REKLAM

31.03.2017

HINCAL ULUÇ'dan....





> > > >> Bir baska ask hikayesi..
> > > >>
> > > >> Daha henüz 18 yasindaydi, ama hayatinin sonundaydi.
> > > >> Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere
> > > >> yakalanmisti. Kahir içinde eve kapamisti kendini..
> > > >> Sokaga çikmiyordu. Annesi.. Bir de kendisi.. O
> > > >> kadardi bütün hayati..
> > > >>
> > > >> Bir gün fena halde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini
> > > >> sokaga..
> > > >>
> > > >> Bir yığın vitrinin önünden geçti.. Tam bir CD satan
> > > >> dükkanı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu. Geri
> > > >> döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan
> > > >> genç kiza bir daha bakti. Kendi yaslarinda harika
> > > >> bir genç kizdi tezgahtar..
> > > >>
> > > >> Hani ilk bakista ask derler ya, öyle takilip
> > > >> kalmisti iste.. Içeri girdi.. Kiz gülümseyerek kostu
> > > >> ona.. "Size nasil yardim edebilirim" diye.. Nasil
> > > >> bir gülümsemeydi o.. Hemen oracikta sarilip öpmek
> > > >> istedi kizi..
> > > >>
> > > >> Kekeledi, geveledi, sonra "Evet" diyebildi..
> > > >> Rast gele bir plağı işaret ederek.. "Evet.. Su CD'yi
> > > >> bana sarar misiniz?.."
> > > >>
> > > >> Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paket edilmis
> > > >> geri geldi.
> > > >>
> > > >> Aldi paketi, çikti dükkandan, evine döndü, açmadan
> > > >> dolabina atti..
> > > >>
> > > >> Ertesi sabah gene gitti ayni dükkana.. Gene bir CD
> > > >> gösterdi kiza, sardirdi, aldi eve getirdi, atti
> > > >> paketi dolaba, gene açmadan.. Günler hep alinip
> > > >> sardirilan CD'lerle geçti.. Kiza açilmaya bir türlü
> > > >> cesaret edemiyordu. Annesine açildi sonunda.. Annesi
> > > >> "Git konus oglum, ne var bunda" dedi..
> > > >>
> > > >> Ertesi sabah bütün cesaretini topladi. Erkenden
> > > >> dükkana gitti. Bir CD seçti. Kiz gülerek aldi plagi.
> > > >> Arkaya gitti, paketlemeye. Kiz içerdeyken bir kagida
> > > >> "Sizinle bir gece çikabilir miyiz" diye yazdi,
> > > >> altina telefon numarasini ekledi, notu kasanin
> > > >> yanina koydu gizlice.. Sonra paketini alip kaçti
> > > >> gene dükkandan..
> > > >>
> > > >> Iki gün sonra evin telefonu çaldi.. Anne açti
> > > >> telefonu.. CD Dükkanindaki tezgahtar kizdi arayan..
> > > >> Delikanliyi istedi.. Notunu yeni bulmustu da..
> > > >>
> > > >> Anne agliyordu..
> > > >>
> > > >> "Duymadiniz mi" dedi.. "Dün kaybettik oglumu.."
> > > >>
> > > >> Cenazeden birkaç gün sonra, anne oglunun odasina
> > > >> girebildi sonunda.. Ortaliga çeki düzen vermeliydi.
> > > >> Dolabi açti.. Oraya atilmis bir yigin açilmamis
> > > >> paket gördü..
> > > >>
> > > >> Paketleri aldi, oglunun yatagina oturdu ve bir
> > > >> tanesini açti..
> > > >>
> > > >> Içinde bir CD vardi, bir de minik not..
> > > >>
> > > >> "Merhaba.. Sizi öyle tatli buldum ki.. Daha yakindan
> > > >> tanimak istiyorum.. Bir aksam birlikte çikalim mi..
> > > >> Sevgiler.. Jacelyn!."
> > > >>
> > > >> Anne bir paketi daha açti..
> > > >>
> > > >> Onda da bir CD ve bir not vardi..
> > > >>
> > > >> "Siz gerçekten çok tatli birisiniz, hadi beni bu
> > > >> gece davet edin, artik.. Sevgiler.. Jacelyn!.."
> > > >>
> > > >>
> > > >> * * *
> > > >>
> > > >> Unutmayin.. Düsündügünüz seyi mutlak söyleyin..
> > > >> Birini seviyorsaniz, söyleyin ona.. Içinizdeki
> > > >> söylemekten korkmayin. Birisi hakkinda ne
> > > >> hissediyorsaniz söyleyin ona.. Ve hemen söyleyin..
> > > >> Hemen..
> > > >>
> > > >> Çünkü, dogru zamani bekler ve "Iste simdi tam
> > > >> zamani" derseniz, bir bakarsiniz çok geç olmus..
> > > >>
> > > >> Gününüze sahip olun ki, pismanliklar yasamayasiniz.
> > > >>
> > > >> Hepsinden önemlisi, dostlariniza, sevdiklerinize,
> > > >> ailenize hep yakin olun.. Çünkü bugünkü insan
> > > >> olmanizi onlar sagladi, sizi onlar
> > > >> sekillendirdiler..
> > > >>
> > > >> "Seni seviyorum" demekten sakin, ama sakin
> > > >> çekinmeyin, utanmayin, korkmayin!..
> > > >>
> > > >> Yasami yasanmaya deger yapan sey sevgidir..

helak olmayı bekleyin hadis



o  devlet malı ganimet bilinirse,
o  emanetlere hıyanet edilirse,
o  zekatlar ödenmezse,
o  ana-babasına isyan ederse,
o  ana-babasını ihmal ederse,
o  ana-babasına eziyet ederse,
o  insan zevcesine itaat ederse,
o  camilerde dünya için sesler yükselirse,
o  toplumun ileri gelenleri, en reziller olursa,
o  şerrinden korkulan kimseye ikram edilirse,
o  alkollü içkiler açıktan içilirse,
o  şarkıcı kadınlar baştacı edilirse,
o  çalgı aletleri çoğalırsa,
o  ümmetin sonradan gelenleri,
öncekileri lanetlerse,

helak olmayı bekleyiniz...

öğütler nasihatlar



TARLADA EKİNİM VAR DEME, AMBARAGİRMEYİNCE
HAYIRLI EVLADIM VAR DEME, EL KOYNUNA GİRMEYİNCE.
SADIK DOSTUM VAR DEME BAŞINA BİR ŞEY GELMEYİNCE.
VEFAKÂR KARIM VAR DEME, YOK GÜNÜ GÖRMEYİNCE.
İŞİNİN BAŞINA GEÇ VARANDAN, BALVERMEYEN ARIDAN,
KOCASINDAN SONRA KALKAN KARIDAN,
HARAM KAZANILAN PARADAN,
KİMSEYE HAYIR GELMEZ.
ZENGİNİ FAKİR EDEN HAYIRSIZ EVLAT.
MEMURU, TÜCCARI FAKİR EDEN SÜSLÜ AVRAT.
FAKİRİ FAKİR EDEN KURU İNAT.
ÇOK ACIMA ACINACAK HALE GELİRSİN.

(Kıyamete yakın) ümmetimde zelzele olur. Bir zelzelede on bin, yirmi bin, otuz bin kişi ölür. Allahü Teala bu ölümü müttakilere öğüt, kâfirlere azap kılar.                                                                                                    Hadisi Şerif

Öyle zaman gelecek ki, bir mescitte binden fazla insan namaz kılacak da içlerinde tek mü’min bulunmayacak.                                               Hadisi Şerif

Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez; gafil olma ilme çalış geçen zaman geri gelmez.                                                                  S.Hilmi Tunahan (K.S)

Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker’i (İyiliği emredip kötülüğü yasaklamak) bırakan kişi Kur’ana ve bana inanmış olmaz.

ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE SONU ÇOK İLGİNÇ



Aaron Hacker'in emlak bürosunun önünde New York plakalı kırmızı,spor bir araba durdu.Arabadan inen şişman adam,büroya doğru yürüdü.Sıcaktan ter,ince elbisesinin üstüne kadar çıkmıştı.50 yasında görünüyordu.Yüzü heyecandan kızarmış,fakat kısık gözlerindeki kararlı,donuk bakış değişmemişti. İçeriye girince basıyla Aaron'a selam verdi. "Bay Hacker?" Aaron gülümseyerek,"evet benim,sizin için ne yapabilirim.Bay..?" Şişman adam,"Dill" diyerek kendisini tanıttı."Zamanım çok az,hemen konuya girsek iyi olacak." dedi. "Benim için de iyi olur Bay Dill.İlgilendiğiniz belli bir yer var mi?" "Doğrusunu isterseniz,evet.Kasabanın kenarındaki eski bina." "Sütunlu ev mi?" "Ta kendisi.Yanılmıyorsam üzerinde SATILIK tabelası var." Aaron kuru bir sesle,"Evet." Dedi.Bizim satış listemizdedir." Kalınca bir defterin yapraklarını karıştırdı.Sonra daktilo ile yazılmış bir sayfayı işaret etti: "160 yıllık bina.8 odası,2 banyosu,otomatik gaz fırını,geniş terasları,çevresinde ağaçları var.Çarsıya,okula yakın.750.000 dolar."diye okudu ve ekledi: "Hala ilgileniyor musunuz?" Adam oturduğu yerde rahatsız olmuş gibi kıpırdandı."Neden olmasın .Olumsuz bir yani mi var?" Aaron,"Aslına bakarsanız," dedi."Bu evi defterime yalnızca yaşlı Sade Grim'in hatırı için kaydettim. Ev asla onun istediği kadar etmez.Uzun zamandır onarım görmemiş çok eski bir binadır.Kirişlerden kimi bir kaç yıl içinde çökecek durumda.Bodrumu ise yılın yarısında su ile doludur.""Öyleyse sahibesi neden bu kadar çok istiyor." Aaron omuz silkti."Herhalde kendisi için manevi değeri olacak.Çok eskiden beri ailesine aitmiş."Şişman adam gözlerini yerde gezdirdi."Bu çok kötü." dedi.Basını kaldırıp Aaron'a baktı ve çekingen bir biçimde gülümsedi. "Hoşuma gitmişti.O,nasıl söylesem bilemiyorum,tam aradığım evdi." Aaron güldü."100.000 dolara belki iyi bir alışveriş olurdu ama,750.000 dolara...Sanırım Sadecin düşüncesini de anlıyorum.Hiç bir zaman fazla parası olmadı.Kendisine kentte çalışan oğlu bakıyordu.Sonra adam 5 yıl önce öldü. Onun için ev satmanın akıllıca bir is olacağını biliyor.Fakat gönlü bir türlü evden ayrılmaya razı olamıyor.Bu yüzden eve kimsenin almaya yanaşamayacağı bir fiyat koyuyor.Böylece kendini avutuyor." Üzgün bir ifade ile basını salladı."Dünya ne kadar garip değil mi?" Dill soğuk bir sesle "Evet." dedi.Sonra ayağa kalktı. "Kendisini bulup fiyatı biraz düşürmesini isteyeceğim." Otomobilini Bn.Grim'in evinin önündeki yıkık dökük çürümüş tahta parmaklıkların önüne park etti.Evin çevresini tümüyle yabani otlar kaplamıştı. Kapıya çıkan kadın kısa boylu,beyaz saçlı idi.Yüzündeki hatlar,küçük inatçı görünüşlü çenesine kadar iniyordu.Havanın sıcak olmasına karşın sırtında kalın,yün bir örme hırka vardı. "Bay Dill olmalısınız."dedi, "Aaron Hacken buraya gelmekte olduğunuzu telefonda söyledi.İçeri girmez misiniz?" Dill,"İçerisi korkunç derecede sıcak." diye söylendi. "Öyleyse içeri girin.Buzluğa biraz limonata koymuştum.İçeriz." İçerisi loş ve serindi.Pancurlar kapatılmıştı.Eski tarz geniş koltuklarla döşenmiş büyük bir salona girdiler.Yaşlı kadın ellerini sıkı kenetleyerek sallanan bir sandalyeye oturdu. Şişman adam öksürdü."Bn. Grim,az önce emlakçiniz ile konuştum." Kadın,"Tümünden haberim var." diye sözünü kesti. "Aaron fikrimi değiştirebileceğiniz düşüncesi ile sizi buraya yollamakla akilsizlik etmiş.Doğrusunu isterseniz amacımın bu olduğuna da pek emin değilim." "Bayan Grim,sizinle biraz konuşabileceğimi sanmıştım."Bn. Grim sallanan sandalyesini gıcırdatarak arkasına yaslandı. "Konuşmak için para alınmaz,ne istiyorsanız söyleyin." "Evet,haklisiniz." Adam beyaz bir mendille yüzünün terini sildi. "İzin verirseniz anlatayım.Bir is adamıyım.Bekarım.Uzun yıllar çalıştım ve iyi bir servet yaptım.Artık dinlenmeyi hak ettim.Yaşamımın sonlarını geçirebileceğim sakin bir yer arıyorum.Burayı sevdim.Bir kaç yıl önce Albany'ye giderken buradan geçmiştim.O zaman bir gün buraya yerleşebileceğimi düşünmüştüm.Bugün kasabadan tekrar geçerken,burayı gördüm.Tam istediğim yerdi." "Burayı ben de severim,Bay Dill.Böyle oldukça yüksek bir fiyat isteyişimin nedeni de bu zaten." Dill gözlerini kaldırıp yaşlı kadına baktı. "Oldukça yüksek bir fiyat değil mi?Kabul etmelisiniz ki Bn.Grim,bu günlerde böyle bir ev en fazla..." "Yeter." diye bağırdı kadın."Bay Dill bu konuda sizinle kesinlikle tartışmak istemiyorum.Eğer istediğim parayı vermeyecekseniz,üzerinden durmayalım.""Fakat,Bn. Grim." "İyi günler Bay Dill."Adamın da ayni şeyleri yapmasını belirten bir tavırla ayağa kalktı. Fakat adam kalkmadı."Bir dakika bayan,delilik olduğunu biliyorum ama,istediğiniz parayı ödeyeceğim." Yaslı kadın uzun süre adama baktı."Emin misiniz, Bay Dill?""Kesinlikle,yeterince param var.Eğer evi satmanızın tek yolu buysa,parayı alacaksınız." Grim hafifçe gülümsedi."Sanırım limonata iyice soğumuştur.Size getireyim.Siz içerken ben de evi anlatırım."Kadın elinde tepsi ile geriye döndüğünde Dill yine mendille alnındaki terleri siliyordu.Limonatayı zevkle yudumlamaya başladı.Yaslı kadın sallanan sandalyesine yaslanırken "Bu ev." Diye söze başladı. "1902'den beri aileme aittir.Kasabadaki en sağlam ev olmadığını da biliyorum.Oğlum Michael doğduktan sonra bodrumum su bastı.O günden bu yana da bir türlü kurutamadık.Aaron bazı yerlerin çürüdüğünü de söylüyor.Yine de bu eski evi severim.Bilmem anlatabiliyor muyum?" Dill,"Evet." dedi. "Michael 9 yaşında iken babası öldü.Ondan sonra sıkıntılar başladı.Michael belki de benden çok babasını özlüyordu.Çok vahşi ve haşin bir çocuk olmuştu.Liseyi bitirince kasabayı terk edip kente gitti.Çok hırslı bir insandı.Kentte ne yaptığını bilmiyorum. Fakat başarıya ulaşmış olmalıydı.Bana düzenli para gönderirdi." Gözleri nemlenmişti. "Kendisini 9 yıl görmedim.Dokuz yıl sonra geldiğinde başı dertte idi.Zayıf ve yaşlanmış bir durumda bir gece yarısı çıka geldi.Yanında ufak,siyah bir valizden başka bir şey yoktu.Valizi elinden almak istediğim zaman bana vurdu.Bana,annesine vurdu.Ertesi gün bir kaç saat için evi terletmemi söyledi.Ne yapmak istediğini açıklamadı.Döndüğümde valiz ortadan yok olmuştu."Şişman adam gözlerini limonata bardağına dikmiş öylece dinliyordu. "O gece evimize bir adam geldi.İçeriye nasıl girdiğini bilmiyorum.Michael'in odasından sesler duydum.Oğlumun içinde bulunduğu tehlikenin ne olduğunu öğrenmek istiyordum.Kapının arkasından dinlemeye çalıştım.Fakat yalnızca bağrışmalar tehditler ve..." Bir an durakladı.Omuzları sarsılıyordu. "...ve bir silah sesi duydum." Diye devam etti."İçeriye girdiğim zaman yatak odasının penceresi açıktı ve yabancı gitmişti.Michael'im da yerde yatıyordu.Ölmüştü.Tüm bunlar bundan 5 yil önce oldu.Ondan sonra polis bana olanları anlattı.Michael ve tanımadığım o adam birçok suç işlemişler.Bir sürü yerlerden bir kaç milyon dolar çalmışlar.Michael parayı alıp kaçmış.Parayı bu evde,hala bilemediğim bir yerde saklamıştı.Sonra diğer adam hissesini almak için oğlumu arayıp bulmuştu.Paranın yok olduğunu görünce de oğlumu öldürmüştü." Başını kaldırıp adama baktı. "İşte o zaman evimi 750.000 dolara satışa çıkardım.Bir gün oğlumun katilinin döneceğini biliyordum.O bir gün gelip fiyat ne olursa olsun evi almak isteyecekti.Bütün yapacağım,yaşlı bir kadının köhne evine bu kadar çok para vermeye razı olacak adamı buluncaya kadar beklemekti." Sandalyesini ağır ağır sallıyordu. Dill bardağı yere bıraktı,diliyle dudaklarını yaladı."Uf!" dedi.Bu limonata çok aci..." Bakışları canlılığını kaybetti,hafif titreme ile başı,omzunun üzerine cansız düştü.


28.03.2017

Layık evlat olamadık ilahi sözleri

Olamadık olamadık
Layık evlat olamadık
Hizmette bir ah işitsek
Binlerce kez ağlar olduk
Binlerce kez yanar olduk

Gelemeyiz, gelemeyiz
Huzurana gelemeyiz
Günahlardan boynum bükük
Huzuruna gelemeyiz

Kısıklada yürürlerdi
Dört vasıtaya binerlerdi
Talabesi her şeyiydi
Dünyalara değişmezdi

Olamadık olamadık
Layık evlat olamadık
Hizmette bir ah işitsek
Binlerce kez ağlar olduk
Binlerce kez yanar olduk

Küfür ona zulum etti
Bir an bile öf demedi
Dini mübini öğretti
Sünneti rasül üzere

Olamadık olamadık
Layık evlat olamadık
Hizmette bir ah işitsek
Binlerce kez ağlar olduk
Binlerce kez yanar olduk

Sünnet'ten taviz vermeyin
Kavmiyetçilik gütmeyin
Hak yolunda sebgat edin
Dedi üstazım tunahan

Olamadık olamadık
Layık evlat olamadık
Hizmette bir ah işitsek
Binlerce kez ağlar olduk
Binlerce kez yanar olduk


https://youtu.be/JKB-jI2eGso