REKLAM

7.04.2017

Hıncal ULUÇ'un "Siz Çok Önemlisiniz" adlı kitabınından alınmıştır.



 1. Kendini tanı...(Sokrates)
Kendi içinde yolculuk yap. Günlük tut. Kalbin, gönlün, vicdanın ne diyor? Neyi öne çıkartıyor? Dünyaya bilinçli bakmanın yolu başta bu iç yolculuktan geçiyor.

2. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!... (Mevlana)
Dürüst ol, adil ol, hakça düşün. İçinden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koru. Hayatta bir şeyleri korumak için ayakta kalmazsan her şey seni düşürür.

3. En yukarda aşk var!... (St. Paul)
Sesi müziğe dönüştüren aşktır. Aşk olmazsa, sevgi ilişkileri yoksa, ihtimam eksikse hayatın kuru bir daldan farkı kalmaz.

4. Dünyayı hayal gücü döndürür. (Albert Einstein)
Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar. Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğin en iyisi, olabileceğin en güzeli peşinden gitmektir. Bobby Kennedy'nin sözü gibi:
"Diğerleri dünyaya bakıyor ve "Neden" diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve "Neden olmasın" diye soruyorum.

5. Fazla güzellik göz çıkarmaz!... (Mae West)
Güzel hayat doya doya yaşanır. Mutluluk paylaşılır, hayatı sevme hissi coşkuyla beraber gelir. Ruhun müziğinde, "haydi bastır, göster kendini" temposu vardır. Kibir değil, coşku!

6. Fırsatlar yakalandıkça çoğalır. (Sun Tzu)
Başarı cesaret ister, başlangıçtaki cesaret sonradan inanca dönüşür. İnanç insanlığa daha iyi hizmet arzusuna dönüştüğünde fırsatlar yelpazesi yukarı bir seviyede tekrar açılır.

7. Ya yap, ya yapma. Kararsızlık yok!... (Yoda-Yıldızlar Savaşı)
Hayat seri hareket, karar ve kararlılık gerektirir. Tereddütte kalanlar geride kalır. Hayatın üstüne gitmezseniz hayat sizin üstünüze gelir.

8. Mükemmellik, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, alınacak bir şey kalmadığında oluşur. (Antoine de St. Exupery)
Hayatınızı basitleştirin. Basite indirge... Daha indirge, bir kere daha indirge... O zaman ne kalıyor, ona bak. İstekler listenizi kısa tutun. Kısa tutun ki yoğunlaşabilesiniz. Güneş ışığına büyüteç tutmak gibi, odaklamazsanız hayatı yakamazsınız.

9. Kabiliyet yoksa sanatçı olmaz, ama çalışılmadıkça kabiliyet hiçbir işe yaramaz... (Emile Zola)
Ancak akıllı, bilinçli ve odağı şaşmayan çabalar sonrası olası potansiyelin yapabilecekleri gerçekleşir. Elması yontmadıça elinizde sadece bir taş parçası vardır.

10. Hayatı yaşamanın iki yolu vardır. Biri, hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak... Diğeri, her şey mucizeymiş gibi yaşamak... (Albert Einstein)
Şükretmeyi unutmamak gerek!...


Ikinci Dünya Savasi'nin hemen öncesinde Almanya'da bir kasaba Herzogenerauch'ta iki kardes ayakkabi yapip satmak üzere bir atölye açarlar; Adolph ve Rudolph Dassler.
Savas sonrasi Adolph, Rudolph'a artik birlikte çalismak istemedigini, kendine ayri imalathane açacagini söyler. Rudolph saskindir. Ufacik kasabada iki kardes ayri imalaethanelerde rekabet edeceklerdir. Kardesine bunun mantikli olmayacagini, bu ufak kasabada zaten insanlarin sayili ayakkabi satin aldiklarini, ikisinin birden iflas edecegini söylese de Adolph bu uyariyi dikkate almaz ve kendine yeni bir ayakkabi imalatahanesi açar.

 Gerçekten de aralarinda kiyasiya bir rekabet baslar. Rekabetleri dogduklari kasaba sinirlarini dahi asar. Iki kardes ayrildiktan sonra birbirlerine küsmüslerdir ve Adolph 1978 yilinda öldügünde tam 29 yil darginlardir. Bugün iki firmanin genel merkezi de bu ufak kasaba Herzogenerauch'tadir. Adolph Dassler'in ayakkabi sirketinin adi ADIDAS, Rudolph'un ki ise PUMA'dir.>

31.03.2017

Besinci onemli ders..



Onemli olan vermektir..
 
Yillar once hastanede calisirken, agir hasta bir kiz getirdiler.
Tek yasam sansi bes yasindaki kardesinden acil kan nakli idi.
Kucuk oglan ayni hastaliktan mucizevi sekilde kurtulmus ve
kaninda o hastaligin mikroplarini yok eden bagisiklik olusmustu.
Doktor durumu bes yasindaki oglana anlatti ve  ablasina kan verip
vermeyecegini sordu.
Kucuk cocuk bir an duraksadi.
Sonra derin bir nefes aldi ve
 "Eger kurtulacaksa, veririm kanimi" dedi.
Kan nakli  ilerken, ablasinin gozlerinin icine bakiyor ve gulumsuyordu.
Kizin yanaklarina yeniden renk gelmeye baslamisti,
ama kucuk cocugun yuzu  de giderek soluyordu..
Gulumsemesi de yok oldu.
Titreyen bir sesle  doktora  sordu:
 "Hemen mi olecegim?..
" KUCUK, DOKTORU YANLIS ANLAMIS, ABLASINA VUCUDUNDAKI BUTUN KANI VERIP,
 OLECEGINI SANMISTI.

Dorduncu onemli ders.



Yolumuzdaki engeller..
 
Eski zamanlarda bir kral,
saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmus,
kendisi de pencereye oturmustu.
Bakalim neler olacakti?.
Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri
birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar.
Hepsi kayanin etrafindan dolasip saraya girdiler.
Pek cogu krali yuksek sesle elestirdi.
Halkindan bu kadar  vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu.
 Sonunda bir koylu cikageldi.
Saraya  meyve ve sebze getiriyordu.
Sirtindaki kufeyi yere indirdi,
iki eli ile kayaya sarildi ve ikina sikina itmeye basladi.
Sonunda kan ter icinde kaldi  ama, kayayi da yolun kenarina cekti.
Tam kufesini yeniden sirtina  almak  uzereydi ki,
kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu.
Acti..
Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi icinde..
"Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye aittir"diyordu kral.
Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda  olmadigi bir ders almisti.
"Her engel, yasam kosullarinizi daha  iyilestirecek bir firsattir.."

Ucuncu onemli ders..




 size hizmet edenleri hep hatirlayin..
Bir pastanin uc otuz paraya satildigi gunlerde 10 yasinda bir cocuk
pastaneye girdi.
Garson kiz hemen kostu.. Cocuk sordu:
"Cukulatali pasta kac  para?..
" "50 cent!.."
Cocuk cebinden cikardigi bozuklari saydi. Bir daha sordu:
"Peki dondurma ne kadar..
" "35 cent" dedi garson kiz sabirsizlikla..
Dukkanda yiginla musteri vardi ve kiz hepsine tek basina 
kosusturuyordu.
Bu cocukla daha ne kadar vakit gecirebilirdi ki..
Cocuk parasini bir daha saydi  ve
"Bir dondurma alabilir miyim lutfen" dedi.
Kiz dondurmayi getirdi.
Fisi tabagin kenarina koydu ve oteki masaya kostu.
Cocuk dondurmasini bitirdi.
Fisi kasaya odedi. Garson kiz masayi temizlemek uzere geldiginde, 
gozleri>
doldu birden.
Masayi sanki akan yaslar temizleyecekti.
Bos dondurma tabaginin yaninda cocugun biraktigi 15 centlik bahsis
duruyordu..

Ikinci onemli ders..




 Yagmurda otostop!..
 
Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran  bir
zenci kadin gordum.
Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen,
bozulan arabasinin  disinda duruyor ve dikkati cekmeye calisiyordu.
Gecen her arabaya el salliyordu. Yaninda durdum.
60'li yillarda bir beyazin bir zenciye hem de  Alabama'da yardima 
kalkismasi
pek olagan seylerden degildi.
Onu kente kadar  goturdum. Bir taksi duragina biraktim. Ayrilirken ille 
de
adresimi istedi
Verdim.
Bir hafta sonra kapim calindi. Muazzam bir konsol televizyon 
indiriyordu
adamlar.
Bir de not ekliydi, armaganda..
 "Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim.
 O korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam 
etmisti.
Kendime guvenimi yitirmek  uzereydim, siz cika geldiniz.
Sizin sayenizde olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda 
ulasmayi
basardim.
Biraz sonra son nefesini verdi.
Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin 
yardim
eden herkesi kutsasin!..
En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

Birinci ve de en onemli ders.



Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti.
Ben okulun en iyi ogrencilerinden biriydim.
Son soruya kadar soluk  almadan geldim ve orada  cakildim kaldim.
Son soru soyleydi:
"Hergun okulu temizleyen hademe kadinin  ilk adi nedir?..
" Buherhalde bir cesit saka olmaliydi.
Kadini yerleri silerken hemen hergun goruyordum.
Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde falan olmaliydi.
Ama adini nerden bilecektim ki!..
Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim.
Sure biterken bir ogrenci,
son sorunun  test sonuclarina dahil olup olmadigini sordu.
"Tabii dahil" dedi, hocamiz..
"Is yasaminiz boyunca insanlarla karsilacaksiniz.
Hepsi birbirinden  farkli  insanlar.
Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar.
Onlara sadece gulumsemeniz ve Merhaba' demeniz gerekse bile.."
Bu  dersi hayatim boyunca unutmadım. O hademenin adini da..
 Dorothy idi.