REKLAM

3.05.2017

Kurban ne demektir?



Kurban; Allaha yaklaşmak ve Onun rızasına ermek niyetiyle kesilen hayvan demektir. Akıllı, hür, mukim ve dini ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakka hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunarak halka yaklaşmaktadır.
Görüldüğü gibi bu bayramın ruhunda Hakka yakınlık ve halka fedakarlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban; -fıkhi hükmü ne olursa olsun- Müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, bir Müslümanın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.
İlahî dinlerin sonuncusu olan İslam; ferdi, ruhî-derûnî hikmetlere ve insanî erdemlere ulaştırmayı öngörürken; toplumlar için, birleştirici ve bütünleştirici bazı emir ve uygulamaları da müesseseleştirmiştir. İslam dininin bu üstün özelliği, zekat, hac ve kurban gibi sosyal boyutlu malî ibadetlerde daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ibadetler, asırlardan beri bütün Müslüman toplumlarda, genel esasları ve özü hiçbir değişikliğe ve müdahaleye uğramadan devam etmiş ve yeni nesillere intikal ettirilmiştir.
Kurbanın bir ibadet olduğuna dair Kuran-ı Kerimde deliller bulunmaktadır. Sâffât Suresinde (37/107); Hz. İbrahimin oğlu Hz. İsmailin yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir. Ayrıca diğer bazı ayetlerde de kurban ibadeti ile ilgili nasslar mevcuttur:
... kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allahın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.(Hacc 22/28)
Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allahın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allahın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yeyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allaha ulaşmaz. Allaha ulaşacak olan ancak, sizin Onun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir. (Hacc 22/36;37) Bu ayetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için kesilen hayvanlar olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Hz. Peygamber (sas) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (sas), yedi deveyi kendi eliyle kurban olarak kestiğini, Medinede ise, boynuzlu ve alacalı iki koyun kurban ettiğini sahabeden Enes (ra) rivayet etmektedir. (Buhârî, Hacc 117, 119; Müslim, Edâhî 17).
KİMLER KESMELİDİR?
Kurban kesmek, akıllı, buluğ çağına ermiş, dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve misafir olmayan Müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 20 miskal (80,18 gr) altın veya bunun değerinde para veya eşyaya sahip olan kişi dinen zengindir; dolayısıyla Allahın kendisine bahşetmiş olduğu nimetlere şükran ifadesi ve Allah yolunda fedakârlığın nişanesi olarak kurban kesmelidir.
KARI-KOCADAN HER BİRİ KURBAN KESMELİ Mİ?
İbadetlerde sorumluluk ve bu sorumluluğun bir neticesi olan ceza ve mükafat da bireyseldir. Bu nedenle, eğer karı-kocadan her ikisi de dinen ayrı ayrı zengin hükmündeyseler ikisine de kurban düşer. Ama kadın kendi malını tamamen kocasının emrine vermişse, bir aileden bir kurban kesilebilir. Mal ayrılığı varsa, mükellefiyet ayrılığı da var demektir.
YOLCU KURBAN KESMELİ Mİ?
Yolcu kurban kesmekle mükellef değildir. Ancak kesmesi halinde sevabını kazanır. Sefer halinde iken kurban kesenler; bayram günleri içinde memleketlerine dönerlerse, yeniden kurban kesmeleri gerekmez. Sefer halinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde memleketlerine dönenlerin, kurban kesmeleri uygun olur.
NE ZAMAN KESİLİR?
Kurban (udhiye), eyyâm-ı nahr (kurban kesme günleri) denilen Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günleri kesilir. Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde, bayram namazı kılındıktan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise ikinci fecrin doğumundan sonra başlar; zilhiccenin on ikinci günü güneş batıncaya kadar devam eder. Bu geçen süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüzleri kesilmesi uygundur. Kurban Bayramının birinci günü kesmek daha faziletlidir. Diğer kurbanlarda ise herhangi bir vakit söz konusu değildir
HAYVANLARDAN HANGİLERİ ORTAK OLARAK KESİLEBİLİR?
Koyun veya keçinin bir kişi tarafından; sığır, manda ve devenin ise, yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban olarak kesilebileceği Hz. Peygamberin hadisleri ve uygulamalarla sabittir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 7-8). Ortak olarak kurban edilebilen hayvanlar, tek veya çift sayıda ortak tarafından kurban edilebilir.
KULAĞI DELİNMİŞ HAYVAN KURBAN OLUR MU?
Hadis-i şeriflerde hayvanların kurban edilmesine engel teşkil eden kusurlar; körlük, hastalık, topallık ve iliği yok denecek kadar zayıflık olarak belirlenmiştir (bk. Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 6). Bunların dışındaki kusurlar ise, müçtehitler tarafından, kendi dönemlerindeki hayvanların değerini düşüren kusurlar esas alınarak tespit edilmiştir.
Günümüzde, yaşayan hayvanların sayısını tespit etmek, ülkemize girip çıkan hayvanları kontrol altına almak ve sağlıklı olduklarına işaret etmek amacıyla marka takmak için hayvanların kulaklarının delinmesi bir kusur değil, hayvanın sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Bu itibarla kulakları delinen hayvanın kurban edilmesinde sakınca yoktur. Kaldı ki, fakihlerin çoğunluğu kulağın delinmesini kusur kabul etmemişlerdir.
KURBANLIK HAYVANIN ERKEĞİ Mİ DİŞİSİ Mİ DAHA FAZİLETLİ?
Hz. Peygamberin hadis ve uygulamalarında, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kurbanlık hayvanların vasıfları belirlenmiştir. Bu itibarla kurban olup olmaması açısından hayvanların erkek veya dişi olması arasında bir fark yoktur. Ancak, toplumun ihtiyaç ve anlayışları göz önünde bulundurularak, küçükbaş hayvanlarda erkeğinin, sığır cinsinde ise dişisinin kurban edilmesinin faziletli olduğu kabul edilmiştir. Bu görüşler, toplum menfaati göz önünde bulundurularak ortaya konmuştur. Dişi sığırların kurban edilmesinin üretime zarar vermesi halinde, erkek sığırların kurban edilmesi toplum yararı açısından daha faziletlidir. Bu itibarla, ekolojik denge, toplumun ihtiyaçları ve diğer şartlar göz önünde bulundurularak hangi cins hayvanların öncelikli olarak kurban edilmesinin uygun olacağı belirlenmelidir.
KURBAN KESERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet verilmemelidir. Hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve kesim işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir. Ayrıca, çevre temizliği ve ekolojik dengenin korunması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Kurban kesimi esnasında, psikolojik açıdan etkilenmemeleri için çocukların kesim mahallinden uzak tutulmalarına dikkat edilmelidir. Aynı şekilde, hayvanların diğerinin kesimini görecek şekilde yan yana bulundurulmamalarına özen gösterilmelidir.
KURBAN ETİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR?
Hz. Peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesmeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, birinin de evde bırakılmasını tavsiye etmiştir. Ailenin durumuna göre tamamı da evde bırakılabilir. Ancak, etin bir kısmının ya da tamamının dağıtılması da uygun olur.
KURBAN DERİSİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR?
Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi uygun değildir. Hz. Peygamber, Veda Haccında Hz. Aliye, kurban olarak kesilen develerin derilerinin sadaka olarak vermesini emretmiştir (Ebu Davud; Menasik, 20)
KURBANLIK HAYVAN TARTIYLA ALINABİLİR Mİ?
Kurbanlık hayvan, kilo birim fiyatı belirlenmek suretiyle canlı olarak tartılıp alınabilir. Hayvanın fiyatı, kesildikten sonra eti tartılarak da belirlenebilir. Ancak kilo fiyatının rayiç bedeli şeklinde belirsiz bırakılmayıp, kesin olarak belirlenmesi ve derisi, kellesi ve sakatatının satıcıda kalmak üzere akitten istisna edilmemesi gerekir.
GAYR-İ MEŞRU YOLLA KAZANILAN PARAYLA KURBAN KESİLEBİLİR Mİ?
İslâm dini kişilerin meşrû işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helâl yollardan elde etmelerini önerir. Buna rağmen gayr-i meşru yolla bir kazanç elde edilmiş ve bu kazancın sahibi belli ise, bunun sahibine iade edilmesi; belli değil ise, karşılığında sevap beklenmeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir. Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen para ile kurban kesmek uygun değildir. İbadetler helal parayla yapılmalıdır. Kurban, Allaha yaklaşmak demektir. Haramla Allaha yaklaşamayız! Önce ciddi anlamda tövbe etmeliyiz.
VEKALET YOLUYLA KURBAN KESİLEBİLİR Mİ?
Kurbanı, kişinin kendisi kesebileceği gibi, vekalet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet caizdir. Vekalet yoluyla kurban kestiren kişi kendi bulunduğu yerde birisine vekalet verebileceği gibi, başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekalet verebilir. Vekalet, sözlü veya yazılı olarak verilebilir.
KADIN, KURBAN KESEBİLİR Mİ?
Hayvan kesiminde, bu işlemi yapacak kişinin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman olmasının dışında bir şart bulunmamaktadır. Bu şartları taşıyan kişi kadın olsun, erkek olsun kurban kesebilir.
KURBAN KESMENİN FAZİLETİ VE SEVABI
Kurban kesmenin fazileti ve sevabıyla alakalı Allah Rasulü (sas) şöyle buyuruyor: İnsanoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha makbûl bir amel işlememiştir. O kurban, kıyâmet günü boynuzları, kılları ve çatal tırnakları ile aynen gelecektir. Çünkü kan yere düşmeden Allahın kabûl mahalline düşmektedir. Artık kurbanlarla gönlünüz hoşnut olsun.
Bir diğer rivâyette Peygamber Efendimiz (sas), Kurban kesen için her kıl karşılığında bir sevap vardır. buyurmuştur. (Tirmizî, Kurban, 1)
HANGİ HAYVANLARDAN KURBAN OLUR?
Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bunlardan devenin 5, sığır ile mandanın 2 ve koyun ile keçinin 1 yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyunlar 6 ayı tamamladıkları halde, yaşını doldurmuş gibi gösterişli olurlarsa bunlar da kurban edilebilir. Bu hayvanların dışında tavuk, horoz gibi hayvandan kurban olmaz. Bir koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır, manda ve deve yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir.
MANDADAN DA KURBAN OLUR MU?
Manda bazı yörelerde camız-dombay olarak adlandırılan hayvanın adıdır. İslam mandayı öküz sınıfı içinde mütalaa etmiştir. Buna göre manda zekat, kurban ve benzeri şeylerde aynen öküzün tabi olduğu hükümlere tâbidir.
TAKSİTLE KURBAN KESİLEBİLİR Mİ?
İster peşin ister taksitle olsun satın aldığı hayvan kişinin mülkiyetine geçtiğinden, bu hayvanın kurban edilmesinde sakınca yoktur.
KURBAN BİZE HAC DUYGUSUNU HİSSETTİRİR
Kurban bize bir diğer ibadeti; haccı hatırlatır. Hacca gidemeyenlere hac tadını veren bu ibadette Hz. İbrahimin başarıyla verdiği imtihanın bir tezahürünü yaşarız.
KURBAN ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER?
Kurban kesiminin hassas çocuklarda belli bir hüzün oluşturduğu gerçektir. Çocukların kesimi görmemesi de iyi olur. Ama diğer yandan her türlü şiddetin, istismarın ve cinselliğin çocukları olabilecek en kötü tarzlarda etkileyecek şekilde kullanılması önemsenmezken, kurbanın itici bir ibadetmiş gibi sunulması çok ilginçtir. Bu anlamda kurban kesmemeye çocukları mazeret gösterenlerin gerekçeleri de anlamsızdır. Çocuklarımızı şiddetten korumalı ve kurbanı neden kestiğimizi de anlatmalıyız.
KURBAN, İSLÂM DİNİNİN SEMBOLÜDÜR
Cenâb-ı Hakk, Kevser Sûresinde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. buyuruyor. Bu âyet-i kerimedeki namazdan maksat bayram namazı, kesmekten kasıt da, kurban kesme günlerinde kesilen hayvanlardır. Başka bir âyet-i kerimede ise, kurbanlık develerden şöyle bahsedilir: Kurbanlık develeri de size, Allahın şeâirinden kıldık. (S. Hac, 36)
KURBAN CÖMERTLİĞİ TEŞVİK EDER
Kurban yardımlaşma bayramıdır aynı zamanda. İnsanın vermesini, yardım etmesini kolaylaştırır, nefsin cimriliğe çağıran telkinlerini gözardı edebilmeyi öğütler. Dünya malından tutkunluğu önler. Fakirlere bir dayanak olur, hayata bağlar. Kurban; kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Kurban, gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allahın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir şekilde ortaya koymuş olur. Kurban; toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Özellikle et satın alma ihtimali hiç bulunmayan veya çok sınırlı bulunan yoksulların bulunduğu ortamlarda onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür. Zenginin malını Allahın rızası, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir. Onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allaha şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına, kendini toplumun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur.

KURAN DA KURBAN AYETLERİ KUR’AN’DA KURBAN:




“Şüphesiz biz sana kevseri verdik. O halde Rabbın için namaz kıl ve kurban kes. Şüphesiz soyu kesik olanlar, sana buğz edenlerdir.” (Kevser Suresi)

Ebu Müslim’in tercih ettiği İbn-i Abbas’ın kavline
göre, ayette işaret edilen belirli günler Zilhiccenin 10, 11 ve 12. günleridir. Bu günlere “eyyam-ı nahr=kurban kesme günleri” denilir.
22/37. Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a ulaşacak olan ancak sizin takvanızdır.
Sadece kurban ibadeti değil bütün ibadetlerde iyi niyet ve ihlas temel şarttır. (İnneme’l-a’malü binniyat ve innema likullimriimmaneva) Ameller niyetlere göre değer kazanır. Herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan da odur. İyi bir niyetle hayatta yaptığımız her iş ibadet makamına yükselir.
Sünnette Kurban
: “Gücü yettiği halde kurban kesmeyenler bizim namazgahımıza yaklaşmasın.” Mealindeki hadis-i şerifte yer alan ikazı dikkate alan İmam-ı Azam, Kurban ibadetinin vacip olduğuna hükmetmiştir.
“Kurban bayramı günü adem oğlu, sıla-i rahm dışında kurban kesmekten daha üstün bir amel yapmamıştır.” Peygamberimiz Medine’de on yıl kurban kesmiştir.

KURBAN KESMENİN Hükmü: Müslüman, akıl baliğ olmuş, mukim, hür ve nisaba malik olan kimselerin kurban kesmesi gerekir. Koyun,keçi,sığır,manda ve deveden kurban olur. Koyun ve keçiyi bir kişi, sığır, manda ve deveyi birden yediye kadar birkaç kişi kesebilir. Fakat büyük baş hayvanı müşterek kesenlerden her biri ibadet niyetiyle ortaklığa katılmalıdır.

BAYRAMDA GÖREVLERİMİZ:
a) Bayram namazı, b) Kurban kesme,
c) Akraba ve komşuları ziyaret ve bayramlaşma,
d)Uzaktakilerle hiç değilse telefonla bayramlaşma,
e) Farz namazlardan sonra teşrik tekbirleri,

Teşrik tekbiri, arefe sabahı başladı, dördüncü gün ikindi vaktine kadar devam edecek. Teşrik tekbiri kadın erkek bütün mü’minlere vaciptir
Kurban kesmenin usulü: Tekbir getirilir. Mükellef ya kendisi keser yada vekalet verir. Hayvana eziyet vermeden usulüne uygun bir şekilde kesilir. Dua edilir ve iki rek’at şükür namazı kılınır. Bismillahi  Allahu  ekber diyerek kesilir.
Kurban duası olarak şu ayetler okunabilir:
79/6 “Ben hanif olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.”

Hanif, Allah’ı bir bilen, Hakka yönelen ve batıldan hoşlanmayan demektir.,






KURBAN VE KURBAN BAYRAMI




Cenâb-ı Hakka çeşitli vesîleler ile yaklaşılır. Bunlardan biri de birkaç gün sonra keseceğimiz kurbanlarımız ile olmaktadır. Bu derece yüce mânâ ifâde eden kurban ibâdeti, acaba nereden mîrâs kaldı? Bu günler de hangi idrâk ve düşünceyle bayram yapıyoruz?
Târih, Peygamber Efendimizin cedd-i âlîsi, Kabe-i Muazzamanın bânisi, Hz. İbrâhimin devriydi. Nemrud&un ateşinden kurtulmuş olan Hz. İbrâhim, insanlığı, Allaha kul olmaya dâvet ediyordu. Bu uğurda canını ve malını hiçe sayma fedâkârlığını gösteren Hz. İbrâhim, Allah tarafından yeni bir imtihana çekilecekti.
Aradan seneler geçmesine rağmen, evlâdı olmamıştı. Evlat arzusu içinde olduğu bir sırada, melekler Hz. İbrâhimin yanına gelerek sorarlar: Yâ İbrâhîm! Allah sana bu kadar nimetler ihsan etmişken, sen bu nimetleri Allah yolunda hiç düşünmeden harcıyorsun. Kalbine hiç bir şey gelmiyor mu? Cevap düşündürücüdür: Değil malımı fedâ etmek, Allah bana sâlih bir evlat verse, onu bile Allah yolunda fedâ edebilirim. İşte bu söz kayda geçmişti.
Aradan uzun yıllar geçmiş, Cenâb-ı Hak Hz. İbrâhime sâlih bir evlat ihsan etmişti. Adı İsmâi idi.      Hz. İsmâil en sevimli olduğu bir çağa geldiğinde bir akşam, Hz. İbrâhim, yattığı yataktan, Nezrini yerine getir, Yâ İbrâhim nidâsıyla, kalktı. Bu rüyâ acaba Allahtan mıydı? Nezri neydi, onu düşündü.
Ertesi gece, aynı rüyâyı, yeniden gördü. Artık Hz. İbrâhim anladı ve bildi ki, bu rüyâ Allahtandır. Bildiği için bu güne Arefe ismi verildi.
Fakat nezri neydi, onu hatırlayamadı. Bayram akşamı da aynı rüyâyı görünce, nezrini hatırladı. Oğlunu kurban edecekti.
Artık Allahın emrini yerine getirmesi lâzımdı. Bayram sabahı olunca, Hacer vâlidemizi çağırdı. Oğlu Hz. İsmâili hazırlamasını söyledi. Hacer vâlidemiz, Hz. İsmâili giydirip, süsledi. Baba oğul, beraberce Minâ istikâmetine doğru yola koyuldular. Fakat nereye gidildiğini, ne evlat ne de annesi biliyordu.
Yolda şeytan Hz. İbrâhimin önüne çıkarak: Yâ İbrâhîm! Böyle bir evlâdı nasıl kesersin? Hiç baba evlâdını kesebilir mi? Hz. İbrâhim, şeytanın sözüne kulak bile vermedi, hiç tereddüt etmeyerek, yerden aldığı taşla şeytânı defetti.
Şeytan durmuyordu. Bu sefer Hâcer vâlidemizin yanına gelerek, onu kandırmaya çalıştı. Fakat Hâcer vâlidemiz verdiği cevabla, teslimiyetin zirvesine varıyordu: Eğer Allahtan böyle bir emir gelmişse, ben de bir anne olarak, bu emre teslim olup, boynumu büküyorum.
Şeytan vazgeçmiyordu. Bu defa Hz. İsmâilin yanına gelip: Baban seni nereye götürüyor, biliyor musun? Kesmeye götürüyor, kemeye. diyerek onu korkutmaya çalıştı.
Hz. İsmâil de, annesinden geri kalmayarak: O benim babamdır. O bir Peygamberdir. Eğer bu emri Allahtan almışsa, emri muhakkak yerine getirmesi lâzımdır." cevâbını verdi ve şeytanı taşladı.
Sonunda baba oğul işâret olunan yere kadar geldiler. Fakat Hz. İbrâhîm, oğluna nasıl söyleyecekti. Bütün mesele buradaydı. Sonunda: Ey benim yavrucuğum. Ben, seni, rüyâmda, kesiyor görüyorum. Sen benim bu rüyâma bir bak, ne söylersin. Hz. İsmâil kıyâmete, kadar gelecek insanlığa ibret olacak şu sözleri söyledi: Ey babacığım. Sana Allahdan ne emrolunmuşsa, onu derhal yerine getir. İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın.
Artık baba oğul Allahın hükmünü yerine getirmeye hazırlanmıştı. Bu esnâda Hz. İsmâil: Babacığım, birkaç ricâm var. Yerine getirmeni istiyorum. Anneme selâm söyle. Ellerinden öptüğümü ilet. Küçük çocukların arasına girmesin. Olur ki, onlara bakıp, beni hatırlar da, Allaha isyan edebilir. Ve babacığım! Gözlerimi, ellerimi ve ayaklarımı bağla. Can tatlıdır. Olur ki, bıçağı elinden almak isterim.
Hz. İbrâhim oğlunun isteklerini yerine getirdi. Biraz sonra Hz. İsmâil tekrar:Ey babacığım, ellerimi ve ayaklarımı çöz. Beni Allah görüyor, melekleri görüyor. Ne isyankâr çocukmuş, babası, bağlamak zorunda kaldı, demesinler. dedi.
Artık baba oğul, Allahın hükmüne tam teslim olunca, Hz. İbrâhim, Hz. İsmâili, şakağı üzerine yatırdı. Bu esnâda yerde gökte ne kadar melek varsa secdeye kapanmış: Allahım! Koru İsmâilini, Affet İsmâilini diye yalvarıyordu.
-----------------------------------------
Kurban allaha yakin olmak maksadi ile yapilan bir ibadet olup sadece rasülüllah zamaninda degil Insanligin yaratilisindan itbaren vardir.Nitekim cenabu hak Meleklere Ey Meleklerim yer yüzünde bir halife yaratacagim.
dedigi zaman , Melekler yarabbi biz seni tesbih ve takdis ediyoruz yer yüzünde kan dökücü ve yer yüzünde ifsat edici bir varlikmi yaratacaksin?diye itirazvari bir söz söyledikleri zaman Ey Meleklerim sizin bilmediginizi ben bilirim buyurmusdu.
Hadisi serifde Peygamber efendimiz:Belalarin en siddetlisi evvela peygamberlere sonra derecelerine göre evliyaullaha gelir buyurmuslardir.
bu hadisi serifin tefsirinde S.H.Tunahan efendi hazretleri : Kurban cenebu hakkin kullarina büyük bir imtihandir.Bu imtihanlarin en büyügünü enbiya-i uzam vermistir.bütün nebilerin verdigi imtihanlarin en muazzaminida rasülüllah efendimiz vermistir.Nitekim Ibrahim a.s.min bu imtihanina mukabil Peygamber efendimizinde hanedanindan 170 kisinin sehid olacagini bilmesi ve bunu kabul etmesiki bu bir sirri kader isi olup belki onlarin makami mahmutda ve maiyyeti hazreti rasülüllahda olabilmeleri icindir.Buyurmuslardir. S.H.T.
---------------------------------
Kevser süresindeki (venhar)emri hanefi mezhebine göre vücüb ifade etmekdedir.Buna delil olarak asagida zikir edecegimiz hadisi serifleri delil göstermislerdir.
1-Kim kurban kesme imkani olurda kurban kesmezse namazgahlarimiza yaklasmasin.
2-Ümmetimin hayirlisi kurban kesenlerdir. serliside kurban kesmeyenlerdir.
3-Kim kurban keser ve namazini kilarsa o bizdendir. kim kurban kesmez ve namaz kilmazsa bizden degildir.
4-Kim kurban kesmeye imkan bulurda kurban kesmezse ister yahudi ister hiristiyan olarak ölsün. Bunun gibi emir ve yasaklar vücüb ifade eder demislerdir.

bayram gecelerinin fazileti



 Bayram günlerinin de fazileti büyüktür. Kurban bayramının 1.2.3. günlerinden sonraki gecelere Kurban bayramı geceleri denir. Ramazan-ı şerifin son günü ile bayramın ilk günü arasındaki geceye de Ramazan bayramı gecesi denir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni Mace, Taberani]

(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, tevbe reddolmaz. Ramazan bayramının ve Kurban bayramının birinci geceleri, Berat gecesi ve Arefe gecesi.)
[İsfehani]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İbni Asakir]

Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir.

Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır.

Kimseye darılmamalı, dargınlık olduysa, 3 günden fazla sürmemeli, bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşiyle 3 günden çok küs durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]

(Ameller pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan istifade edemez. Cenab-ı Hak, “Onlar barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin” buyurur.)
[İ. Malik]


sindirim kofulu,lizozom

Resim yazısı ekle