Arkadaşlar kendim yazıyorum araştırıyorum yani faydalı bilgiler okuyun çok güzel ve okudum kitaplardan alıp yazarak kayıt ediyorum beni etkileyen yazıları sizler le paylaşmak istiyorum
REKLAM
12.08.2016
DERSLERDE BAŞARILI OLMANIN YOLLARI
1. Her öğrenci kendi çalışma ortamına göre bir çalışma planı hazırlamalı ve bu plana mutlaka uymalıdır.
2. Çalışma metodunu dersin özelliğine göre seçmelidir. (Okuma, not tutma, anlatım, tümden gelim, tüme varım gibi) sayısal dersler çalışırken mutlaka metodu olarak yazarak çalışma metodu uygulanmalıdır.
3. Ders çalışmaları mutlaka belli bir yerde sakin bir ortamda bir masa üzerinde yapılmalıdır.
4. Hemen her derste bütün konular çalışılmalı, konular arasında önemli önemsiz ayrım yapılmalıdır.
5. Ders araç ve gereçlerini çalışmaya başlamadan önce hazırlamalı, unutulmamalıdır ki araç ve gereç ihtiyacı olduğunda temin edilmeye çalışılırsa hem zaman kaybına hem de dikkat dağılmasına neden olur.
6. Çalışmaya psikolojik olarak hazır olmayan kişi problemlerinden kendisini soyutladıktan sonra çalışmaya başlamalıdır.
7. Öğrenmeyi aralıklarla yapmalı, bu aralıklarda dinlenme yapılabilir.
8. Çalışkan konu kendi başına bir bütün değilse, geçmiş konular gözden geçirilmelidir.
9. Sözel dersler çalışılırken ana düşünceleri dile getiren anahtar kelime ve cümleler tespit edilmeli gerekirse renkli kalemle altları çizilmelidir.
10. İşlenecek konu dersten önce çalışılmalı, anlaşılmayan yerler tespit edilerek derse girilmelidir.
11. Ders çalışılırken motive olunmalı, televizyon karşısında veya yatarak çalışmanın etkinliğini azaltacağı unutulmamalıdır.
12. Düzenli bir defter tutma alışkanlığı kazanılmalı. Tükenmez kalem yerine kurşun kalem kullanmaya özen göstermelidir.
13. Çalışırken bir cevabı ezberlemek yerine konuyu anlamaya veya problemin çözümü yolunu öğrenmeyi seçmelidir.
14. Anlatım dersinin arkasından sayısal (matematik, fenbilgisi gibi) bir ders çalışılmalıdır.
15. Sabah kahvaltısı yaparak okula gelmesi, aksi takdirde ders dinleme dikkatinin azalacağı unutulmamalıdır.
B – DERS ESNASINDA UYULMASI GEREKEN İLKELER:
1. Sınıfta dersler iyi dinlenmesi, ders sırasında başka şeylerle meşgul olunmamalı, anlamadığı yeri anında öğretmenine sormalıdır.
2. Öğretmen dersi anlatırken üzerinde durduğu noktalar ve sınıfa yönetilen sorular not edilmeli ve sonra çalışılmalıdır.
3. Tahtaya yazılan bilgiler ve problem çözümleri dikkatli bir biçimde deftere geçirilmeli ve kontrol edilmelidir.
4. Derslerde devamsızlık yapılmamalı, eğer zorunlu olarak yapılmışsa o dersteki konu arkadaşlardan öğrenilmelidir. Unutulmamalıdır ki bir sonraki konunun öğrenilmesi bir önceki konunun bilinmesine bağlıdır.
5. Sınavlarda soruların cevaplarına geçilmeden önce cevaplar zihinsel tasarlanmalı, kağıtlar verilmeden önce mutlaka kontrol edilmelidir.
C – DERSTEN SONRA UYULMASI GEREKEN İLKELER:
1. Bütün dersler işlendikçe çalışılmalı, konular biriktirilmemelidir.
2. Dersler tekrar edilirken, anlaşılmayan konular tespit edilmeli, bir sonraki derste öğretmenine sorarak öğrenilmeli. Sorarak öğrenilenlerin unutulmayacağı hatırdan çıkarılmamalıdır.
3. Sayısal dersler çalışılırken sınıfta öğrenilen çözüm yollarının yanı sıra başka çözüm yollarının da olup olmadığı kaynak kitaplardan araştırılmalı, özellikle örnek çözümler çoğaltılmalıdır.
4. Zor anlaşılan konular en verimli çalışma saatleri ayrılmalıdır.
Pozitif enerjinin sırrı: İsteyin, hayal edin ve inanın
Günlük hayatımızda daha başarılı olmak,
sağlığımızı kaybetmemek veya kazanmak, insanlarla iyi ilişkiler içinde olmak,
kendimize güvenimizin artması hep içimizdeki pozitif enerjiyi açığa çıkarmayla ilişkilidir.
Şöyle bir düşünün, omuzlarınız ve kollarınız düşük, neredeyse bir adım bile
atmak istemiyorsunuz. O gün de o kadar çok yapılacak iş var ki! Aynaya
bakıyorsunuz, yavaşça arkaya geriliyorsunuz, derin bir nefes alıyorsunuz.
"Biraz canlanmam gerekiyor" diyorsunuz. Omuzlarınız şimdi daha dik.
Bakışlarınız daha canlı. İşte bu durumda siz pozitif enerjinizi harekete
geçirmiş oluyorsunuz.
İnsanoğlu müthiş bir enerji
potansiyeline sahiptir. Eğer kişi bu potansiyeli ortaya çıkarabilse pek çok
sorununun üstesinden geldiği gibi daha büyük başarılara da ulaşmış olacaktır.
İnsanoğlu doğuştan kendi enerjisini kendisi üreten müthiş bir sisteme sahip
kılınmış. Bununla beraber kişinin bu enerjiyi nasıl ve nerede üreteceğini
bilmesi için zihinsel bir hazırlığa yani bilişsel ve ruhsal donanıma sahip
olması gerekiyor. Enerjinin ortaya çıkarılması kadar yerinde kullanılması da
önemlidir. Bazı kişiler son derece enerjiktirler fakat bu enerjiyi uygun yere
kanalize edemeyince verimsiz olurlar. Bu durum bir huzursuzluk da meydana
getirir. Bu sebeple enerjiyi uygun şekilde kullanma alışkanlığı kazanmak da
gerekir.
Hepimiz normalde pek çok işi düşünmeden
otomatik olarak yaparız. Bizi buna iten, günlük alışkanlıklarımızdır. Bununla
beraber bazı anlar var ki orada kendi irademizi (bilincimizi) kullanmamız ve
pozitif enerjimizi açığa çıkarmamız ve daha fazla enerji üretmemiz gerekir. Bu
demektir ki varlığımızın üretmeye alışık olduğu miktar o durumun üstesinden
gelmemiz için yetmiyor. İnsanoğlu bir yere kadar kendini programlayabilen
değiştirebilen de bir varlıktır. Ve biz bu sınırı bilmiyoruz. Bu sebeple
yapabildiğimiz ölçüde beynimizi ve duygularımızı daha fazla enerji üretmek için
hazırlamamız önemli. Pozitif enerjiyi üretebilmek için şunlar gerekli: Bir şeyi
istemek, sonucu hayal edebilmek ve yapabileceğimize inanmak.
POZİTİF ENERJİ BAŞARIYI ARTIRIYOR
Eğitim hayat boyu devam eder. Stres
zihinde düşünce bozukluklarına yol açarken eğitimde verimliliği azaltır.
Pozitif enerji, hayata olumlu bakan, inanan ve başarmak isteyen, öğrenmek için
bir amacı olan kişilerde daha fazladır. Bu da doğal olarak başarıyı getirir.
İş hayatında genelde sosyal, enerjik
kişiler daha başarılı oluyorlar. İş bağımlısı kişiler ise geçici bir başarı
sağlasa da sağlıkları etkilendiğinden bu başarı bir zaman sonra düşüyor.
Pozitif enerjisini kullanan, insanlarla güzel diyalog ve iletişim kuran kişiler
daha kararlı bir başarı sağlıyorlar.
Travmalarla daha iyi başa çıkılıyor
Doğal afetler, bazı hastalıklar,
ölümler, kazalar, hayatın bir parçasıdır. Bununla beraber kişi yaşama gayesini
ve sınırlarını bilerek hayata ne kadar olumlu yaklaşır, olumlu tarafları daha
çok görür ve kendine düşeni yapmaya odaklanırsa zorluklarla da o kadar kolay
başa çıkabiliyor. Bu durumda travmalardan sonra yaşanan stres bozukluğu ya hiç
görülmüyor ya da daha kolay atlatılıyor. Bu gibi durumlarda profesyonel yardım
ve tıbbi tedavi gerekse de daha kısa sürede sonuç alınıyor. Kişi pozitif
enerjisini ortaya koyarak yani olaylara umutla yaklaşarak ve iyileşeceğine
inanarak kanser gibi ciddi hastalıkları da yenebiliyor. Pozitif enerji
enfeksiyon hastalıklarının tedavisini de kolaylaştırıyor.
HZ VAHŞİNİN MÜSLÜMAN OLUŞU
HZ VAHŞİNİN MÜSLÜMAN OLUŞU
Mekke’nin
fethinden sonra Müslüman olan ashaptan. Adı Vahşi Bin Harp Habeşî’dir. Hazreti
Hamza’nın bedir gazasında öldürdüğü Tuayme’nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr Bin
Mutim’in kölesi idi. Habeşli olduğu için el ile ok (harbe) atmada usta idi.
Uhud gazasında, cübeyr buna: “Hazreti
Hamza’yı öldürürsen azad ol” demişti. Hind’de babasının ve amcasının
intikamı için, Vahşi’ye mükafat vaat etmişti.
Uhud
savaşında Vahşi, taş arkasına saklanıp Hazreti Hamza’ya ok atarak ağır yaraladı
ve kılıç ile şehit etti. (bkz. Hz. Hamza R.A.)
Uhud
savaşında Peygamberimiz (SAV) birkaç kafire beddua etmişti. “Vahşi’ye niçin lanet etmiyorsun”
dediklerinde, “Mirac
gecesinde Hamza ile Vahşi’yi kol kola birlikte cennete girerlerken görmüştüm” buyurdu.
Hicretin
sekizinci senesinde Mekke fethedildiği gün Resûlüllah Kureyş’in hepsini
affetti. Yalnız on kişinin adını söyleyip “Bunları gören öldürsün” buyurdu.
Hind ile Vahşi bunların arasında idi. Hind Müslüman oldu. Vahşi Mekke’den
kaçtı. Bir zaman uzak yerlerde kaldı. Sonra pişman olup Medine’de mescide gelip
selam verdi. Resûlüllah selamını aldı. “Ya
Resûlüllah, bir kimse Allah’a ve resûlüne düşmanlık yapsa, en kötü, en çirkin
günahı işlese sonra pişman olup temiz iman etse, Resûlüllah’ı canından çok
sevici olarak huzuruna gelse bunun cezası nedir?” dedi. Resûlüllah (SAV) “İman eden, pişman olan
affolunur. Bizim kardeşimiz olur” buyurdu. “Ya
Resûlüllah, ben iman ettim, pişman oldum,Allah-u Teala’yı ve onun resûlünü
herşeyden çok seviyorum” dedi. İman edip affa kavuştu ve Ashab-ı Kiram olmakla
şereflendi. Fakat Yemâme tarafına girmesi emrolundu. Peygamberimiz’e (SAV)
karşı çok mahcup olup başını eğip hep şöyle yaşadı. Bir daha Medine’ye gelmedi.
Hicretin
on birinci senesinde Hazreti Ebubekir’in (RA) halifeliği sırasında Yemâme’de
mürtetler (dinden dönenler) ile çok şiddetli savaş oldu. Müseyleme ordusundan
20.000, Halid Bin Velid ordusundan 2.000 kişi öldü. Önce Müslümanlar bozuldu,
sonra Hazreti Vahşi (RA) kahramanca saldırıp Hazreti Hamza’yı (RA) şehit etmiş
olduğu kılıç ile yalancı peygamberlik iddiasında bulunan Müseylemet-ül
Kezzab’ı öldürdü. Bunu gören Müslümanlar
hücum ederek zafer elde ettiler. Peygamberimiz’in (SAV) Vahşi’yi (RA) Yemâme
tarafına göndermesinin büyük mucize olduğu böylece meydana çıktı.
Vahşi (RA),
Yermük gazasında bulunup Rumlara karşı çok kahramanlıkları görüldü. Humus’a
yerleşti, Hazreti Osman (RA) zamanında orada vefat etti.
PİRAMİTLERİN ESRARI
PİRAMİTLERİN ESRARI
Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir. Ve bu taşları temin edebilecek en yakın mesafe yüzlerce km uzaklıktadır. Bu taşların nasıl getirildiği bilinmemektedir. * Piramit kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler) * Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan; mumyaları ilk kez bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür. * Piramitlerin içerisinde ultrasound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır. * Kirletilmiş suyu birkaç gün "piramit"in içinde bırakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulursunuz. * Piramit’in içerisinde süt birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir. * Bitkiler piramidin içinde daha hızlı büyürler. * Piramidin içine bırakılmış su 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir. * Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku yaymadan piramidin içinde mumyalaşır. * Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir piramidin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir. * Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur. Araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu, ya da aynı yerde birkaç tur attılar. Fakat içlerini göremediler. • Piramitlerin yazın içi soğuk, kışın içi sıcak olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)