
çağının en büyük bilgini
olan Bîrûnî,
1051 yılında Gazne'de
hayata gözlerini
yumdu. Ruhu şâd, ma-
kamı cennet
olsun. Âmin.
ŞAHSİYETİ:
Bîrûnî, "
Elinden kalem
düşmeyen, gözü
kitaptan ayrılmayan,
iman dolu kalbi
tefekkürden dûr olma-
yan, benzeri her
asırda görülmeyen bil-
ginler bilgini
bir dâhiydi. Arapça, Fars-
ça, Ibrânîce,
Rumca, Süryânice, Yunan-
ca ve Çinçe gibi
daha birçok lisan bili-
yordu.
Matematik, Astronomi Geomet-
ri, Fizik,
Kimya, Tıp, Eczacılık, Tarih
Coğrafya,
Filoloji, Etnoloji, Jeoloji, Din-
ler ve Mezhepler Tarihi gibi 30 kadar
ilim dalında
çalışmalar yaptı, eserler
verdi. (4)
Onun tabiat
ilimleriyle yakından ilgi-
lenmesi,
Allah'ın kevnî âyetlerini anla-
mak, kâinatın
yapı ve düzeninden Al-
lah'a ulaşmak,
O'nu yüceltmek gâyesi-
ne yönelikti.
Eserlerinde çok defa
Kur ân
âyetlerine başvurur, onların çe-
şitli ilimler
açısından yorumlanmasını
amaçlardı.
Kurân'ın belâğat ve i'cazı-
na olan
hayranlığını her vesileyle dile
getirdi.
İlmî kaynaklara
dayanma, deney ve
tecrübeyle ispat
etme şartını ilk defa o
ileri sürdü.
İbn-i Sinâ'yla yaptığı karşı- ;
lıklı
yazışmalarındaki ilmî metod ve yo-
rumları,
günümüzde yazılmış gibi taze-
liğini halen
korumaktadır.
Tahkîk ve
Kanûn-ı Mes'ûdî adlı eserle-
riyle
trigonometri konusunda bugünkü
ilmî seviyeye tâ
o günden,ulaştıgı açık-
ça görülür. Bu
eser astronomi alanında
zengin ve ciddî
bir araştırma âbidesi
olarak tarihe
mal olmuştur. İlmiyle dine
hizmetten
mutluluk duymaktadır. Gaz-
ne'de kıbleyi
tam olarak tespit etmesi
ve kıblenin
tayini için geliştirdiği mate-
matik yöntemi
dolayısıyla kıyamet günü
Rabb'inden sevap
ummaktadır.
Ayın, güneşin ve dünyanın hareketle-
ri, güneş
tutulması anında ulaşan hadi-
seler üzerine
verdiği bilgi ve yaptığı ra-
satlarda, çağdaş
tespitlere uygun neti-
celer elde etti.
Bu çalışmalarıyla yer öl-
çüsü ilminin
temellerini sekiz asır önce
attı. Israrlı
çabaları sonunda yerin çapı-
nı ölçmeyi
başardı. Dünyanın çapının
ölçülmesiyle
ilgili görüşü, günümüz ma-
tematik
ölçülerine tıpatıp uymaktadır.
Avrupa'da buna
BÎRÛNI KURALI den-
mektedir.
Newton ve
Fransız Piscard yaptıkları
hesaplama sonucu
ekvatoru 25.000
mil olarak
bulmuşlardır. Halbuki bu öl-
çüyü Bîrûnî,
onlardan tam 700 yıl önce
Pakistan'da
bulmuştu. O çağda Batılı-
lardan ne kadar
da ilerideymişiz.(6)
Biruni,
hastalıkları tedavi konusunda
değerli bir
uzmandı. Yunan ve Hint tıb-
bını incelemiş,
Sultan Mes'ud'un gözü-
nü tedavi
etmişti. Otların hangisinin
hangi derde deva
ve şifa olduğunu çok
iyi bilirdi.
Eczacılıkla doktorluğun sınır-
larını çizmiş,
ilaçların yan etkilerinden
bahsetmiştir.
Daha o çağda
Ümit Burnu'nun varlı-
ğından söz
etmiş, Kuzey Asya ve Ku-
zey Avrupa'dan
geniş bilgiler vermişti.
Christof
Coloumb'dan beş asır önce
Amerika
kıtasından, Japonya'nın varlı-
ğından ilk defa
sözeden O'dur. Dünya-
nın yuvarlak ve
dönmekte olduğunu,
yerçekimin
varlığını Newton'dan asır-
larca önce
ortaya koydu.
Henüz çağımızda
sözü edilebilen ka-
raların kuzeye
doğru kayma fikrini 9.5
asır önce dile
getirdi. Botanikle ilgilen-
di, geometriyi
botaniğe uyguladı. Bitki
ve hayvanlarda
üreme konularına eğil-
di. Kuşlarla
ilgili çok orjinal tespitler
yaptı. Tarihle
ilgilendi. Gazneli Mah-
mud, Sebüktekin
ve Harzem'in tarihleri-
ni yazdı.
Bîrûnî, ayrıca
dinler tarihi konusuna
eğildi, ona
birçok yenilik getirdi. Ça-
gından dokuz
asır sonra ancak ayrı bir
ilim
haline;gelebilen Mukayeseli Dinler
Tarihi, kurucusu
sayılan Bîrûnî'ye çok
şey
borçludur.
Bîrûnî,
felsefeyle de ilgilendi. Ama fel-
sefenin dumanlı
havasında boğulup
kalmadı.
Meseleleri doğrudan Allah'a
dayandırdı.
Tabiat olaylarından söze-
derken, onlardaki hikmetin sahibini
gösterdi. Eşyaya
ve cisimlere takılıp
kalmadı.
Bîrûnî, Cebir,
Geometri ve Cografya
konularında bile
o konuyla ilgili bir
âyet zikretmiş,
âyette bahsi geçen ko-
nunun
yorumlarını yapmış, ilimle dini
birleştirmiş,
fennî ilimlerle ilahî bilgilere
daha iyi nüfuz
edileceğini söylemiş,
ilim öğrenmekten
kastın hakkı ve haki-
katı bulmak
olduğunu dile getirmiş ve
"Anlattıklarım
arasında gerçek
dışı olanlar
varsa Allah'a tevbe
ederim. Razı
olacağı şeylere sa-
rılmak hususunda
Allah'tan yar-
dım dilerim.
Bâtıl şeylerden ko-
runmak için,de
Allah'tan hida-
yet isterim.
İyilik O'nun elinde-
dir!"
demiştir.
Eserleri halen
Batı bilim dünyasında
kaynak eser
olarak kullanılmaktadır.
Türk Tarih
Kurumu 68. sayısını Bîrû-
nî'ye Armağan
adıyla bilginimize tah-
sis etti.
Dünyanın çeşitli
ülkelerinde Bîrûnî'yi
anmak için
sempozyumlar, kongreler
düzenlendi,
pullar bastırıldı. UNES-
CO'nun 25 dilde
çıkardığı Conrier Der-
gisi 1974
Haziran sayısını Bîrûnî'ye
ayırdı. Kapak
fotoğrafının altına,
"1000 yıl önce
Orta Asya'da yaşayan
evrensel dehâ
Bîrûnî; Asrtonom, Tarih-
çi, Botanikçi,
Eczacılık uzmanı Jeolog,
Şair,
Mütefekkir, Matematikçi, Coğraf-
yacı ve
Hümanist" diye yazılarak tanı-
tıldı.
Eserleri;
Biruni, toplam
180 kadar Eser
kaleme aldı. En
meşhurları şunlardır:
1.
EI-Asâr'il-Bâkiye an'il-Kurûni'I-Hâli-
ye: (Boş geçen
asırlardan kalan eser-
ler.)
2.
EI-Kanûn'ül-Mes'ûdî; En büyük ese-
ridir.
Astronomiden coğrafyaya kadar
birçok konuda
yenilik, keşif ve buluşları
içine alır.
3. Kitab'üt-Tahkîk Mâ li'I-Hind: Hind
Tarihi, dini,
ilmi ve coğrafyası hakkın=
da geniş bilgi
verir.
4. Tahdîd'ü
Nihâyeti'l-Emâkin li Tas-
hîh-i
Mesâfet'il-Mesâkin: Meskenler ara-
sındaki mesafeyi
düzeltmek için mekân-
ların sonunu
sınırlama. Bu eseriyle Bîrû-
nî, yepyeni bir
ilim dalı olan Jeodezi'nin
temelini atmış,
ilk harcını koymuştu.
5.
Kitabü'I-Cemâhir fî Ma'rifet-i Cevâ-
hir: Cevherlerin
bilinmesine dair kitap.
b.
Kitabü't-Tefhim fî Evâili Sıbaâti't-
Tencim:
Yıldızlar İlmine Giriş.
7:
Kitâbü's-Saydele fî Tıp: Eczacılık
Kitabı.
İlaçların, şifalı otların adlarını
altı dildeki
karşılıklarıyla yazmış.
Bu yazı Eğitim
Bilim Dergisi Ocak 2000
sayısından
alınmıştır.
KAYNAKLAR
1. Zeki Velidi
Togan, İbn-i Fadlan,
s.10/TDV
Ansiklopedisi, c.6, s.207-208
2. şifat
eI-Mâ'mure alel Bîrûnî, s.59
3 İslâm Alimleri
Ansiklopedisi. c.4,, s.59
4. Şaban Döğen,
Müslüman İÎim Oncüleri,
s.50-53
5. Şaban Dögen,
a.g.e./s.49.
6. Islâm
Ansiklopedisi, c.2, s.635