REKLAM

13.06.2021

Telhis Kitabı Sual Ve Cevapları

 


Benim sizden başka kimim varki – Benim elem ve endişem sizler içindir – Ağlama Karacaahmet ağlama bir gün seninde yüzün güler. Benim sizi terk etmem mutasavver midir?

Bizim bir günlük dersimiz başkalarında bir ayda, bizim bir aylık dersimiz başkalarında bir yıllık dersimizdir. Bu fırsatı kaçırmayınız.

Evlatlarım sizler okuyun ilim irfan sahibi olun. Sizin saçlarınızın adedince talebeniz olacaktır.

1.               Telhis Kitabı Hangi İlimden Bahseder?

** Fesahat ve Belagatten bahseder. (telhis; bir şeyi hulasa etmek demektir.)

 

2.               Musannifi Kimdir?

** Muhammed bin Abdurrahman Hatîbi Dımışkî Hz. Dir.

 

3.               Beraatül İstihlal Nedir?

** كون الابتداء مناسبا للمقصود ibtidanın maksuda münasip olmasıdır.

4.               Fesahat Ve Belağatın Tarifleri Nelerdir?

** Fesahat: Sözün ses ve mana kusurlarından hali olmasıdır.

     Belagat: Kelamın muktezâi hale mutabık ve kusursuz olmasıdır.

 

5.               Fesahat Kaç Şeyle Vasıflanır Birer Misal Veriniz.

** Müfret ile vasıflanır.  كلمة فصيحةgibi. Kelamla vasıflanır.قصيدة فصيحة gibi.

Mütekellim ile vasıflanır.  شاعر فسيح  gibi.

Bu dinin garip anlarında hizmet gören saltanatını sürmeden ölmez. Benim evlatlarım fukara olmayacaktır. (S.H.T. ks)

6.               Belağat Kaç Şeyle Vasıflanır Birer Misal Veriniz.

** Kelam ile vasıflanır. قصيدة بليغة   gibi. Mütekellim ile vasıflanır. شاعر بليغ gibi.

 

7.               Fesahat Fil Müfredin Tarifi Nedir?

** خلوصه من تنافر الحروف والغرابة ومخالفة القياس kelimenin tenafürü huruftan, garabetten ve kıyasa muhalefetten halis olmasıdır.

8.               Tenafür Lafzın Lisana Ağır Gelmesidir. Müfretteki Tenafür’e Misal Veriniz.

** غدائره مستشزرات الى العلى istişhad (müsteşziratün) kelimesidir. Nükte: maharici mütekarib olan hurufun içtimaından tenafur hasıl olmuştur, bu sebeble fesih değildir.(Mürtefiâtün deseydi fesih olurdu)

9.                Garabetin Tarif Ve Misalini Söyleyiniz.

**  الكلمة وحشية غير ظاهرة المعنى ولامأنوسة الاستعمال كون Kelimenin vahşi olup manasının zahir, istimalinin alışılmış olmamasıdır.

Misal: وفاحما ومرسنا مسرجا Mahalli istişhad (müserrecen) kelimesidir. Nükte: Müserrec kelimesi iki manaya muhtemeldir lakin şairin hangi manayı kastettiği malum olmadığından garabet hasıl olmuştur, fesih değildir.

 

10.             Muhalefetül Kıyas Ne Demektir, Misal Veriniz.

** Kelimenin sarf kaidelerine muhalif olmasıdır.

Misal: الحمد لله العلى الاجلل Mahalli istişhad (el ecleli )kelimesidir. Nükte: Bu kelimede idğam vacip olduğu halde yapılmamıştır, bu sebeple kıyasa muhaliftir, fesih değildir.

Bizim para pul, makam, mevki, siyaset, politika, kavga ve gürültü ile işimiz olmaz. İstisnasız her Müslüman çocuğunu okuturuz. (S.H.T. ks)

 

11.             Fesahat Fil Kelamın Tarifi Nedir?

** جلوصه من ضعف التأليف وتنافر الكلمات والتعقيد مع فصاحتها her bir cüzü fesih olmakla beraber kelamın, za’fı teliften, tenefürü kelimâttan ve ta’kıtten halis olmasıdır.

 

12.             Za’fı Te’lif Ne Demektir, Misal Veriniz?

** Kelamın nahiv kaidelerine muhalif olmasıdır. Misal: ضرب غلامُه زيدا gibi. Bu misalde hem lâfzen hem de rütbeten izmar kalbe zikir olduğundan fesih değildir. 

 

13.             Tenafür Fil Kelam’a Misal Veriniz.

** وليس قرب قبر حرب قبر gibi. İstişhad: kelamın tamamıdır. Nükte: Bu kelamın her bir cüzü fesih olmakla beraber bir araya gelmeleri lisana ağırlık verdiğinden kelamda tenafür hâsıl olmuştur, fesih değildir.

14.             Te’kıd’in Tarif Ve Misallerini Söyleyiniz.

 ان لايكون الكلام ظاهر الدلالة على المراد لخللbir maniden dolayı kelamın murat olunan mana üzerine delaletinin zahir olmamasıdır. Bu da iki kısımdır. Ya Nazımda olur. وما مثله فى الناس الا مملكا  ابو امه حى ابوه يقاربه  gibi. Bu şiirde İstişhad: beytin tamamıdır. Nükte: Mübteda ile haber arasını, sıfat ile mevsuf arasını yabancı kelimeler faslettiğinden ve yine müstesna müstesna minh üzerine takaddüm ettiğinden Ta’kıt hasıl olmuştur, fesih değildir.

            Ya da İntikalde olur. سأطلب بعد الدار عنكم لتقربوا وتسكب عيناى الدموع لتجمدا gibi. İstişhad (litecmuda) kelimesidir. Nükte: Akla ilk intikal eden şey, çok ağlamaktan gözyaşlarının artık kalmamış olmasıdır. Fakat şairin kastettiği mana bu değil bilakis vuslat sebebiyle gözyaşlarının dinmesidir. İşte bu ikinci manada Ta’kıt hâsıl olduğundan fesih değildir.(Ta’kıt düğüm demektir)

 

15.             Kesreti Tekrar Ve Tetabuu İzafet’e Misal Veriniz.

سبوح لها منها عايها شواهد İstişhad: kelamın tamamıdır. Nükte: Kesreti tekrarın fesahate mani olduğu söylenmiştir, fakat bunda nazar vardır. Çünkü Kur’an-ı Kerimde bu vakidir. ونفس وما سواها فالهمها فجورها وتقواها gibi. İzafete misal: حمامة جرعى حومة الخندل اسجعى gibi. İstişhad: kelamın tamamıdır. Nükte: tetebuu izafetin fesahate mani olduğu söylemiştir. Fakat bunda nazar vardır, çünkü bu Kur’an- Kerimde vakidir. ذكر رحمة ربك عبده زكريا  gibi.

 

İnsanlar nasıl toplu resim çektiriyorlarsa bizimde buradaki resmimizi ruhanîler çekiyor. (S.H.T. ks)

 

16.             Fesahat Fil Mütekellim’in Tarifi Nedir?

** ملكة يقتدر بها على التعبير عن المقصود بلفظ فصيحbu öyle bir melekedir ki mütekellim bu meleke sebebiyle maksadını fesih bir lafız ile tabir etmeye muktedir olur.

 

17.             Belagat Fil Kelam’ın Tarifi Nedir?

** مطابقته لمقتضى الحال مع فصاحته Fesih olmakla beraber kelamın muktezâi hale mutabık olmasıdır.

18.             Mukteza’i Hal Neden Muhteliftir?

** Çünkü kelamın makamları muhteliftir. Yani Tenkir, Tarif, Itlak, Takdim ve Zikirden her birinin makamı diğerinin makamına zıttır. Yine Faslın makamı Valsın makamına, İcazın makamı muhaliflerinin makamına zıttır. Ve yine zeki olana hitap ile olmayana hitap bir olmayacağı için, mukteza-i hal muhteliftir.

 

19.             Güzellik Ve Kabulde Kelamın Şanının Yüce Veya Düşük Olması Ne İledir?

** Muktezai hale mutabık olup olmamasıyladır.

 

20.             Mukteza’i Hal = İtibarı Münasip.

Kusuru olmayanın bu kapıda ne işi var? Düzeltmeye bu işin kokusu bile yeter. (S.H.T. ks)  

 

 21. Belağatın Mercii Nedir.

** Terkip ile mana ifade etmesi hasebiyle lafza racidir.

 

22. Kelamdaki Belagat İçin Kaç Taraf Vardır Bunlar Nelerdir.

** İki taraf vardır. 1- Âlâ taraftır ki, bu Kur’an-ı Kerim ve ona mülhak olan Hadisi Kutsi ve Hadisi Şeriflerdir. 2- Esfel taraftır ki bulunduğu makamdan bir derece daha düşecek olsa bülağa indinde hayvan seslerine ilhak edilir.

 

23. Belagat Fil Mütekellim’in Tarifi Nedir?

** ملكة يقتدر بها على تأليف كلامٍ بليغٍ  Bu öyle bir melekedir ki mütekellim bu meleke sebebiyle beliğ bir kelam telif etmeye muktedir olur.

 

24.  علم   Kaydı İle Neler Bilindi?

** Üç şey bilindi

1- Fesahat ile Belagat arasında umum husus mutlak olduğu (yani her beliğ fesihtir fakat her fesih beliğ değildir.)

            2- Mütekellim tarafından murat olunan manayı edada hatadan itiraz.

            3- Fasihi gayrı fasihten temyiz.

 

25. Fasihi Gayrı Fesihten Ayırmak Ne İle Bilinir?

** Lügat, sarf, nahiv ilimleriyle bilinip his ile idrak edilir.

 

72 şeytan kuvvetinde olan nefsin çaresi RÂBITA’dır. (S.H.T. ks)

 

26. Murat Olunan Manayı Eda Ederken Hatadan İtiraz Hangi İlimle Bilinir.

** İlmi Meâni ile bilinir.

 

 

27. Te’kıd’i Maneviden İtiraz Hangi İlimle Bilinir?

** İlmi Beyan ile bilinir.

 

28. Kelamın Güzellik Vecihleri Hangi İlimle Bilinir?

** İlmi bedi ile bilinir.

 

29. İlmi Meâni’nin Tarifi Nedir, Vazıhı Kimdir?

** وهو علم يعرف به احوال اللفظ العربى التى بها يطابق مقتضى الحال. Kendisi sebebiyle Arabî lafızların muktezai hale mutabık olup (olmama) halleri bilinen bir ilimdir. Vazıhı Abdulkâhir Cürcânî Hz. Dir.

30. İlmi Meaninin Bablarını Sayınız.

** 1- Ahvali İsnadı Haberî 2- Ahvali Müsnedi ileyh 3- Ahvali Müsnet 4- Ahvali Müteallıkatı Fiil 5- Kasır 6- İnşa 7- Fasıl – Vasıl 8- İcaz, Itnap, Müsavat.

Asrısaadet bir daha yaşanmadıkça kıyamet kopmayacaktır. (S.H.T. ks)

 

31. İlmi Meaninin Tahakkuk Etmesi Ne İle olur?

** Bu sekiz babın tahakkuku ile olur.

 

32. Turuku Kasrı Sayınız.

** Atıf, انما , Nefi meal istisna, Takdim

33. İnhisar Kaç Kısımdır Misallerle İzah Ediniz.

** İnhisar iki kısımdır. 1- Küllün eczaya inhisarı. Mesela 10 lafzı kül bir lafızdır 1- 2- 3 vs ise eczasıdır, bunlardan her birine 10 denilmez bilakis mecmuuna 10 denilir.

 

            2- Küllinin cüziyyâta inhisarı. Mesela İnsan lafzı küllî bir lafızdır. Zeyd, Amr, Hasan vs ise cüz-îdir. Her birine insan denildiği gibi mecmuuna da İnsan denir.

 

34. Tenbihin Tarifi Nedir?

** استحضار ما سبق وانتظار ما سيأتى Geçmişi hatırlayıp geleceklere nazar etmektir.

35. Haberin Sıdkı Ve Kizbi Hakkında Kaç Mezhep Vardır, Delilleriyle İzah Ediniz.

** Üç mezhep vardır. 1- Ehli Sünnet = Haberin sıdkı ve kizbi vakıa mutabık olup olmaması iledir.

2- Mutezileden Nazzam = Hata da olsa İtikada mutabık olup olmamasıyladır. Delili:ان المنافقين لكاذبون ayeti celilesidir. Ehli sünnet buna üç şekilde cevap vermiştir. 1- Buradaki mana “şehadette yalancıdırlar.” Şeklindedir. 2- Bu sözlerine “şahadet” diye isim vermelerinde yalancıdırlar, zira şehadet lisanın kalbe muvafakat ederek ikrarına denir.  3- انك لرسول الله münafıkların haberidir. Bu haber münafıkların itikadına mutabık olmadığı için değilde onların itikadı batılalarında vakıa mutabık olmadığı için kaziptirler.          

3- Mutezileden Cahız = Hem vakıa hem de itikada mutabık olup olmamasıyladır.

 Delili: افترى على الله ام به جنة ayeti kerimesidir. Cinnet ile murat kizbin gayrıdır, çünki mecnuna kizib isnat edilemez. Sıdık da değildir çünkü münafıklar Peygamberimizin doğruluğuna itikat etmemişlerdi. Ehli Sünnet cevap verir: ام i muttasılanın ma ba’di ma kalbine zıttır, dolayısıyla mana ام لم يفترى şeklindedir.

 

Evlatlarım sakın haa azminizden dönmeyiniz! Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Biz azmettik muvaffak olduk. (S.H.T. ks)

احوال الاسناد الخبرى    CÜMLE- İ HABERİYEDEKİ İSNADIN HALLERİ

36. Muhbirin Haberiyle Kastı Nedir, Bunlara Ne İsim Verilir?

** Muhbirin haberiyle kastı 1- ya muhataba bir hükmü bildirmek 2- ya da kendisinin de o hükmü bildiğini bildirmektir. Birincisine Faidei haber, İkincisine ise Lazımı faidei haber denilir.

 

37. Muhatabın Halleri Nelerdir. Bu Hallere Ne İsim Verilir?

** Muhatabın halleri üçtür. 1- ya muhatabın zihni hükümden hali olmakla beraber hükmü bilmeyi talep de etmez. 2- ya hükümde mütereddit olmakla beraber hükmü bilmeyi talep eder. 3- ya da hükmü inkar eder. Birincisine İptidai, İkincisine Talebi, Üçüncüsüne ise İnkari kelam denilir.

 

38. Kelamı Bu Haller Üzere Getirmeye Ne İsim Verilir?

** Muktezai Zahir üzere ihraç denir.

 

39. Çoğu Zaman Kelam Muktezai Zahirin Hilafı Üzere İrad Edilir De Gayrı Sail, Sail Gibi, Gayrı Münkir Münkir Gibi, Münkir İse Gayrı Münkir Gibi Kılınır. Bunların Misallerini Söyleyip Anlatınız.

** Gayrı sailin sail kılınışı: Bu, muhataba haberi işaret eden bir kelam söylendiği ve o da mütereddit talibin beklediği gibi haberi bekler duruma düştüğü zamandır. Misal: ولاتخاطبنى فى الذين ظلموا انهم مغرقون ayetidir.   Burada Nuh (as)ın zihni zalimlerin boğulup boğulmamaları hakkındaki hükümden hali olduğu halde hali değilmiş gibi kabul edilmiş ve kelam muktezai zahirin hilafına olarak te’kit ile getirilmiştir. Muktezai Zahir هم مغرقون şeklinde te’kitsiz olmasıdır.

 

            Gayrı münkirin münkir gibi kılınışı: Bu, muhatabın üzerinde inkar alametleri zahir olduğu zaman olur. Misal: جاء شقيق عارضا رمحه ان بنى عمك فيهم رماح   şiiridir. Burada muhatap gayrı münkir olduğu halde üzerinde inkar alameti bulunduğu için münkir menzilesine tenzil olunarak kelam muktezai zahirin hilafına olarak te’kitli getirilmiştir. Mutezai zahir بنو عمك  şeklinde olmasıdır.

            Münkirin gayrı münkir kılınışı: Bu, muhatap tefekkür ettiği takdirde inkârından vaz geçeceği deliller mevcut olduğu zamandır. Misali: لاريب فيه ayetidir. Şöyleki, Kur’an- Kerimde şüphe olmadığına dair okadar açık deliller vardır ki şüphede bulunmak adeta imkânsızdır. Bu sebeble münkir gayrı münkir kabul edilmiş ve kelam muktezai zahirin hilafına te’kitsiz getirilmiştir. Mutezai zahir والله إن القرآن لاريب فيه  şeklinde olmasıdır.

Evlatlarım biz sizi gözetmesek nefis sizi bir anda perişan eder. (S.H.T. ks)

 

40. Hakikatı Akliyye’nin Tarif Ve Misallerini Söyleyiniz.

** وهى اسناد الفعل او معناه الى ما هو له عند المتكلم فى الظاهر Mütekellime göre zahirde fiil veya mana fiili mâ hüve lehine isnat etmektir. Misal: müminin انبت الله البقل ve kâfirin انبت الربيع البقل demesi gibi.

 

 

 

 

 

 

41. Mecazı Akliyye’nin Tarif Ve Misallerini Söyleyiniz.

** وهو اسناد الفعل او معناه الى ملابس له غير ما هو له بتأول  Bir karine ile fiil veya mana fiili mâ hüve lehinin gayrı olan mülabesine isnat etmektir. Misal: kâfirin انبت الله البقل ve müminin انبت الربيع البقل demesi gibi.

 

42. Fiil Ve Mana Fiil İçin Muhtelif Mülabesetler Vardır, Bunlar Nelerdir.

** Bular; Fail, Mefulu bih, Mastar, Zaman, Mekân ve Sebebtir.

 

43. Mebniyyun Lil Fail Ve Mebniyyun Lil Mef’ul Ne Demektir?

** Mebniyyun Lil Fail; fiil veya mana fiilin malum olmasıdır.

Mebniyyun Lil Mef’ul; fiil veya mana fiilin meçhul olmasıdır.

 

44. Mebniyyun Lil Fail Olan Kelimenin, Failine Mebniyyun Lil Meful Olan Kelimenin Naibi Failine İsnadı Hakikattir. Fakat Bir Alaka Sebebiyle Bunlardan Başkasına İsnadı İse Mecazdır. Misallerini izah ediniz.

**عيشة راضية  ‘razı olan hayat’ misalinde,راضية  kelimesi Mebniyyun lil fail iken ve dolayısıyla failine isnat etmesi gerekirken, hakikatta meful olanعيشة  kelimesine raci zamire isnat etmiştir. Ve mecazi akliden olmuştur. Çünkü Hayat razı olucu değil razı olunandır.

          سيل مفعم ‘doldurulmuş sel’ misalinde مفعم kelimesi Mebniyyun lil meful iken ve dolayısıyla naibi failine isnadı gerekirken, hakikatte fail olan ‘sel’ kelimesine isnat etmekle mecazi akliden olmuştur. Zira ‘sel’ doldurulmaz doldurur.

            Diğer misalleri de bunlara kıyas ediniz.

45. Mecazı Aklinin Tarifindeki بتأول  Kaydı İle İtikadı Bilinmeyen Kişinin Kavli Mecaz Olmaktan Çıkar. Çünkü Bir Sözü Söyleyenin İtikadı Bilinmeden O Söze Mecaz Hükmü Verilemez. Kelamda Asıl Olan Hakikattır. Bunun Misalini Verip Anlatınız.

** اشاب الصغير وافنى الكبير كر الغداة ومر العشى şiiridir. Nükte: şairin itikadı bilinmediğinden “eşabe” ve ‘efna’ fiillerinin كر الغداة ومر العشى ye isnatları hakikate hamledilmiştir.

Evlatlarım Allahın lutfu olmadan dağlar dağlara karışsa, dereler derelere karışsa bu yolu bulamazsınız. (S.H.T. ks)

46. Mecazi Aklinin Kısımları Kaçtır, Misallerini Söyleyiniz?

** Dörttür. 1- ya her iki taraf ta hakikat olur انبت الربيع البقل gibi 2- ya her iki taraf mecaz olur.

احيى الارض شباب الزمان   gibi. 3- 4 veya muhtelif olurlar. انبت البقل شباب الزمان  ve  احيى الارض الربيع gibi.

 

47. Mecazi Akli Sadece İhbari Kelamlarda Değil, İnşai Kelamlarda Da Görülür. Misal Veriniz.

** يا هامان ابن لى صرحا gibi.

 

 

 

 

 

48. Mecazi Aklinin Karineleri Nelerdir?

** Lafzi ve manevi olmak üzere iki kısımdır. Lafzi olan افناه قيل الله للشمس اُطلعى gibi olanlardır. Manevi olan ise ya aklen olur.   محبتك جائت بى اليك  gibi. Ya adeten olur. هزم الامير الجند  gibi. Veya muvahhitten suduruyla bilinir. انبت الربيع البقل   gibi.

 

49. Mecazi Aklinin Hakikatini Bilmek Nasıl Olur, Misallerini Söyleyiniz?

** Ya zahir olur ilk nazarda anlaşılır. فما ربحت تجارتهم  gibi ki فما ربحوا فى تجارتهم demektir. Yada hafî olur hemen anlaşılmaz. يزيدك وجهه حسنا اذا ما زدته نظرا  gibi ki  يزيدك الله حسنا فى وجهه demektir.

50. İmam Sekkaki, Mecazi Akliyi İnkâr Etmiş Ve Bunların İstiarei Mekniyye Olduğunu İddia Etmiştir. İmama Verilen Cevapları Söyleyiniz.

** İmam Sekkakinin bu zehabında beş vecihten nazar vardır.

1- Allah Teâla’nın فهو فى عيشة راضية kavlindeki عيشة ile muradın sahibi hayat olması lazım gelir bu da bir şeyin kendi nefsine zarf olmasını icab eder ki bu batıldır.

            2- Bir şeyin kendi nefsine izafeti batıl olduğundan نهاره صائم   misalinde izafetin sahih olmaması lazım gelir.

            3- Bina emrinin Haman’a olmaması lazım gelir.

            4- Allah Teâla’nın isimleri tevkifidir, şarî’den işitmeye bağlıdır. Hal bu ki Allah Teâla’nın ربيع diye bir ismi duyulmamıştır.

            5- Ve نهاره صائم misalinde hem müşebbeh hem de müşebbehün bih zikredilmiş olur, hal bu ki istâre-i mekniyelerde müşebbeh zikrolunur müşebbehün bih murat edilir.

 

Bizim yolumuzda yük olmak yoktur, yük taşımak vardır. (S.H.T. ks)

 

احوال المسند اليه  MÜSNEDİ İLEYHİN HALLERİ

 

51. Müsnedi İleyhin Hallerini Sayınız.

** Hazfı, Zikri, Tarifi, Tenkiri, Vasfı, Te’kidi, Beyanı, İbdalı, Atfı, Faslı, Takdimi, Tehiri.

 

52. Müsnedi İleyhin Hazfının Sebeplerini Misallerle Anlatınız.

** 1- Abesten itiraz veya akli ve nakli delillerden kuvvetlisine udulü tenbih için. Misal:  قال لى كيف انت قلت عليل سهر دائم وحزن طويل

            2- Samiin zeki olup olmadığını veya zekilik derecesini ölçmek için.

            3- Müsnedün ileyhi lisanından muhafaza için.

            4- Lisanını müsnedün ileyhten muhafaza için.

            5- İcabında inkar için.

6- Muayyen olduğu için.

7- Muayyen olduğunu iddia için. Veya başka bir sebepten.

 

 

 

53. Zikrinin Sebepleri nelerdir.

** 1- Müsnedün ileyh asıl olduğu için.

            2- Hazfına dair karine zayıf olduğu için.

            3- Samiin gabavetine tenbih için.

            4- Ziyade izah ve takrir için.

            5- Tazimi veya ihaneti izhar için.

            6- Zikriyle teberrük için.

            7- Zikriyle telezzüz için.

            8- Ve kelamı dinleyip dinletmek matlup olduğu için.

 

DİNİN KÖKÜ RABITADIR. (S.H.T. ks)

 

54. Müsnedün İleyh Kaç Şeyle Marife Olur, Misallerle Sebeplerini Söyleyiniz?

** Altı şey ile marife olur. İzafetle, Zamirle, Alemiyyetle, İsmi Mevsulle, İsmi işaretle, Lam ile ve izafet ile.

            Zamir ile marife olma sebebi; 1- Makam ya tekellüm ya hitap yada ğaybet makamı olması sebebiyledir.

            Not: Hitabta asıl olan muayyene olmasıdır, fakat hitabı umumi kılmak için bazen bu terk edilir. Misal: ولو ترى اذ المجرمون  .

            Alemiyyet ile marife olması; 1- Evvel emirde Müsnedün ileyhi kendisine mahsus bir isim ile samiin zihninde hazırlamak için. Misal: قل هو الله احد gibi.

            2- Tazim veya ihanet için Misal: ركب علىٌّ وهرب ابو جهل

            3- Kinaye yoluyla ifade için. Mesela Cehennemlik olduğundan kinayeten ابو لهب فعل كذا demek gibi.

            4- İsmiyle telezzüz için. Misal: بالله يا ظبيات القاع قلن لنا ليلاىَ من كن ام ليلىَ من البشر

            5- Teberrük için. الله الهادى  gibi.

          İsmi mevsul ile marife olması: 1- Muhatap sıla’dan başka Müsnedü ileyhe mahsus olan halleri bilmediği için. Misal: الذى كان معنا امس رجل عالم gibi.

            2- M.İleyhin ismini tasrih müstehcen olduğu için. الذى يخرج من الانسان ناقض الوضوء    gibi.

            3- Ziyade takrir için. وراودته التى هو فى بيتها gibi.

            4- Azamet (korkunçluk) ifadesi için.  فغشيهم من اليم ما غشيهمgibi.

            5- Muhatabın hata üzerinde olduğunu tenbih için.

 Misal: ان الذين ترونهم اخوانكم يشفى غليل صدورهم ان تصرعوا    gibi.

6- Haberin geliş vechine işaret için. ان الذين يستكبرون عن عبادتى سيدخلون جهنم داخرين  gibi.

7- Haberin şanına tazim edilmesi gerektiğini tariz (dolaylı olarak anlatmak için).

 ان الذى سمك السماء بنى لنا بيتا دعائمه اعز و اطول gibi.

8- Haberin gayrının şanına tazim için.    الذين كذبوا شعيبا كانوا هم الخاسرين gibi.

 

 

İsmi işaret ile marife olması: 1- M. İleyhi gayrısından ekmeli temyiz ile temyiz içindir.

 هذا ابو الصقر فردا فى محاسنه   2- Samiin gabavetine tariz için. Misal: اولائك آبائى فجأنى بمثلهم اذا جمعتنا يا جرير المجامع gibi.

3- M. İleyhin uzaklık derecesini ifade için.

4- Tahkirini ifade için اهذا الذى يذكر آلهتكم gibi.

5- Tazimini ifade için. الم ذلك الكتاب gibi.

6- Müşarün ileyhin tazammun etmiş olduğu sıfatlar sebebiyle, kendisinden sonraki habere layık olduğunu tenbih için. اولئك على هدى من ربهم واولئك هم المفلحون gibi.

Lam ile marife olması: 1- Herkes tarafından bilinen bir hususa işaret içindir. وليس الذكر كالانثى   gibi.

2- Bir şeyin hakikatine delalet için. الرجل خير من المرأة   gibi.

3- İstiğrak için خسر   ان الانسان لفى gibi.

Üç yaşındaki evladım altmış yaşındaki kişinin vakarını taşır. (S.H.T. ks)

 

55. İstiğrak Kaç Kısımdır, Misal Veriniz?

** İki kısımdır. 1- İstiğrakı hakiki:  عالم الغيب والشهادة gibi. 2- İstiğrakı örfi. جمع الامير الصاغة  gibi.

56. Müfredin İstiğrakının Ceminin İstiğrakından Daha Şamil Olduğuna Delil Nedir?

** Evde bir veya iki adam olduğu zaman لارجال فى الدار sözünün sahih olması fakat لا رجل فى الدار sözünün sahih olmamasıdır.

57. Müfredin İstiğrakı Kaç Şekilde Olur?

** Dört şekilde olur. 1- Harfi tarifle الحمد gibi. 2- Kül kelimesiyle كل نفس gibi.3- İzafetle غلام الرجل  gibi. 4- Harfi nefi ile لارجل  gibi.

58. Bir İsmin Hem Müfret Olması Hem De İstiğrak İfade Etmesi Tenakuz Olmaz Mı?

** İstiğrak harfleri (lam ve nefi harfi) vahdet manasından mücerret olarak müfret isme dâhil olduklarından bir de Küllü Fert ifade edip Mecmûul Efrat manası ifade etmediğinden aralarında tenakuz yoktur.

59. Küllü Fert İle Mecmûul Efrat Arasındaki Fark Nedir?

** كل فرد  = Ferdlerin cemisine teker teker bedeliyet yolu üzere şamil olmasıdır. Mesela رجل  lafzı rical efradından her bir ferde teker teker şümulü vardır. Racül kelimesinin manası: كل رجل من افراد الرجال demektir.        مجموع الافراد = Bir defada fertlerin tamamına şamil olmasıdır. Mesela Rical lafzı bir defada bütün racüllere şamil olur.

            M. İleyhin izafet ile marife olması: 1- En kısa yol olduğu içindir.

 هواى مع الركب اليمانين مصعد  جنيب وجثمانى بمكة موثق  gibi ki الذى اهواه demekten daha kısadır.

            2- Muzafun İleyhin veya Muzafın veya gayrısının şanına tazimi tazammun ettiği için.

            3- Muzafun İleyhe Tahkir için. ولد الحجام حاضر gibi.

Rabıtada geçen zaman ömürden sayılmaz. (S.H.T. ks)

 

60. Müsnedün İleyhin Tenkirinin sebepleri nelerdir, Misal Veriniz.

** 1- İfrat (teklik) ifadesi içindir. وجاء رجل من اقصى المدينة يسعى gibi.

            2- Nev’iyyet için. على ابصارهم غشاوة  gibi.

            3- Tazim veya Tahkir için  له حاجب فى كل امر يشينه

وليس له عن طالب العرف حاجب gibi ki birinci hacib tazim ikincisi tahkir içindir.

            4- Teksir için انَّ  له  لإبلا   وانَّ   له   لغنما gibi.

            5- Taklil için ورضوانٌ  من الله  اكبر  gibi.

            6- Hem tazim hem de Teksir için olur. وان   يكذبوك   فقد كذِّبتْ    رسل   من  قبلك

M. İLEYHİN GAYRISININ TENKİR SEBEBLERİ

            1- İfrad (teklik) veya Nev’iyyet için olur والله خلك كل دابة gibi.

            2- Tazim (azamet) için olur. فأذنوا   بحرب   من الله   و رسوله  gibi.

            3- Tahkir için olur. ان  نظن  الا ظنا gibi.

61. Müsnedi İleyhin mevsuf olduğuna Misal Veriniz.

** 1- M. İleyhi beyan ve manasını keşfetmek için olur. الجسم الطويل العريض العميق يحتاج الى فراغ يشغله  gibi. Manayı keşif hususunda müsnedi ileyh olmadığı halde الالمعيَ الذى يظن بك الظن كان قد رأى وقد سمعا  şiiri de böyledir.

            2- M. İleyhi hususileştirmek için. زيد التاجر عندنا gibi.

            3- Medih veya Zem için olur.

            4- Veya te’kit için olur.

62. M. İleyhin Tekitlenmesinin sebepleri nelerdir.

** 1- Takrir için olur. زيد نفسه  جاء gibi.

            2- Mecaz veya sehiv tevehhümünü def için olur.

            3- Ademi şümul tevehhümünü def için olur.   فسجد الملائكة   كلهم   اجمعين     

 

63. M. İleyhin Mübeyyen Olduğuna Misal Veriniz.

** M. İleyhi kendisine mahsus bir isim ile izah için. قدم صديقك خالد

 

64. M. İleyhin Mübdelün minh olma sebebi nedir. Misal Veriniz.

** Ziyade takrir için olur. جائنى  اخوك   زيد gibi.

Biz o cüzü öyle bir cezbe ile yazdık ki onu okuyan ihlâs ile okursa onu okuyana bu yol nasip olur.

 (S.H.T. ks)

 

 

 

 

 

65. M. İleyhin Matufun aleyh olma sebeplerine Misal Veriniz.

** İhtisar ile beraber tafsil için olur. جائنى زيد وعمرو gibi.

            — Muhatabı doğru olana çevirmek için جائنى زيد لاعمرو gibi.

            — Hükmü başkasına çevirmek için جائنى زيد بل عمرو gibi.

            — Mütekellim şüphede olduğu veya muhatabı şüpheye düşürmek için. جائنى زيد او عمرو gibi.

 

66. M. İleyhin Fasledilme Sebebi nedir Misal Veriniz?

** M. İleyhi Müsnet ile tahsis için olur. زيد هو القائم gibi.

 

67. M. İleyhin takdim sebepleri nelerdir, misallerini söyleyiniz?

** 1- Zikri ehem olduğu için.

            2- Bir sebep olmadıkça takdim asıl olduğu için.

            3- Haberin samiin zihninde temekkün etmesi için, çünkü müptedanın zikrinde habere teşvik vardır. Misal: والذى حارت البرية فيه حيوان مستحدث من جماد gibi.

            4- İyi veya kötü haberi tacil için.

            5- M.İleyhin hatırdan zail olmayacağını muhataba ifade için الله الهنا gibi.

            6- Telezzüz için veya başka bir sebeple olur.

 

68. İsmi Zahir Yerine Zamir Getirmenin Sebep Ve Misallerini Söyleyiniz.

** 1- Zamiri takip eden şeyin samiin zihnine yerleşmesi için olur. Misal:نعم الرجل   demek yerine

 نعم رجلا demek gibi. (نعم هو رجلا) demektir.   Ve zamiri şan ve kıssa da olduğu gibi. هو زيد عالم

 

69. Zamir Yerine İsmi Zahir Geldiğine Misal Veriniz.

** Eğer zamir yerine gelen isim, ismi işaret olursa bunun sebebi; Bedi’ bir hükmü M.İleyhe tahsis etmekle onu kemali inayet ile gayrisinden temyiz içindir. Misal:

كم عاقل عاقل اعيت مذاهبه وجاهل جاهل تلقاه مرزوقا هذا الذى ترك الاوهام حائرة وصير العلم النحرير زنديقا gibi.

            — Âma olan muhatapla alay için: هذا جالس عندنا gibi.

            — Muhatabın kemali beladeti veya fetaneti üzerine tenbih için.

            — M.İleyhin çok zahir olduğunu iddia için. Aşağıdaki şiir M.İleyh ile ilgili değildir, fakat kemali zuhura misaldir. تعاللت   كى   اشجى   وما بكِ  علة   تريدين   قتل قد ظفرتِ   بذالك

— Zamir yerine ismi zahir gelmesinin bir diğer sebebi de istitaf (mehamet talep etmek) içindir. الهى  عبدك   العاصى   اتاك  gibi.

 

Ben evlatlarımın bir tırnağını dünyaya değişmem. (S.H.T. ks)

 

 

 

 

70. İltifatın Tarif Ve Misallerini Veriniz.

** من الثلاثة  بعد التعبير عنه   بآخر منه  هو التعبير عن معنى   بطريق    Bir manayı üç yoldan biriyle ifadeden sonra başka bir yolla tabir etmektir.

            — Tekellümden Hitaba misal: وما لِىَ لا اعبد الذى فطرنى   واليه   ترجعون gibi.

            — Tekellümden Gaybete misal: انا اعطينا كالكوثر فصل لربك وانحر gibi.

            — Hitaptan Tekellüme misal: طحابك قلب فى الحسان طروب بعيد الشباب عصر حان مشيب  يكلفنى ليلى وقد شط وليها وعادت عواد بيننا و خطوب gibi.

            — Hitaptan Gaybete misal: حتى اذا كنتم فى الفلك وجرينا بهم gibi.

            — Gaybetten Tekellüme misal: الله الذى ارسل الرياح  فتثير سحابا فسقناه  gibi.

            — Gaybetten Hitaba misal: مالك يوم الدين اياك نعبد  gibi.

 

71. İltifatın Güzellik Veçhi Nedir?

** Kelamın bir üsluptan başka bir üsluba nakledilmesinde muhatabın heyecanının artması ve onu kelamı dinlemeye ziyade teşvik olmasıdır.

 

72. Muhatabın Kelamını Murat Ettiği Manadan Başka Bir Manaya Hamletme Sebebi Nedir?

** Muhatabın kastettiği mananın gayrı bir manayı kastetmesinin evla olduğunu tenbihtir. Misal: Haccac, veziri Kaba’seri’yi korkutmak için لأحملنّك على الأدهم  dediği vakit, Kaba’seri’nin cevaben

 مثل الامير يحمل على الادهم والاشهب demesi gibi.

 

73. Sailin Sualini Başka Bir Şeyden Sual Mezilesine Tenzil Sebebi Nedir?

** Bu başka şeyden sualin muhatabın haline evla ve daha mühim olduğuna tembih içindir. Misal: يسئلونك   عن الأهلة   قل هى  مواقيت للناس والحج ve يسئلونك   ما ذا ينفقون   قل ما انفقتم   من خير  فللوالدين   والاقربين   واليتامى   والمساكين   وابن السبيل  gibi.

 

74. Kalb’in Tarif Ve Misalleri Nelerdir?

**احد اجزاء الكلام مكان الآخر والآخر مكانه  وهو ان يجعل Kelamın cüzlerini birbirlerinin yerine koymaktır.

ومهمهٍ مغبرّةٍ ارجاؤه كأن لون ارضه سماؤه  bu şiir latif bir itibarı tazammun ettiği için kalbin makbul olduğunun misaldir. İtibarı latifi tazammun etmediği için Makbul olmadığına misal ise كما طيّنت بالفدن السياع  şiiridir.

 

Dine hizmet için zerre kadar üzülen ahirette dağlar kadar mükâfatlandırılır. (S.H.T. ks)

 

 

 

 

 

 

احوال المسند  MÜSNEDİN HALLERİ

75. Müsnedin halleri nelerdir.

** Terki, Zikri, İfradı, Fiil olması, İsim olması, Takyidi, Tenkiri, Tahsisi, Tahsisin terki, Tarifi, Cümle olması, Te’hiri, Takdimi.

 

76. Terkinin sebebleri nelerdir?

** M. İleyhin terkinin sebepleriyle aynıdır. Mesela abesten itiraz için olur.                                     Misal:  ومن يكُ  امس بالمدينة رحله  فإنى وقيار بها لغريب   gibi ki burada Abesten itiraz ve ihtisar için  كذالك  olan müsnet (haber) hazfedilmiştir. Bir başka misal:

نحن بما عندنا وانت بما عندك راضٍ والرأى مختلف   şiiridir. Bu şiirde نحن  olan müptedanın haberi (Müsnedi) olan راضون  kelimesi aynı sebeple hazfedilmiştir. Bir diğer misal ise ان محلا وان مرتحلا وان فى السفْر  اذْ مضوْ مهلا  انşiiridir.

Bu şiirde لنا  olan mefuller hazfedilmiştir. Bir diğer misal Allah Teâla’nın لو انتم تملكون خزائن رحمت ربى kavlidir. Bu ayette mahzuf olan müsnet لو den sonraki تملكون  lafzıdır. Fakat  فصبر جميل ayeti celilesinde iki ihtimal de vardır. Şayet takdirini فصبر جميل اجمل şeklinde yaparsak Müsnedi, فامرى صبر جميل  şeklinde yaparsak müsnedün ileyhi hazfetmiş oluruz.

 

77. Müsnedin hazfına delalet eden karineler nelerdir?

** İki karine vardır. 1- Suâli muhakkaka’ya cevap olması, misal: ولئن سألتهم من خلق السماوات والارض ليقولن الله gibi ki burada suâli muhakkaka karinesiyle خلق  fiili (müsnet) hazfedilmiştir. Takdiri  خلقهن الله şeklindedir.  2- Suali mukaddere’ye cevap olması, misal: ليبك يزيد ضارع لخصومة  gibi. Burada gizli bir sual olan ؟ من يبكيه  karinesiyle müsnet olan يبكى  fiili hazfedilmiştir.

 

78. ليبك يزيد ضارع لخصومة  şiirinde ليبك fiilinin meçhul olmasının malum olması üzerine ne gibi üstünlükleri vardır?

** 1- İsnadın önce icmalen sonra tafsilen olması, 2-  يزيد lafzının kelamda fazla olmaması, 3- Ve kelamda faili bilmek adeta beklenmeyen bir nimete vasıl olmak gibi olması hasebiyle meçhul okumanın malum üzerine üstünlükleri vardır.

 

79. Müsnedin zikrinin sebepleri nelerdir?

** M. İleyhin zikrinin sebepleri burada da muteberdir, bununla beraber Müsnedin isim mi yoksa fiil mi olduğu muayyen olsun diyedir.

 

Benim evlatlarım ütülü pantolon ve kravat ile bu dine hizmet edecektir. (S.H.T. ks)

 

 

 

 

 

 

 

80. Müsnedin müfret olma sebebi nedir?

** 1- Hükmü kuvvetlendirmeyi ifade etmemekle beraber, müsnet زيد منطلق  da olduğu gibi gayrı sebebî olduğu içindir. Sebebî olanla murat; زيد  ابوه   منطلق  gibi olanlardır.

 

MÜSNEDİ SEBEBÎ DÖRT KISIMDIR

1-               Cümle-i İsmiyyede haber, fiil olur. زيد  ابوه   انطلق   gibi.

2-               Cümle-i İsmiyyede haber, ismi fail olur.   زيد  ابوه   منطلق    gibi.

3-               Cümle-i İsmiyyede haber, camit isim olur.  زيد اخوه   عمرو    gibi.

4-               Cümle-i İsmiyyede haber, muzher failiyle beraber fiil yani haber cümle-i fiiliye olur.

 زيد   انطلق   ابوه     gibi.

 

81. Müsnedin fiil olması nedendir?

** Teceddüt ifadesiyle beraber, en kısa bir yol üzere müsnedi üç zamandan biriyle kayıtlamak içindir. Misal: او كلما وردت عكاظ قبيلة بعثوا الىّ عريفهم يتوسم   şiiridir. İstişhat; müsnet bir fiil olan يتوسم kelimesidir. Nükte: Teceddüt ifadesiyle beraber Müsnedin üç zamandan biriyle kayıtlandığına misaldir.

 

82. Müsnedin isim olma sebebi nedir?

** Sübut ve istimrar ifadesi içindir. Misal: لايألف الدرهم المضروب صرتنا ولكن يمر عليها وهو منطلق   şiiridir. İstişhat: Müsnet bir isim olan  منطلق  kelimesidir. Nükte: Sübut ve istimrar ifadesi için Müsnedin isim olduğuna misaldir.

83. Şart edatları olan لو   اذا   ان   kelimeleri arasındaki farklar nelerdir, Müsnedin şart edatlarıyla kayıtlanma sebepleri nelerdir?

** “İn” ve “İza” istikbalde şart içindirler, “İn”de asıl olan şartın vukuunda katiyetin olmamasıdır. “İza”da asıl olan katiyetin olmasıdır. Bu sebeple meydana gelmesi nadir olan hükümler için “İn” kullanılır. Ve çoğu zaman “İza” fiili mazi ile kullanılır. Misal: فاذا جائتهم الحسنة قالوا لنا هذه وان تصبهم سيئة يطّيّروا بموسى ومن معه  ayeti celilesidir. İstişhat: “İza” ve “İn” kelimeleridir. Nükte: “İza” vukuu kat’i olduğu için fiili maziyle, “İn” lafzı ise şartın vukuu nadir olduğu için muzari ile kullanılmıştır.

            Bazı nükteler sebebiyle “İn” lafzı kat’i olan makamlarda da kullanılır. Mesela; makam, şartı aslından tamamen yok edecek deliller üzerine müştemil olduğu için, o makamın şarta selahiyeti ancak, bil-farz vet-takdir suretiyle olabileceğini ifade zamanında “İn” lafzı katiyette kullanılır.  Misal: افنضرب عنكم الذكر صفحا اِن كنتم قوما مسرفين   gibi.

            Veya şart ile muttasıf olmayanı muttasıf olana, tağlip için “İn” katiyet ifade eden makamda kullanılır. Misal: وان كنتم فى ريب مما نزلنا على عبدنا  Ayeti Kerimesi gibi.

 

 

 

 

TAĞLİB: Bir manaya vaz edilmiş lafız ile o mananın, diğerlerine galebesi itibariyle iki veya daha fazla mana murat etmektir. Misaller: وكانت من القانتين   - بل انتم قوم مسرفين  - ابوان   gibi.

 

“İn” lafzının fiili mazi ile istimalinin bir diğer sebebi; Şartın vukuuna rağbetin olduğunu izhar içindir. Misal: إن اردن تحسنا    gibi.

İmam Sekkakî bunun tariz için de olduğunu söyler. Misal: لإن اشركت ليحبطنّ عملك   ayeti ve tariz hususunda bunun naziri olan وما لىً لا  اعبد الذى فطرنى  واليه   تحشرون    Ayeti Kerimesidir.

Allah Rızası için hizmet ediniz! Maddenize kefilim. (S.H.T. ks)

 

84. Tağlibin güzellik veçhi nedir?

** Muhatapların gazabını ziyadeleştirmeden onlara Hakkı duyurmaktır. Bu, onların batıl üzere olduklarını açıkça söylemeyi terk etmektir. Ve onların, yapılan nasihati kabul etmelerine yardımcı olan bir üsluptur.

            Şart edatlarından olan لو kelimesi, şartın kesinlikle meydana gelmediğini ifade eder olduğu halde mazide şart içindir. Dolayısıyla fiili maziye dahil olması gerekir. Fakat bazen fiilin geçmiş zamanda zaman zaman meydana geldiğini kast için fiili muzariye dâhil olur. Misal: لو يطيعكم فى كثير من الامر لعنتُّم   “işlerin çoğunda size itaati sürdürecek olsaydı meşakkate düşerdiniz” ayeti kerimesi gibi.

 

            Yine haber, haberinde hilaf olmayan zattan(Allah Teala’dan) sadır olduğu için muzariyi mazi menziline tenzil kastıyla “lev” kelimesi muzariye dâhil olur. Misal: ولو ترى اذ  وقفوا عاى النار   ayeti kerimesi gibi. Ayrıca muzarinin mazi menzilesine tenzili hususunda  ربما يود الذين كفروا  ayeti de böyledir.

 

85. Müsnedin nekre olma sebepleri nelerdir?

** 1-  Müsnedi marifelikten ve tahsisten hâlî kılmak için olur. Misal : زيد كاتب  gibi.

2- Büyütmek, yüceltmek için olur. Misal: هدى للمتقين  gibi.

3- veya Tahkir için olur. Misal: ما زيد شيئاً gibi.

 

86. Müsnedin izafetle veya sıfatla tahsis sebebi nedir?

** Faide’i Haberin en kamil bir şekilde tamamlanması içindir. İzafetle tahsise misal:  زيد غلام رجل

Sıfatla tahsise misal: زيد رجل عالم gibi.

 

 

 

 

87. Müsnedin marife olma sebebi nedir?

** Muhataba marife yollarından biriyle, kendisi için malum olan bir emir üzerine bir hükmü veya hükmün lazımını ifade etmektir. Misal: زيد اخوك / عمرو المنطلق  gibi.

88. Müsnedin cümle olması nedendir?

** Hükmü kuvvetlendirmek زيد قام gibi veya sebebî olmasındandır. زيد ابوه قائم  gibi.

89. Müsnedi tehir sebebi nedir?

** Daha önce geçtiği gibi M. İleyhin zikri ehem olduğu içindir.

 

Ben şu deni dünyayı evlatlarımın kirli tırnaklarına değişmem. (s.h.t. ks.)

 

90. Müsnedin Takdim sebepleri nelerdir?

** 1- M. İleyh ile tahsis için olur. Misal: لا فيها غول   gibi.

2- Evvel emirde kendisinin sıfat değilde haber olduğuna tenbih için olur. Misal : له همم لامنتها لكبرها وهمته الصغرى اجل من الدهر  gibi. İstişhat له olan müsnettir. Nükte: Evvel emirde kendisinin sıfat değilde haber olduğuna tenbih için Müsnedin takdimine misaldir.

3- Tefa’ul uğurlu saymak için olur. صعد جارى   Sa’d komşumdur. Gibi.

4- M. İleyhin zikrine teşvik için olur. Misal: ثلثة تشرق الدنيا ببهجتها شمس الضحى و ابو اسحاق والقمر  gibi.

 

ALLAH RIZASI İÇİN BENİM KABRİMİ ZİYARET EDENLER BOŞ DÖNMEZLER. (S.H.T. ks)

 

احوال متعلقات الفعل  FİİLİN TALLUK ETTİĞİ KELİMELERİN HALLERİ

      Eğer Müteaddi fiil ile beraber meful zikrolunmazsa ve şayet gaye sadece fiilin faile ispatı veya nefyi ise o zaman müteaddi fiil lazım fiil menzilesine indirilmiş olur ve bir meful de takdir edilmez çünkü mukadder olan mezkûr gibidir. Aksi takdirde karineler hasebince bir meful takdir etmek vaciptir. Mesela; هل رئيتَ  زيدا diyen kimseye نعم رئيتُ  demek gibi.

91. Müteaddi fiilin lazım menzilesine tenzili kaç kısımdır?

** İki kısımdır. 1-  Ya mutlak olan(yani hususi bir mefule taalluk etmeyen) fiil, hususi bir mefule taalluk ettiğine dair bir karine bulunan mukayyet fiilden kinaye kılınır. Misal: شجو حسّاده وغيظ عداه أن يرى مبصرٌ  ويسمعَ واعٍ  gibi. İstişhat: أن يرى / ويسمع fiilleridir. Nükte: Müteaddi olan أن يرى / ويسمع  fiillerinin mefulleri hazfedilerek lazım menzilesine tenzil edilmişlerdir. Ve mutlak fiil mukayyet fiilden kinaye kılınmıştır. Mukayyet fiil أن يرى محاسنه ويسمعَ اخباره   karine ise makamın medih makamı olmasıdır.

      2- Veya herhangi bir mefulden kinaye kılınmaz(yani mutlak olarak kalır). Misal:  قل هل يستوى الذين يعلمون والذين لا يعلمون   Ayeti Celilesidir. İstişhat: يعلمون lafzıdır. Nükte: Hükmü tamim için mutlak fiilin, mukayyet fiilden kinaye kılınmadığına misaldir. 

 

 

 

 

92. Mefulun hazif sebepleri nelerdir?

** 1- Mefule taalluku garip olmadığı müddetçe meşiyet fiilinde olduğu gibi, ibhamdan sonra beyan için meful hazf edilir. Misal: فلو شاء لهداكم اجمعين   Ayeti Kerimesidir. İstişhat: Mahzuf meful olan هدايتَكم  lafzıdır. Nükte: Meşiyet fiilinin mefule talluku garip olmadığı için mefulun hazfedildiğine misaldir.

 

93. Meşiyet fiilinin mefule taallukunun garip olduğuna ve dolayısıyla mefulünün hazfedilmediğine misal veriniz.

** ولو  شئت  أن ابكى  بكيتُ  تفكرا    şiiridir. İstişhat: Meful olan أن ابكى  lafzıdır. Nükte: Meşiyet fiilinin mefule taallukunun garip olduğuna ve dolayısıyla mefulünün hazfedilmediğine misaldir.

 

=== Fakat ولم يبق منى الشوق غير تفكرى فلو شئت ان ابكى بكيت تفكرا   şiirinde Meşiyet fiilinin mefulünün hazfedilmeyip zikredilmesi; meşiyet fiilinin mefulüne taallukunun garip olması sebebiyle değilde  بكيت fiilinin, meful olan  ان ابكى  lafzını tefsire salih olmamasıdır. Çünkü birinci bükâ, bükâ’ı hakiki ikincisi ise tefekkürîdir.

 

Bizim yolumuzda mutlak itaat ve teslimiyet şarttır.(S.H.T. ks)

 

   2- Veya mefulün hazif sebebi; kast olunmayan bir mananın, kast olunmuş zannını evvel emirde def etmek içindir. Misal: وكم ذدت عنى من تحامل حادث وسورة ايام حززن الى العظم    şiiridir. İstişhat: mahzuf olan, اللحم   kelimesidir. Nükte: Kast olunmayan bir mananın, kast olunmuş zannını evvel emirde def etmek için, mefulün hazfedildiğine misaldir.

 

   3- Veya mefulün hazf sebebi; kemali inayeti veya edebi izhar için, ikinci fiilin, mefulün sarih lafzı üzerine taallukunu tazammun eden bir vecih üzere, mefulün saniyen zikri murat olunduğundan meful hazfedilir. Misal: وقد طلبنا فلم نجد لك فى السودد والمجد والمكارم مثلا   İstişhat: Birinci fiilden sonra mahzuf olan مثلا mefulüdür. Nükte: Kemali inayeti veya edebi izhar için, birinci fiilden sonra mefulün hazfedilip ikinci fiilden sonra zikredildiğine misaldir.

 

   4- Veya mefulün hazif sebebi; İhtisarla beraber Tamîm içindir. Misal: والله يدعو الى دار السلام   ayeti kerimesidir. İstişhat: Mahzuf olan جميعَ عباده  mefulüdür. Nükte: İhtisarla beraber Tamîm için mefulün hazfına misaldir.

 

   5- Veya karine kaim olduğu zaman, mücerret ihtisar için meful hazfedilir. Misal: رب أرنى أنظر اليك ayetidir. İstişhat: mahzuf olan ذاتَك  mefulüdür. Nükte: اَنظر اليك   karinesiyle meful olan ذاتَك mefulünün hazfedilmesidir.

 

   6- Veya fasılaya riayet için meful hazfedilir. Misal: ما ودعك ربك وما قلى  ayeti celilesidir. İstişhat: قلى  kelimesinin mahzuf olan mefulü ك  zamiridir. Nükte: Fasılaya riayet için mefulün hazfedildiğine misaldir.

 

   7- Veya zikri müstehcen olduğu için meful hazfedilir. Misal: Hz. Ayşe validemizin

 ما رأيتُ منه ملا رأى منّى   sözüdür. İstişhat: Mahzuf olan العورةَ mefulüdür. Nükte: Zikri müstehcen olduğu için mefulün hazfedildiğine misaldir.

 

 

Mefulün takdimi:

 

93. Mefulün takdim sebepleri nelerdir?

** 1- Tayindeki hatayı reddetmek için olur. Misal: Senin Zeyd’i değilde başkasını bildiğini itikat eden kimseye زيدا عرفتُ  demen gibi.

Tenbih! واما ثمود فهديناهم   bu ayeti kerimedeki meful olan semut lafzının takdimi, tekit değil tahsis ifade etmiştir. Çünkü tekit olabilmesi için زيدا عرفتُه misalinde zeyd’ten önce zeyd’i nasb eden  bir fiil takdir edebildiğimiz gibi, ثمود lafzını da nasb eden bir fiil takdir edebilmemiz ve ayeti kerimenin takdirinin واما فهدينا ثمودَ فهديناهم olması lazımdır, lakin bu mümkün değildir. Çünkü اَما   ile ف arasının fasledilmesi vaciptir. İşte tekit değil de tahsis ifade etmesinin sebebi budur.

 

   == Çoğu zaman takdim tahsisi ifade eder. Bu sebeple اياك نعبد وايك نستعين   ve لإالى الله تحشرون   ayeti kerimelerinin manası ‘ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz – dönüş ancak sanadır.’ Denilmiştir.

  

Rabıtanın söküp atamadığını teheccüt namazı söküp atar.(S.H.T. ks)

   —Takdim sebebiyle tahsisin bulunduğu bütün makamlarda, takdim aynı zamanda mukaddem’e ihtimamı da ifade eder. Bu sebeple بسم الله lafzında car-mecrurun müteallakı muahhar olarak takdir edilir. بسم الله نبتدأ  gibi.

   إقرأ باسم ربك   ayeti kerimesi ileri sürülünce buna, iki şekilde cevap verilmiştir. 1- Bu makamda mühim olan kırattır. 2- Car-mecrur, muahhar ve mahzuf olan إقرأ fiiline müteallıktır, birinci fiil ise “kıratı güzel yap” manasındadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

94. Fiilin bazı mamullerinin bazısı üzerine takdiminin sebebi nedir?

** 1- Aksini icap ettiren bir durum olmadıkça, takdimi asıl olduğu için fail takdim edilir. ضرب زيد عمرا أعطيت زيدا درهما  gibi.

   2- veya zikri mühim olduğu için. قتل الخارجىَّ فلانٌ gibi.

   3- veya tehirde manayı ihlal varsa. قال رجل مؤمن من آل فرعون يكتم ايمانه  gibi. İstişhat: meful olan من آل فرعون  lafzıdır. Nükte: من آل فرعون  lafzı tehir edilecek olsa, adamın Firavun’un ailesinden olmadığı zannedilebileceğinden, mefulün takdim edildiğine misaldir.

   4- veya fasılaya riayet için olur. فاوجس فى نفسه خيفة موسى  gibi. İstişhat: fail olan موسى lafzıdır. Nükte: Kafiyeye riayet için failin tehir edildiğine misaldir.

 

 

Arşu Alâ’dan düşenin parçası bulunur. Fakat mürşidi kamilin kalbinden düşenin parçası bulunmaz.

(S.H.T. ks)

القصر KASIR

95. Kasrın tarifi nedir?

** تخصيص شيئ بشيئ بطريق مخصوصٍ bir şeyi diğerine hususi bir yolla tahsis etmektir.

 

96. Kasrın taksimatını yapınız.

**                                                                                                                                   القصر

          حقيقى                                                                                                                                                                        غير حقيقى                                    

 

قصر الموصوف على الصفة                         قصر الصفة على الموصوف                                                        قصر الموصوف على الصفة               قصر الصفة على الموصوف

 

قلبا         افرادا        تعيينا                    قلبا        افرادا       تعيينا           ما زيد الا كاتب                                                 ما فى الدار الا زيد

 

97. Kasrul mevsuf ales sıfat’ın tarifi nedir?

** تخصيص امر بصفة دون آخر او مكانها  bir şeyi sadece bir sıfata veya bir sıfatın yerine tahsis etmektir.

 

98. Kasrus Sıfat alel mevsuf’un tarifi nedir?

** تخصيص صفة بامر دون آخر او مكانه Bir sıfatı sadece bir şeye veya bir şeyin mekânına tahsis etmektir.

TENBİH: Buradaki sıfatlar ile gaye mana itibarıyla olmasıdır. زيد قائم  gibi. Yoksa جاء رجل عالم  gibi terkip itibarıyla nahvî sıfat değildir.

 

99. Kasrın ifraden, kalben ve ta’yînen olmasını izah ediniz.

** Şayet muhatap, verilen hükümde şirkete itikat etmiş ise, şirketin olmadığını ifade etmek kasrı ifrat olur. Mesela: Zeyd’in hem kâtip, hem de şair olduğunu zanneden kimseye ما زيد الا كاتب demek gibi.    ** Şayet muhatap, verilen hükmün aksine itikat etmiş ise, bunu düzeltmeye kasrı kalb denir. Mesela, Zeyd’in ayakta değil de oturduğunu zanneden kimseye ما زيد الا قائم  demek gibi.

   ** Şayet muhatabın hüküm ile ilgili bir malumatı yoksa, hükmü tayin etmeye kasrı tayin denir.

Hazreti Üstadımıza evlat olunuz. Olmadıysanız olmaya çalışınız. Böyle yaparsanız dünya ve ahirette mesût olursunuz.(K. Bey ağabeymiz)

 

100. Bunların şartları nelerdir?

** Kasrul mevsuf ales sıfatın ifraden olabilmesinin şartı; Şairlik ve katiplik gibi iki vasfın, birbirine zıt olmamasıdır. Yani bir kişide ikisi aynı anda bulunabilir.

** Kalben olabilmesinin şartı; Kaimlik ve kaidlik gibi iki vasfın birbirine zıt olmasıdır. Yani bir kişide ikisi aynı anda bulunamaz.

** Ta’yînen olabilmesi için herhangi bir şart yoktur.

 

101. Turuku kasr kaçtır, misallerini veriniz?

** Kasır yolları dörttür.

1- Atıf, ifraden olduğuna misal زيد شائر لا كاتب  gibi. Kalben olduğuna misal زيد قائم لا قاعد gibi.

2- Nefi meal İstisna, ifraden olduğuna misalما زيد الا شاعر    gibi.

 Kalben olduğuna misal ما زيد الا قائم gibi.

3- إنما  ifraden olduğuna misal إنما زيد كاتب  gibi. Kalben olduğuna misal إنما زيد قائم  gibi.

4- Takdim, تميمى انا  /   انا كفيت في مهمك gibi.

 

102. إنما  nın kasır ifade etmesinin sebebi nedir?

** إنما  nın kasır ifade etmesinin sebebi ‘Ma’ ve ‘İlla’ manasını tazammun etmesidir. Buna delil 1- Müfessirlerin إنما حرم عليكم الاالميتةَ  ayetinin manasının ما حرم عليكم الا الميتة  şeklinde olduğunu söylemeleri, 2- Nahivcilerin, “-İnnemâ- hükmü kendisinden sonra zikrolunana isbat gayrisinden nefyetmek içindir.” Demeleri. 3- Nasıl ki “nefî meal istisnâ” ile beraber zamiri munfasıl bulunabiliyorsa “innemâ” ile de bulunabilmesidir. Buna misal: انا الذائد الحامى الذمارى وإنما يدافع عن احسابهم انا او مثلى  şiiridir. İstişhat: انما ve انا lafızlarıdır. Nükte: Turuku kasırdan olan انما “nefî meal istisnâ” manasını tazamun etmekle kasır ifade etmiştir. Şiirin takdiri ما يدافع عن احسابهم الا انا او مثلى  şeklindedir.

 

103. Turuku kasırdan olan Takdim’e misal veriniz.

** Mevsufun kasrına تميمى انا  - Sıfatın kasrına ise انا كفيت فى مهمّكَ  misaldir.

ZOR İŞ, ZAMANINDA YAPMAMIZ GEREKİP DE, YAPMADIĞIMIZ KOLAY ŞEYLERİN BİRİKMESİYLE MEYDANA GELİR.

 

 

 

 

 

 

104. Bu dört şeyin kasra delalet etmeleri nasıl bilinir?

** Şu dört kasır yolunun kasra delalet etme vecihleri farklıdır. Şöyle ki,

 Birinci vecih: Takdimin kasır ifade edip etmemesi kelamın manasından anlaşılır. Öyleyse her takdim kasır ifade etmez.

   Diğer üç yol ise bil vazı’ kasır ifade ederler, yani vaz eden vâzı’ kasra delalet etsin diye vaz etmiştir.

 

   İkinci vecih: Atıf yoluyla yapılan kasırda asıl olan; kelamdaki müsbet ve menfi kısımları açıkça zikretmektir. Bu tasrih ancak ıtnap sebebiyle terk edilir. Mesela: Mevsufun sıfata kasrı olarak

 زيد يعلم النحو والصرف والعروض  denilse, cevap olarak زيد يعلم النحو لاالصرف ولاالعروض diyerek menfî kısımları tek tek ifade gerekirken, sözü uzatmamak için sadece  زيد يعلم النحو  لاغيرُ  demek gibi.

   —Sıfatın mevsufa kasrı olarak زيد يعلم النحو  وعمرو وبكر  denilse, cevap olarak زيد يعلم النحو لاعمرو ولا بكر diyerek menfî kısımları tek tek ifade gerekirken, sözü uzatmamak için sadece  زيد يعلم النحو  لاغيرُ  demek gibi.

   — Diğer kasır yollarında ise sadece müsbet hüküm zikredilir. Mesela: ما زيد الا  كاتب  dediğimizde zeyd’e kitabeti isbat etmiş, şairliğin intifasını ise zikretmemiş oluruz.

 

   Üçüncü vecih: Nefi meal istisna ile atıf için olan “Lâ” içtima etmez. Çünkü “Lâ”nın şartı; kendisinden önce bir menfinin bulunmamasıdır. Yani مازيدالاقائم  لاقائد denilmez. Fakat diğer ikisiyle yani “innemâ ve takdim”ile içtima etmesi caizdir, çünkü bu durumda “La”dan önce açık bir nefi yoktur. Misal:

 انما انا تميمى لاقيسى ve زيدا ضربت لا عمرا gibi.

 

Siz ihlas ile hizmetinize devem ediniz ben sizin bütün maddi ve manevi saadetlerinize kefilim. (K. Bey ağabeymiz)

 

105. İmam Sekkakî ve Abdulkâhir, “Lâ”nın “İnnemâ” ile içtimaı hususunda ne derler?

** İmam Sekkakî’ye göre içtimaının cevazının şartı, o makamda sıfat mevsufa kasredilmiş olmamalıdır. Misal: انما يستجيب الذين يسمعون  ayeti kerimesidir. İstişhat: انماdır . Nükte: Bu ayette icabet sıfatı, mevsufuna kasredildiği için, İmam Sekkakî’ye göre “İnnemâ ile Lâ’nın içtimaı caiz değildir. Yani انما يستجيب الذين يسمعون ولا الذين لايسمعون   denilmez.

   —İmam Abdulkâhir’e göre ise; Bu hal caiz olmakla beraber güzel değildir. İmam Abdulkâhir’in zehabı doğruya daha yakındır.

 

Dördüncü vecih:  Nefi meal istisnanın kullanıldığı makam, muhatabın hükme cahil veya münkir olduğu makamdır.( “İnnemâ” bunun hilafınadır.) Misal: Uzakta bir karartı görüp onun Zeyd olmadığına itikat eden muhatabına, senin ماهو الا زيد  demen gibi.

 

 

 

 

   TENBİH: Bazen, muhatabın haline uygun bir itibardan dolayı malum meçhul menzilesine indirilir de onun için kasrı ifrat olarak “nefi meal istisna” kullanılır. وما محمد الا رسول  gibi. “O ancak bir Resuldür” burada, ashabı kiramın Peygamber efendimizin bir beşer olduğunu bildikleri halde vefatını büyütmeleri, inkârları menzilesine indirilerek, meçhul ve inkârda kullanılan “nefi meal istisna” kullanılmıştır.

  

—Malum meçhul menzilesine indirilip, Kasrı kalb olarak “nefi meal istisna”nın kullanıldığına misal: Resullerin risalet davasında ısrar etmeleriyle beraber, muhatapların beşerden resul olamayacağına itikat edip, إن انتم الا بشر مثلنا  demeleridir. Hâlbuki resuller beşer olduklarını elbette biliyorlardı.

   —Peygamberlerin sözü olan إنْ نحن الا بشر مثلكم   “biz ancak sizin gibi beşeriz” Ayeti kerimesi ise, hasımların ayağını kaydırmak için onlara gösterilen bir müsamaha kabilindendir, yoksa risaletin intifasını teslim değildir.

 

   — Bazende muhataba meçhul olan şey, zahir olduğu iddiasıyla malum menzilesine tenzil edilir de turuku kasırdan انما  kullanılır. Misal: انما نحن مصلحون    Yahudilere ‘yeryüzünde bozgunculuk çıkartmayın dediğinizde’ “biz ancak ıslah edicileriz” demeleridir. (Tarih boyunca hiçbir millet Yahudi milleti kadar bozgunculuğa, fitne ve fesada sebep olmamıştır. Hatta kendilerine gönderilen birçok peygamberi şehit etmişlerdir. Zekeriyya (as)ı başından testereyle kesenler, oğlu olan Yahya (as)mın başını kesenler, İsa (as)a suikast tertip edenler, peygamber efendimize (sav) nice kereler ihanet edenler yine Yahudilerdir. Ve Kur’an-ı Kerimde onların, ıslahçı değil bilakis son derece müfsit olduklarına temas eden ve bu hususta müminleri ikaz eden bir çok ayeti celile vardır ve insanlık buna şahittir. Günümüzde de “terörle mücadele” adı altında bozgunculuğa devam etmektedirler. Bütün bunlara rağmen) انما نحن مصلحون    “biz ancak ıslah edicileriz” demelerini Mevla’mız, dört tekit ile الآ انهم هم المفسدون   “elbetteki onlar, fesatçıların ta kendileridir onlar” buyurarak onların bu iddialarını reddetmiştir.

 

Sizin her birerinizin irşadı için çektiğim çile Allahım Resulüm ve benim aramda sırdır. (S.H.T ks)

 

106. “innemâ” nın “atıf”a olan üstünlüğü ve kullanıldlğı en güzel makam nedir?

**  Üstün olmasının sebebi, kendisinden iki hükmün anlaşılmasıdır.(müspet, menfi). İnnemâ’nın kullanıldlğı en güzel yer tariz’dir. Misal: انما يتذكر اولوا الالباب ayeti kerimesidir. İstişhat: انما lafzıdır. Nükte: Kâfirlerin derin cehaletleri sebebiyle, onlardan düşünce beklemenin adeta hayvanlardan düşünce beklemek gibi olduğunun tariz yoluyla ifade edildiğine misaldir.

 

107. Kasır sadece mübteda-haber arasında mı vaki olur?

** Kasır mübteda- haber’e mahsus değil bilakis fiil-fail arasında ve fiilin diğer müteallıkı arasında da cari olur. Misal: ما ضرب زيد الا عمرا   gibi.

 

TENBİH: İstisnada, maksurun aleyh istisna edatıyla beraber muahhardır. ما ضرب زيد الا عمرا   gibi. Sıfatın(yani fiilin failiyle) tam olmadan önce kasrı lazım geleceğinden, maksurun aleyhin, edatı istisnayla beraber takdimi azdır. ما ضرب الا عمرا زيد  gibi.

   Buraya kadar anlatılan kasrın bütün vecihlerinde muhakkak ki, istisna-ı müferrağda ki nefi müstesnaya cinsinde ve irabında münasip ve umumi olan mukadder bir müstasna minh’e teveccüh eder. Vaktaki “İllâ” ile müstesna minh’ten bir şey çıkartılınca kasır gerçekleşir. Mesela:

ما ضرب الا زيد  misalinde nefyin teveccüh ettiği mukadder احدٌ   lafzıdır.

   —innema” da ise maksurun aleyh daima cümlenin sonunda gelir, ve iltibas olacağından takdimi caiz değildir. انما ضرب زيد عمرا  gibi. --غير  kelimesi kasır ifade etmekte “illâ” gibidir.

 

 

TAŞI DELEN, SUYUN KUVVETİ DEĞİL, DAMLALARIN DEVAMLILIĞIDIR.

 

الإنشاء  İlmi Meaninin altıncı babıdır.

108. İnşanın lügat ve ıstılah manalarını söyleyiniz.

** Lügat manası: ‘Eşi benzeri olmayan bir şey yapmak, icat etmek, işini güzel yapmak’ tır.

Istılah manası: Nisbeti zihniyesi için kendisine mutabık olan veya olmayan, bir nisbeti hariciyesi olmayan kelam demektir.

 

109. İnşanın taksimatını yapınız.

**                                                                   الانشاء

 

طلبى اولور                                                                  غير طلبى اولور                                                                                                  

     1استعلى صورتيله طلب                                                    1  افعال مدح وذمّ                                                                                               

2  تضرع صورتيله طلب                                                           2  افعال مقاربة                                                                                                   

3  التماس صورتيله طلب                                                    3  فعل تعجبلر  4  الخ                                                                                              

 

—Talebin nevileri çoktur, burada beş tanesi anlatılacaktır. Bunlar – Temenni – İstifham – Emir – Nehi – Nida’dır.

 

1-               Temenni. Tarifi. طلب حصول شئى على سبيل المحبة  muhabbet yoluyla bir şeyin husulünü talep etmektir.

Temenni için vaz olunan lafız ليت  dir. Temenni olunan şeyin mümkinattan olması şart değildir. Misal: ليت الشبابَ يعود يوما فاخبرَه بما فعل المشيبُ   gibi. İstişhat: ليت  dir. Nükte: mümkün olmayan bir şeyde ليت  nin kullanıldığına misaldir.

 

 

 

110. Temennide kullanılan başka lafızlar var mıdır, hangileridir?

** Vardır. Bunlar هل  ve لو  dir. Misalleri: Kendisi için bir şefaatçinin olmadığını bilen bir kimsenin هل من شفيع  demesi gibi. ve لو تأتينى فتحدّثَنى  gibi.

---Ümit olunan şeyin husulü uzak olduğu için, bazen لعلّ ye ليت  manası verilirde temenni için kullanılır. Misal: لعلى احجُّ فازورك  gibi.

 

GELECEĞİ SATIN ALABİLECEK TEK ŞEY, BUGÜNDÜR.

 

2-               İstifham.

 

111. İstifham kelimelerini sayınız.

** hemze / أيان / متى / أنىَ / أين / كيف / كم / أىُّ / من / ما / هل  kelimeleridir.

112. Bu kelimelerin istimal edildikleri yerler nelerdir?

** Hemze: talebi tasdik ve talebi tasavvur içindir.

** هل  sadece talebi tasdik içindir.

** ما  İsmin şerhi ve keşfi içindir. ما العنقاء gibi. veya müsemmanın mahiyeti içindir. ما الحركة  gibi.

** من Akıl sahibi muayyen bir şahsın durumu için(Yani ilim sahibi bir mesulun anh-ı tayin ve teşhis edecek olan bir arız; yani alem veya vasıf, cevap olarak talep olunur. Zeyd veya katip gibi.) من فى الدار  gibi.

** أىُّ bir hükümde ortak olan iki şeyden birinin diğerinden temyiz için. اىُّ الفريقين خير مقاما  gibi.

** كم adet için. سلْ بنى اسرائل كم آتيناهم من آية بينة  gibi.

** كيف hal için كيف انت  gibi.

** أين mekan için. اين زيد  gibi.

** أنىَ bazen كيف bezen من اين  manasında kullanılır. Misalleri: فاتوا حرثكم انى شئتم  ve انى لك هذا  gibi.

** متى mazi veya muzari olsun zaman içindir.

** أيان muzari zaman içindir.

 

 

 

 

 

 

      — Hemze, hem talebi tasdik اقام زيد   gibi. Hem de talebi tasavvur içindir. ادبس فى الاناء ام عسل   gibi.

      --هل  sadece talebi tasdik için kullanılır. هل قام زيد  gibi. Bu sebeple هل زيد قام ام عمرو  demek caiz değildir. (çünkü yalnız tasdiki talep için vaz olunmuş olan هل tasavvuru talep için kullanılmış olur.)

   Ayrıca هل fiili muzariyi istikbale tahsis eder. Bu sebeple هل تضرب زيدا وهو اخوك   demek sahih değildir. (çünkü cümledeki و hal içindir, هل ise muzariyi istikbale tahsis ettiğinden aynı anda hem hal hem de istikbal mevzu bahis olduğundan caiz değildir.) fakat اتضرب زيدا وهو اخوك  demek caizdir. (çünkü hemzenin böyle bir hususiyeti yoktur.)

 

113. Talebi tasdik ve talebi tasavvur ne demektir?

** Talebi tasdik; cevabında ‘evet’ veya ‘hayır’ denilebilendir.

     Talebi tasavvur; cevabında ‘evet’ veya ‘hayır’ şeklinde cevap verilemeyendir.

 

114. Şükrün talebi hususunda هل انتم شاكرون   kavli, هل تشكرون   ve هل انتم تشكرون    kavlinden daha delaletlidir. Bunun sebebini izah ediniz.

** هل talebi tasdik için olması ve muzariyi istikbale tahsis etmesi sebebiyle, fiil gibi zamana delaleti açık olan kelimelere daha fazla ihtisası vardır.( yani هل in iki hususiyeti vardır. 1- talebi tasdik için olması 2- muzariyi istikbale tahsis etmesi! İşte bu sebeple kendisinde zaman ifadesi olan fiillerle alakası çok fazladır, dolayısıyla fiile dâhil olmalıdır.) yukarıdaki birinci misalde هل in cümlei ismiyyeye dahil olması şükrün talebine delalet etmesi, diğer cümlelere nazaran daha fazladır. (Çünkü büleğa indinde bir kelime bulunması gereken yerde değilde başka yerdeyse orada ince nükteler aranır.)  üçüncü cümlede هل den sonra gizli bir fiil ‘yani müfesser’ vardır.

 

DÜNYA TUZLU SU GİBİDİR, İÇTİKÇE SUSATIR.

115. هل kaç kısımdır, izah ediniz?

** İki kısımdır. 1- هل i basita: Tarifi. وهى التى يطلب بها وجود الشيئ  kendisi ile bir şeyin mevcut olup (olmadığı) sorulandır. هل الحركة موجودة  gibi.

2- هل i mürekkebe: Tarifi. وهى التى يطلب بها وجود شيئ لشيئ   başka bir şeyin mevcudiyeti sebebiyle, bir şeyin mevcut olup (olmadığını) sormaktır. هل الحركة دائمة  gibi. (bu ifade ile var olan hareketin devam edip etmediği sorulmaktadır.)

 

 

 

 

 

 

SONRA BU İSTİFHAM KELİMELERİ ÇOĞU ZAMAN ((MUKTEZA-İ ZAHİRİN HİLAFINA OLARAK)) İSTİFHAMIN GAYRINDA KULLANILIR..

 

İstifhamın haricinde kullanıldığına karine; kelamın siyakı yani akışıdır!

 

116. İstifham kelimelerinin, istifham haricinde kullanıldığı kaç yer vardır, misalleriyle söyleyiniz?

** On yer vardır.

1- İstibta(tembellik, yavaş hareket etmek) için olur.  :  كم  دَعَوْتُك gibi.

2- Taaccüp için olur.  مالى لا ارى الهدهد  gibi.

3- Muhatabın dalalette olduğunu tenbih için olur. فأين تذهبون  gibi.

4- Edepsiz olanı korkutmak içinألم اُأدِّب فلانا   gibi.

5- İtiraf ettirmek için أزيدا ضربتَ   gibi.

6- Hemzeyi takip eden şeyi inkar için olur. أليس الله بكاف عبده  / أغير الله تدعون   gibi.

} İnkar ya mazide tevbîh (azarlama) için olur. أعصيتَ ربك gibi. (‘olan şey hiç yakışmadı’ manasındadır.)  - Veya hal yada İstikbalde tevbîh için olur. أتعصى ربك   gibi. (‘böyle bir şeyin olması hiç yakışmaz’ manasındadır.)

   -Veya inkâr, tekzip için olur. أفأصفيكم ربكم بالبنين  gibi.{

7- Tehekküm(istihza) için olur. اصلوتك تأمرك أن نترك ما يعبد آبآؤنا    gibi.

8- Tahkir için olur. من هذا   gibi.

9- Tehvîl (tehdit) için olur. İbni Abbas (ra)ın kıraatine göre ولقد نجينا بنى اسرائيل من العذاب المهين مَن فرعونُ   gibi.

10- İstib’ad (uzak saymak) için olur. أنى لهم الذكرى وقد جائهم رسول مبين ثم تولوا عنه  gibi.

 

HER İSTEDİĞİNİ SÖYLEYEN, İSTEMEDİĞİNİ İŞİTİR.

 

EMİR DE TALEBİN NEVİLERİNDENDİR.

 

117- Emrin tarifi nedir?

** وهو طلب الفعل على وجه الاستعلاء   İstila tarikiyle fiilin talebidir.

İster lam’lı olsunليحضر زيد   gibi, ister lam’sız olsun اكرم زيدا   veya رويد بكرا gibi. Emir sığası istila cihetiyle fiilin talebi için vaz olunmuştur. Fakat bazen emir sığası emrin haricinde de kullanılır.

 

 

 

 

 

118- Emir sığası kaç yerde emrin haricinde kullanılır, misalleriyle söyleyiniz?

** (Muktezai zahirin hilafına olarak) Dokuz yerde emir sığası, emrin haricinde kullanılır.

1- İbaha için. جالسِ الحسنَ او ابنَ سرين

2- Tehdit için.اعملوا ما شأتم

3- Aciz bırakmak için.فأتوا بسورة من مثله

4- Teshîr(mecbur kılmak) için.كونوا قردة خاسئين

5- İhanet için.كونوا حجارة او حديدا

6- Tesviye için.اصبروا او لا تصبروا

7- Temenni için.الآ ايها الليل الطويل ألاانجلى بصبحٍ وما الإصباح منك بامثل

8- Dua için.رب اغفرْلى

9- İltimas için.  Rütbe cihetiyle sana müsavi olan kimseye إفْعَلْ   demen gibi.

 

NEHİ’ DE TALEBİN NEVİLERİNDENDİR.

 

Nehi için bir harf vardır.

Nehi harfi, cezmedici olan لا  harfidir. لا تفعلْ   gibi.

Nehi; fiilin terkini istila cihetiyle talep için vaz edilmiştir.

Fakat bazen fiilin terkini talep için değil de, (muktezai zahirin hilafına olarak) başka manalarda da kullanılır.

 

119. Nehi لا  sı, nehiden başka hangi  manada kullanılır, misalini söyleyiniz?

**  Tehdit için. Emre itaat etmeyen köleye لا تمتثلْ امرى  demek gibi.

TENBİH: Talebin nevilerinden olan Temenni, İstifham, Emir ve Nehi’den sonra bir şartın takdir edilmesi mümkün ve caizdir.

       Burada şartın takdir edildiği yerler olarak dört madde gösterilmiştir. Hâlbuki nahiv ilminde beşinci yer olarak bir de Arz sayılmıştır. Bunun sebebi musannifin Arz’ı istifhamdan saymasıdır.

 

SAVAŞTA DÖĞÜŞENLERDEN ÇOK KAÇANLAR ÖLÜR.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NİDA’DA TALEBİN NEVİLERİNDENDİR.

 

Nida sığası, bazen nidanın haricinde istimal olunur.

 

120. Nida sığasının, nidanın haricinde istimal olunduğu yerleri misalleriyle söyleyiniz.

** 1- İğra(teşvik) için olur. Mesela zulme uğramış olduğu halde sana yönelmiş bir kimseye يا مظلومُ  demen gibi.

2- İhtisas için olur. انا افعل كذا يا ايها الرجل   gibi. (şu işi ben yaparım hangi racul, bu işi yapabilir. Demektir.)

 

121. Cümle-i Haberiye’nin, İnşaiye makamında olmasının sebepleri nelerdir?

**  Ya Tefaül (muhatabın kalbine surur vermek ) için olur. زيَّن اللهُ فى عينك العدلَ   gibi.

Veya matlubun vukuundaki hırsı izhar için olur.

 

122. Mazi sığasıyla dua etmenin sebepleri nedir?

** 1- Eğer beliğ kimseden olursa, yukarıdaki her iki sebepte muhtemeldir.

2- Veya emir sığasından itiraz içindir.

3- Veya muhatabı mütekellimin matlubu üzerine hamil için olur.

 

   Rabıtasız kalb akılsız baş gibidir.

 

الفصل والوصل  FASIL VE VASIL

123. Vasıl ve faslın tarifleri nelerdir?

** Vasıl: عطف بعض الجمل على بعضٍ  Bazı cümleleri bazısı üzerine atfetmektir.

Fasıl: ترك العتف  Atfın terkidir.

== Devayi-i Fasıl (Faslın davetçileri) nelerdir?

- Devayi-i Fasıl dörttür. 1- Kemali İnkıta bila îham 2- Kemali İttisal 3- Şibhi Kemali inkıta 4- Şİbhi Kemali ittisal.

 

== Devayi-i Vasıl (Vaslın davetçileri) nelerdir?

- Devayi-i Vasıl ikidir. 1- Kemali inkıta mea iham 2- Tevassut beynel kemaleyn.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

124. Fasıl ve valsın taksimatını yapınız.

** Bir cümleden sonra başka bir cümle geldiği zaman;

—Birinci cümlenin ya iraptan mahalli vardır.

—Veya yoktur.

 

·  İraptan mahalli olması üzerine;

—Şayet ikinci cümlenin, birinciye irap hükmünde iştiraki kast olunursa atıf yapılır.

—Şayet ikinci cümlenin, birinciye irap hükmünde iştiraki kast olunmasa fasıl yapılır.

 

·  İraptan mahalli olmaması üzerine;

—Şayet ‘vav’dan başka bir âtıf ile ikinci cümlenin birinci cümleye rabtı kast olunursa atıf yapılır.

—Şayet ‘vav’dan başka bir âtıf ile ikinci cümlenin birinci cümleye rabtı kast olunmasa;

=Eğer birinci cümlede, ikinciye verilmesi kast olunmayan bir hüküm varsa, fasıl yapılır.

=Eğer birinci cümlede, ikinciye verilmesi kast olunmayan bir hüküm yoksa

—Şayet iki cümle arasında, 1- Kemali İnkıta veya 2- Kemali İttisal veya 3- Şibhi Kemali İnkıta veya 4- Şibhi Kemali İttisal varsa, yine fasıl yapılır.

—Şayet böyle bir durum yoksa vasıl yapılır.

 

Benim evlatlarımın zaruret olmadıkça çarşıya çıkmaları haramdır. S.H.T ks.

 

125. Bir cümlenin diğeri üzerine atfedilebilmesinin şartı nedir?

** İki cümle arasında bir ciheti camianın olmasıdır. (bu iraptan mahalli olan cümleler için geçerlidir.) Misal: زيد يكتب ويشعر gibi. bu misalde ciheti camia, kitabet ve şiirin tenasübüyle beraber iki cümlenin Müsnedün ileyhte ittihadıdır.

 

126. Ciheti camia nedir, misallerle izah ediniz?

** Ciheti camia, ortak yön demektir ve dörttür.

1-               TEZAYÜF = Münasebet

2-               TEZAT = Zıtlık

3-               ADEM-MELEKE = Varlık-yokluk

4-               İCAB-SELB = Müsbet-menfi

 

   TEZAYÜF: Aralarında bir münasebetin olduğu iki şeyin karşılaşmasıdır. Mesela; Baba deyince, evladın varlığı, evlat deyince anne babanın varlığının akla gelmesi gibi. (yani sebeb-müsebbeb ilişkisi)

   TEZAT: Birbirine zıt olan iki şeyin karşılaşmasıdır. Mesela زيد يعطى ويمنع   gibi.

   ADEM ve MELEKE: Birbirine münasip olan iki şeyden birinin yokluğu, diğerinin varlığını hatırlatmasıdır. Mesela; İlim ile Cehalet gibi. şayet ilim varsa cehalet yok demektir, cehalet varsa ilim yok demektir.

   SELB ve İCAP: Birbirine nispeti muteber olmayan iki şeyin müspet veya menfi olarak karşılaşmasıdır. Mesela; “Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu?” kavlinde bileni bilmeyene nisbet muteber değildir.

 

 

 

127. İki cümle arasında ciheti camia bulunmadığı için atfın, makbul olmayıp hoş görülmediğine misal veriniz.

** لا والذى هو عالم أن النوى صبرٌ وأن ابا الحسين كريم  gibi.

 

128. İkinci cümlenin birinciye, irap hususunda iştirakinin kast olunmadığına misal veriniz.

** واذا خلوا الى شياطينهم قالوا انا معكم انما نحن مستهزؤن الله يستهزئ بهم   ayeti celilesidir. Bu ayetteki ikinci cümle münafıkların sözü olmadığı için birinci cümle üzerine atfolunmamıştır.

 

 

 

129. İki cümle arasında neden kemali inkıta olur?

** Eğer iki cümle lâfzen veya manen Haber ve İnşa cihetiyle ihtilaf ederlerse aralarında kemali inkıta olur. Hem lâfzen hem de manen Haber ve İnşaya misal: وقال رائدهم ارسوا نزاولها  şiiridir. Lafzen haber, manen inşaya misal: مات فلان رحمه الله   gibi.

130. İki cümle arasında ne zaman kemali ittisal olur?

** Eğer iki cümle arasında kuvvetli bir ittisal(alaka) olursa, aralarını atıf harfiyle ayırmak uygun olmadığından fasıl yapılır.

 

131. İki cümle arasında kemali ittisal kaç şekilde olur.

** Üç şekilde olur.

1-               Mecaz veya hata tevehhümünü defetmek için, ikinci cümle birinciyi tekit ettiği zaman. Misal: الم ذلك الكتاب لاريب فيه  ayeti gibi.

2-               Birinci cümlenin, manayı edaya kâfi olmaması veya kâfi değilmiş gibi olması sebebiyle, ikinci cümle birinciden bedel olduğu zaman. Misal: امدّكم بما تعلمون / امدكم بأنعام وبنين وجنات وعونٍ   ayeti gibi.(bedel; bedeli baa’z minel kül’dür) Buradaki murat; Allahın nimetleri üzerine tenbihtir. 

Bedeli İştimal’e misal: اقول له إرحلْ لاتقيمنّ عندنا والا فكن فى السر والجهر مسلما  şiiridir. Burada murat; keraheti izhardır.

 

3- Birinci cümlede kapalılık olduğu için, ikinci cümle onu beyan için geldiği zaman. Misal: فوسوس اليه الشيطان / قال يا آدمُ هل ادلُّك على شجرة الخلد وملكٍ لايبلى  Ayeti gibi. Ayetteki ikinci cümle اقسم بالله ابو حفص عمر kavlindeki Ömer gibidir.

 

Bize azıcık yardım edene biz uhut dağı kadar yardım ederiz.(S.H.T) KS.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 132. İkinci cümlenin birinciden, munkatı gibi (şibhi kemali inkıta) olması ve bu sebeple valsın terk edilip fasıl yapılması niçindir?

** Bir cümlenin önünde iki cümle bulunur. Bu cümleyi aralarındaki münasebet sebebiyle ilk cümleye atıf yapmak gerekmektedir. Aksi takdirde kast olunmayan bir mana ortaya çıkacaktır. İşte bu yanlış anlaşılma ihtimalini defetmek için vasıl (atıf) terk edilir. Misal:

تظن سلمى أننى أبغى بها بدلا اُراها فى الضلال تهيم   İstişhat: اُراها  kelimesidir. Nükte: bu beyitte geçen اُراها  kelimesi تظن   üzerine atfedilmelidir, fakat atıf terkedilmiştir. Çünkü atıf yapılacak olsa, yakın olduğu için ilk bakışta أبغى  üzerine atıf yapıldığı zannedilir. Böyle olunca اُراها  ile başlayan cümlenin de Selma’nın zannettiği hususlardan olduğu ortaya çıkar, hâlbuki öyle değildir. İşte bu hatayı def için fasıl yapılmıştır. Bu tür fasıllara Katı’ denilir.

 

133. İkinci cümlenin birinci cümleyle muttasıl gibi (şibhi kemali ittsal) olması ve bu sebeple fasıl yapılması nedendir?

** İkinci cümle, birinci cümlenin iktiza etmiş olduğu bir soruya cevap olduğundan, birinci cümle sual menzilesine indirilir ve aynen sualin cevaptan fasledildiği gibi, ikinci cümle birinci cümleden fasledilir. Misal: قال لى كيف انت قلتُ عليل/ سهر دائم وحزن طويل    İstişhat: قلتُ عليل/ سهر دائم وحزن طويل    kısmıdır. Nükte: birinci cümle olan قلتُ عليل lafzı. ‘senin hastalık sebebin nedir?’ manasında bir soru tazammun etmiştir. İkinci cümle cevap olarak geldiğinden fasıl yapılmıştır.

 

Hasta olduğu halde hastalığına çare aramayan ahmaktır.S.H.T ks.

 

134. Cümle-i İstinafiye ne demektir, kaç kısımdır?

**

   TENBİH: İlmi meanî ve nahiv âlimleri cümle-i İstinafiye hususunda ihtilaf ediyorlar. Meanî âlimleri; cümle-i İstinafiye mukadder bir soruya cevap olarak vaki olandır, diyorlar.

   Nahvîler ise ister bir soruya cevap olsun ister olmasın makablinden munkatı olan cümleye diyorlar. Böyle olunca bu sorunun cevabı, nahivcilere göre; * “Kendisinden önceki cümleye herhangi bir râbıt ile bağlanmamış cümle” demektir.

   Meanî ilmine göre ise;

** Mukadder bir suale cevap vaki olan cümledir, üç kısımdır.

1-               Ya mutlak olarak, hükmün sebebinden sorulmuş bir suale cevap olur. Misal: قال لى كيف انت قلتُ عليل/ سهر دائم وحزن طويل  buradaki hüküm عليل (hasta) lafzıdır. Suali mukadder mutlak olarak hastalığın sebebini sormaktadır. Cevap olarak gelen سهر دائم وحزن طويل  ise cümle-i İstinafiyedir ve fasledilmiştir, iraptan mahalli yoktur.

2-               Ya hükme ait olan hususi bir sebebin sualine cevap olur. Misal: وما ابرئ نفسى ان النفس لأمارة بالسوء   gibi. Burada birinci cümle olan وما ابرئ نفسى (ben nefsimi temize çıkarmam) kısmı, “nefis kötülüğü emreder mi?” manasında bir soru tazammun etmektedir. Bu sual (özellikle) hususi olarak nefis’ten sualdir. İkinci cümle olan ان النفس لأمارة بالسوء kısmı bu soruya cevap olması sebebiyle istinafiyedir, iraptan mahalli yoktur.

3-               Veya bunlardan başka bir sebebin sualine cevap olur. Misal: قالوا سلاما قال سلام  gibi. Burada, birinci cümle olan قالوا سلاما kısmı, “İbrahim (as) ne dedi?” sorusunu tazammun etmiştir. Bu sual mutlak veya hususi bir sebepten sual değildir. İkinci cümle olan قال سلام  kısmı bu soruya cevap olarak gelmiştir ve istinafiyedir, iraptan mali yoktur.

 

135. زعم العواذل اننى فى غمرة / صدقوا ولكنّ غمرتى لا تنجلى   şiirinin nüktesi nedir?

** bu şiirde birinci cümle olan زعم العواذل اننى فى غمرة kısmı “صدقوا ام كذبوا” manasında bir soru iktiza etmektedir. İkinci cümle olan صدقوا ولكنّ غمرتى لا تنجلى kısmı bu soruya cevap olduğundan istinaf sebebiyle fasledildiğine misaldir.

 

136. İstinafın başka çeşitleri de var mıdır?

** Evet vardır.  İSTİNAF ÇEŞİTLERİ:  1- İstinaf olunmuş ismin tekrarıyla yapılan istinaf. Misal: احسنتَ الى زيد / زيدٌ حقيقٌ بالاحسان    gibi.

2- İstinaf olunmuş ismin sıfatıyla yapılan istinaf. Misal: احسنتَ الى زيد / صديقك القديم اهل لذاك   gibi.

137. Cümle-i İstinfiyenin başı olan kelime bazen hazfedilir, buna misal veriniz.

** İbn-i Âmir ve İmam Asım’ın ikinci ravisi olan Şu’be’nin kıratına göre يسَبَّحُ له فيها بالغدوِّ والآصال رجال   gibi. burada cümle-i İstinafiye olan يسَبِّح رجال   cümlesinden يسَبِّح  hazfedilmiştir.

138. Bazende cümle-i istinafiyenin tamamı hazfedilir, buna misal veriniz.

** Bazen hazfedilen cümle makamına başka bir şey kaim olur, bazen olmaz. Birinciye misal:

زعمتم ان اخوتكم قريش / لهم الفٌ وليس لكم الافٌ   şiiridir. Burada birinci cümle olan زعمتم ان اخوتكم قريش / kavlinin tazammun etmiş olduğu اصدقنا ام كذبنا  (biz sadık mı yoksa kazip miyiz?) sualinin cevabı olan كذبتم   cümle-i istinafiyesi tamamen hazfedilmiştir. Onun makamına / لهم الفٌ وليس لكم الاف  kavli kaim olmuştur.

   —Mahzufun makamına bir şeyin kaim olmadığına misal: فنعم الماهدون  ayetidir. Bu ayeti kerimenin tazammun etmiş olduğu من الماهدون الممدوحون  (methedilen döşeyiciler kimlerdir?) sualinin cevabı olan نحن هم cümle-i istinafiyesi, kendi yerine bir şey kaim olmadan tamamen hazfedilmiştir.

Dinin kökü rabıtadır.

واما الوصل

139. İki cümle arasında ne zaman vasıl yapılır?

** Murat olunan mananın aksi anlaşılmasın diye vasıl yapılır. Misal: لا وأ يَّدك اللهُ gibi. buradaki لاليس الامر كذالك manasında cümledir.

TENBİH: İki cümle arasında kemali inkıta veya kemali ittisal veya bunların şibihleri olduğu zaman fasıl yapılırdı. Fakat “tavassut beynel kemaleyn” olursa vasıl yapılır.

 

 

 

 

140. İki cümle arasında ne zaman “tavassut beynel kemaleyn” ve bu sebeple vasıl olur?

** Şayet iki cümle, lâfzen ve manen veya sadece manen, haber veya inşa olmakta bir ciheti camia ile ittifak ederlerse, aralarında vasıl tahakkuk eder. Misal: يخادعون الله / وهو خادعهم  ayeti gibi. Bu misalde; her iki cümlede, hem manen, hem de lâfzen haber olmakta ittifak etmişlerdir. Aradaki ciheti camia ise hem müsnetlerinin bir olması yani tezayüftür, hem de m. İleyhler (yani Allah ile kulları) arasındaki ilişkidir. Buna tezat da denilebilir. Bu sebeple vasıl yapılmıştır. (ismiyye ve fiiliyye olmaktaki ihtilaf bu mevzuda nazarı itibara alınmaz.)

141. ان الابرار لفى نعيم/ و ان الفجار لفى جحيم   Ayeti Kerimesi neye misaldir?

** ان الابرار لفى نعيم/ و ان الفجار لفى جحيم   Ayeti Celilesi, “tevassut beynel kemaleyn” sebebiyle vasıl yapıldığına misaldir. Şöyle ki; bu misalde her iki cümle hem manen, hem de lâfzen haberdir. Ciheti camia tezattır, çünkü الابرار ile الفجار ve yine نعيم  ile جحيم   lafızları birbirinin zıtlarıdır. Bu sebeple vasıl yapılmıştır.

 

NE GARİP ŞEY! YABANCILAR GİRMESİN DİYE KAPILARINI KİLİTLİYORLAR; SONRA DA… TELEVİZYONLARINI AÇIYORLAR.

142. كلوا واشربوا ولا تسرفوا   Ayeti Kerimesi neye misaldir?

** كلوا واشربوا ولا تسرفوا  Ayeti Celilesi, “tevassut beynel kemaleyn” sebebiyle vasıl yapıldığına misaldir. Şöyle ki, bu misalde üç cümle vardır ve üçü de hem lâfzen hem de manen inşadırlar, aralarındaki ciheti camia ise; M. İleyhler arasındaki tezayüftür. Bu sebeple vasıl yapılmıştır

 

143. واذْ اخذنا ميثاقَ بنى اسرائل لا تعبدون الا اللهَ وبالوالدين احسانا وذى القربى واليتامى والمسكين وقولو للناس حسناً  Ayeti Kerimesi neye misaldir?

**  واذْ اخذنا ميثاقَ بنى اسرائل لا تعبدون الا اللهَ وبالوالدين احسانا وذى القربى واليتامى والمسكين وقولو للناس حسناً  Ayeti Celilesi, “tevassut beynel kemaleyn” sebebiyle vasıl yapıldığına misaldir. Şöyle ki;

Bu misalde birinci cümle لا تعبدون lafzıdır. Lâfzen haber fakat manen, لا تعبدوا (nehyi hazır) manasında olmakla inşadır. İkinci cümle ise mahzuf olan تُحسنون   veya واحسنوا   lafzıdır. Eğer mahzuf olan kelimenin تُحسنون   olduğunu kabul edersek, bu kelime لا تعبدون de olduğu gibi lâfzen haber, fakat manen  احسنوا   manasında olmakla inşadır. Eğer mahzuf olan kelimenin واحسنوا   olduğunu kabul edersek hem manen hem de lâfzen inşa olmuş olur ki; ayetteki her iki cümle, her halükarda ittifak etmiş olur, ciheti camia ise M. İleyhlerdeki tezayüftür.  Bu sebeple vasıl yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

TENBİH: İki cümle arasındaki ciheti camia aranırken, hem M. İleyhleri, hem de Müsnetleri beraberce nazarı itibara alınmalıdır, yoksa sadece Müsnetler veya sadece M. İleyhleri değil.

   Mesela: يشعر زيد ويكتب   misalinde, şiir ile kitabet arasında münasebet vardır. Şöyle ki şiir nazım halindeki yazıya, kitabet nesir halindeki yazıya denilir. Neticede her ikisi de yazıdır, bu sebeple aralarında tezayüf vardır. M. İleyhlere gelince her iki cümledeki M. İleyh Zeyd olduğundan yine tezayüf vardır.

 

144. İmam Sekkakî’ye göre iki cümle arasındaki ciheti camia’nın taksimatını yapınız.

** İmam Sekkakî’ye göre iki şey arasındaki cami’ üç şekilde olur.

1.Cami-i Akli

2.Cami-i vehmi

3.Cami-i Hayali

CAMİ-İ AKLİ:  (Bu üç kısımdır.) 1- Ya tasavvurdaki ittihat yani birliktir. Bu, aklın hariçteki iki şeyden muayyenliği tecrit ederek, taaddüdü ortadan kaldırmasıdır. Mesela; Zeyd ile Amr, hariçte her biri ayrı bir şahıstır, fakat akıl onları “hayvanı natık” olma hususunda bir kılarak taaddüdü kaldırır.

      2- Veya tasavvurdaki temasüldür. Bu, iki şeyin hakikatta değil de, bir takım arızi şeylerde ihtilaf etmeleridir. Mesela; “Zeyd, Ahmet’in babasıdır. Amr, Mehmet’in babasıdır” dediğimizde, Zeyd ile Amr, insan olmaları hasebiyle hakikatleri birdir, fakat kendilerindeki arızi bir sıfat olan babalık hususunda, farklı şahısların babaları olmaları cihetiyle muhteliftirler, lakin baba olmaları cihetiyle aklen aralarında temasül vardır.

       3- Veya tezayüftür. Bu, iki şeyden birinin varlığının, diğerinin varlığına bağlı olmasıdır. Mesela; Bir kimseye ‘baba’ denilmesi evladının varlığına bağlıdır. İllet ile malul – az ile çok mefhumları da böyledir. Yani birinin varlığı diğerinin varlığına kıyasladır.

 

CAMİ-İ VEHMİ: (Bu da üç kısımdır.) 1- Ya iki şeyin tasavvuru arasında şibhi temasül olur. Mesela; Beyaz ile sarı renkleri gibi. Çünkü vehim bu renkleri birbirine benzer suretinde göterir. (Fakat akıl böyle değildir, çünkü akıl bunların farklı şeyler olduğunu bilir.)

      İşte bu sebeple ثلثة تشرق الدنيا ببهجتها شمس الضحى و ابو اسحاق والقمر  şiirinde üç şeyin, vehmen cem edilip birmiş gibi gösterilmesi güzel görülmüştür. (fakat aklen bunlar bir değil, farklıdır.)

   2- Veya cami-i vehmi iki şeyin tasavvuru arasında tezat suretiyle olur. Mesela: siyah ile beyaz – iman ile küfür gibi.

   3- Veya cami-i vehmi iki şeyin tasavvuru arasında şibhi tezat suretiyle olur. Mesela: Semâ ile Arz – birinci ile ikinci gibi. Çünkü vehim tezat ve şibhi tezadı, tezayüf menzilesine indirilir.

 

CAMİ-İ HAYALİ:  İki veya daha fazla şey arasında hayal itibarıyla, bir yakınlığın olmasıdır.

Mesela: افلا ينظرون الى الإبل كيف خلقت والى السماء كيف رفعت والى الجبال كيف نصبت الى الارض كيف سطحت  Ayeti kerimelerinde, deve, semâ, dağlar ve yeryüzü, aralarında aklen bir ciheti camia olmadığı halde birbirine atfedilmişlerdir, fakat bu mezkurât arasındaki ciheti camia hayalidir. Şöyle ki; bunların yaratılışındaki muazzam sanat tasavvur edildiğinde, hayalen kendilerindeki ihtişam itibarıyla birbirlerine yakın ve bu sebeple, cem edilmiş olurlar.

 

CEVİZİ KIRIP ÖZÜNE İNMEYEN, HEPSİNİ KABUK ZANNEDER.

 

 

 

 

تذنيب  TEZNİP-EK

145. Teznibin tarifi nedir?

** جعل الشئ ذنابة لشئ Bir şeyi başka bir şeye tabi kılmaktır.

Tenbih: Bu teznib hal’in kısımlarından biri olan “hal-i müntekıle” hakkındadır. Fasıl ve Vasıl bahsinde bunun zikredilmesinin sebebi; hal vaki olan cümlenin de bazen vav’lı, bazen vav’sız gelmesidir. Bu sebeple burada zikredilmesi münasip olmuştur.

 

146. Hal’i Müntekıle’de asıl olan nedir, niçin?

** İster cümle olsun, ister müfret olsun halde asıl olan vav’sız olmasıdır. çünkü (haberin mübteda üzerine hüküm olduğu gibi) hal de mana itibarıyla zilhal üzerine bir hükümdür, ve yine mana cihetiyle zilhalin sıfatıdır. İşte nasıl ki haber mübtedaya, sıfat mevsufa vav ile değil de zamir ile bağlanıyorsa halin de zilhale zamir ile bağlanması asıldır.

 

146. Asıl olan bu kaideye ne zaman muhalefet edilir, niçin?

** Eğer hal cümle olarak gelirse o zaman bu kaideye muhalefet edilebilir. Sebebi: mana ifade etmekte cümle müstakil olduğundan, kendisini zilhale bağlayacak bir rabıt lazımdır, işte bu rabıt zamir de olabilir, vav’ da olabilir.

 

147. Rabıt olarak vav’ın kullanılması ne zaman vacip olur?

** Eğer hal vaki olan cümle zilhale raci olan zamirden hali ise o zaman, rabıt olarak vav’ın istimali vaciptir. خرجت و زيد قائم  gibi.

148. Hal vaki olan hangi cümleye vav’ı haliyenin duhulu, mümtenidir, niçin?

** Müsbet muzari ile başlayan cümle-i fiiliyyeye vav’ı haliyenin duhulu caiz değildir. ولا تمنن تستكثر  gibi. Sebebi: çünkü fiil müsbet olmakla, daimi olmayan bir sıfatın husulüne, muzari olması hasebiyle de mukarenete (yani zaman-ı hale) delalet ettiğinden, ayrıca vav’ı haliyeye ihtiyaç yoktur.

   (Bir diğer sebep de fiili muzarinin hem lâfzen hem de manen ismi faile müşabih olmasıdır. Nasıl ki ismi fail, zilhaline vav ile değil de zamir ile raptediliyorsa, ona benzeyen müsbet muzaride zamir ile bağlanır. Böyle olunca ayeti kerime; ولا تمنن مستكثرا takdirindedir.

 

GECENİN EN KARANLIK ANI ŞAFAK SÖKMEDEN AZ ÖNCEDİR.

149. فلما خشيتُ اظافيرهم نجوتُ وارهَنهم  مالكا  şiirinin nüktesi nedir?

**  Müspet muzari olan cümle-i filiyyeye, vav’ı haliyyenin duhulu mümteni olduğu halde bu şiirde, vav ile gelmiştir. Fakat buna üç şekilde cevap verilmiştir.

1-      Hal vaki olan cümle mahzuf bir müptedanın haberidir, وانا ارهنهم  takdirindedir.

2-      Bu zaruret-i şiirdir.

3-      İmam Abdulkâhir’e göre; buradaki vav hal için değil atıf içindir. Hal’den (şimdiki zamandan) hikâye edildiğinden muzariye udul edilmiştir.

150. Eğer hal vaki olan cümle-i fiiliyye menfi muzari ise, o zaman durum nedir, niçin?

**  O zaman vav’ın gelip gelmemesi müsavidir. (Biliniz ki müsbet muzariye vav’ın duhulünün caiz olmama sebebi; hem mukarenete hemde husule delalet etmesi idi.) menfi muzaride ise mukarenet olduğundan vav’ın gelmemesi, husul olmadığından da vav’ın gelmesi caizdir.

 

 

151. فاستقيما ولاتتبعانْ   ve وما لنا لانؤمن بالله  ayeti Celilelerin nükteleri nedir?

** bu ayetlerde hal vaki olan cümleler menfi muzari oldukları için, kendilerine vav’ı haliyenin gelip gelmemesi müsavidir.

152. Eğer hal vaki olan cümle mazi ise, o zaman durum ne olur?

** İster müsbet ister menfi olsun vav’ı haliyenin gelip gelmemesi müsavidir. Ve fiilin lafzen veya manen mazi olması da eşittir.

 

 

   MİSALLER

1-      انى يكون لى غلام وقدبلغنى الكبر   lafzen müsbet mazi, vav var.

2-      او خاؤكم حصرت صدورهم   lafzen müsbet mazi, vav yok.

3-      انى يكون لى غلام ولم يمسسنى بشر   manen menfi mazi, vav var.

4-      فانقلبوا بنعمة من الله وفضل لم يمسسهم سوءٌ  manen menfi mazi, vav yok.

5-      ام حسبتم ان تدخلوا الجنة ولما يأْتكم مثل الذين خلوا من قبلهم   manen menfi mazi, vav var.

      Bu misallerde görüldüğü gibi, lâfzen ve manen mazi olan hal cümlelerinin bazısında vav var, bazısında yoktur.

153.     Müsbet maziye vav’ın duhulü ve ademi duhulü niçin caizdir?

** Müsbet olması hasebiyle fiilin husulüne delalet ettiğinden vav’ın ademi duhulü caiz, mazi olması hasebiyle de mukarenete delalet etmediğinden vav’ın duhulü caizdir.

 

154.     Menfi maziye vav’ın duhulü ve ademi duhulü niçin caizdir?

** Menfi olmakla mukarenete delalet eder, çünkü ademin istimrarı tekellüm vaktine kadar devam etmektedir. Bu sebeple vav gelmeyebilir. Ve yine menfi olması hasebiyle husule delalet etmez, bu sebeple vav’ın gelmesi caizdir.

 

155.     Eğer hal vaki olan cümle cümle-i ismiyye ise o zaman durum ne olur?

** Meşhur olan vav’ın terk edilmesidir. Sebebi; İsmiyye olması hasebiyle, kendisinde husulün olması fakat mukarenetin olmamasıdır. كلمته فوه الى فىَّ  gibi.

— Fakat hal vaki olan cümle-i ismiyye, İstinafiye olmasının zuhuruyla beraber subuta delaleti sebebiyle kendisindeki rabıtı vav ile takviye etmek güzeldir. فلا تجعلوا لله اندادا وانتم تعلمون  gibi

156.     خرجت مع البازى علىَّ سواد  şiirindeki nükte nedir?

** Zarf olduğu için haberin takaddüm edip, onu müptedanın takip etmesiyle meydana gelen cümle-i ismiyye hal olursa çoğu zaman vav terk edilir.

157.     فقلت عسى أن تبصرينى  كانما بنىَّ حوالىَّ الاسود الحوارد  şiirindeki nükte nedir?

** Mübtedanın üzerine vav’ı haliyeden başka bir harf dahil olduğu zaman vav’ın terki güzeldir.

158.     والله يبقيك لنا سالما برداك تبجيل وتعظيم  şiirindeki nükte nedir?

** Cümle olan hal, müfret olan hal’i takip ettiği zaman vav’ın terki güzeldir.

 

BENİM EVLATLARIM BEREKÂTI İLAHİ İLE GEÇİNİRLER.

 

 

 

 

 

الايجاز والاطناب والمساوات

159.     İcaz, İtnap ve musavat’ın tarifleri nelerdir, birer misal veriniz?

** -İcaz: تأدية اصل المراد بلفظ ناقص عنه وافٍ   Murat olunan manayı kendisinden nakıs fakat vafi bir lafızla eda etmektir. ولكم فى القصاص حيوة  gibi.

   İtnap: تأدية اصل المراد بلفظ زائد عليه لفائدة   Murat olunan manayı bir faide için kendisinden ziyade bir lafız ile eda etmektir. حافظوا على الصلوات وصلوة الوسطى gibi.

   Musavat: تأدية اصل المراد بلفظ مساو له   Murat olunan manayı kendisine müsavi bir lafız ile eda etmektir. Misal: لايحيق المكر السىِّء الا باهله / فانك كالليل الذى هو مدركى وإن خلتُ أن المنتأى عنك واسع  gibi.

160.     Müteârafül Evsat ne demektir?

** İnsanların örfüne müteârafül evsat denilir.

 

SİZ TA EZELDE BU DİNE HİZMET İÇİN SEÇİLMİŞ BAHTİYARLARSINIZ.

 

161.     İcazın tarifindeki “vâfin” kaydı ile hangi şeyden itiraz edildi?

** Manayı ihlal edecek kadarki ihtisardan itiraz edilmiştir.

 Misal: والعيش خير فى ظلال النوك ممن عاش كدا  gibi.

162.     İtnabın tarifindeki “fâidetin” kaydı ile hangi şeylerden itiraz edilmiştir?

** -Tatvîl’den itiraz edilmiştir. Misal: والفى قولها كذبا ومينا  gibi. Bu şiirde “keziben” lafzından sonra aynı manaya gelen “meynen” lafzını zikir ile faidesiz tatvil yapılmıştır.

   —Haşvi müfsit’den itiraz edilmiştir. Misal: ولا فضل فيها للشجاعة والندى وصبر الفتى لولا لقاء شعوب  gibi.

 İstişhat والندى  kelimesidir. Nükte: والندى lafzını zikir ile haşvi müfsit yapıldığına misaldir.

   —Haşvi gayrı müfsitten itiraz edilmiştir. Misal: وأعلمُ علمَ اليوم والامس قبله  gibi. “emsi” kelimesi bu günün ma kabli olduğu halde tekrar “kablehü” lafzını zikirle haşvi gayrı müfsit yapıldığına misaldir.

163.     İcaz kaç kısımdır, misallerini söyleyiniz?

** İki kısımdır. 1- İcaz-ı Kasır (kendisinde hazif yapılmayandır). Misal: ولكم فى القصاص حيوة gibi.

2-İcaz-ı Hazif.

164.     İcaz-ı Hazif kaç kısımdır?

** Üç kısımdır.

     1- Ya cümlenin bir cüzü hazfedilir.

2- Veya cümlenin tamamı hazfedilir.

3- Veya bir cümleden daha fazlası hazfedilir.

 

 

 

 

CÜMLENİN BİR CÜZÜNÜN HAZFEDİLMESİ

— İcaz-ı hazifte hazfedilen kelime, ya muzaftır. واسئل القرية  gibi. burada اهل  olan muzaf  hazfedilerek icazı hazif yapıldığına misaldir.

—Veya Sıfattır. وكان ورائهم ملك يأخذ كلَّ سفينة غصبا  burada صحيحة  olan sıfat hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

—Veya Şarttır. ليت لى مالا أنفقه  gibi. Burada اِنْ أُرزقه   olan şart hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

—Veya Şartın cevabıdır. Misal: واذا قيل لهم اتّقوا ما بين ايديكم وما خلفكم لعلكم ترحمون  gibi. burada mücerret ihtisar için şartın cevabı olan اعرِضوا   kelimesi hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

—Veya vasfı mümkün olmayan bir şey olduğuna delalet için, şartın cevabı hazfedilir. Misal:

ولو ترى اذ وقفوا على النار gibi. Burada şartın cevabı olan لرأيتَ امرا عظيما   lafzı hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

-Veya bunlardan başka bir şeydir. Misal: لايستوى منكم من انفق من قبل الفتح وقاتل gibi. Burada matuf olan

انفق من بعده  ومن  Lafzı hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

 

AZMEDİN EVLATLARIM AZMİN ELİNDEN HİÇ BİR ŞEY KURTULMAZ. BİZ AZMETTİK MUVAFFAK OLDUK.

 

CÜMLENİN TAMAMININ HAZFEDİLİŞİ

—Ya sebep zikredilip müsebbep hazfedilir. Misal: ليحقَّ الحقَّ ويبطل الباطلَ  gibi. Burada sebep olan فعل ما فعل  cümlesi hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

—Veya müsebbep zikredilip sebep hazfedilir. Misal: فانفجرتْ  gibi. Burada sebep olan فضربه بها  cümlesi hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

-Veya sebep ve müsebbebin gayrı olan bir şey hazfedilir. Misal: فنعم الماهدون gibi. burada İstinafiye olan هم نحن  cümlesi hazfedilerek icazı hazif yapılmıştır.

BİR CÜMLEDEN DAHA FAZLASININ HAZFİ

انا انبِّئُكم بتأويله فأرسلونِ يوسفُ gibi. burada icaz için bir den çok (beş) cümle hazfedilmiştir. Takdiri;

الى يوسف لأستعبرَه الرؤيا ففعلوا فاتاه وقال يا يوسفُ şeklindedir.

TENBİH: İcazul Hazif iki vecih üzerinedir.

1-               Ya mahzufun makamına bir şey kaim olmaz. Geçen misaller gibi.

2-               Veya mahzufun makamına bir şey kaim olur.  Misal: وإن يكذّبوك فقد كذِّبتْ رسل من قبلك  gibi. Burada şartın cevabı olan فلا تحزن واصبر  lafzı hazf olunarak yerine, cevabın sebebi olan

فقد كذِّبتْ رسل من قبلك lafzı kaim olmuştur.

EVLATLARIM BİZİ SEVENLER DAHİ BU DÜNYADAN İMAN İLE GİDECEKLERDİR.

 

 

 

HAZFİN DELİLLERİ

 

165.     Hazfın delilleri nelerdir?

** Hazfin delilleri çoktur.

1-      Aklın hazfe, zahir olan maksadın ise tayini mahzufe delalet etmesidir. Misal: حرمت عليكم الميتة  gibi.

2-      Aklın hem hazfe, hem de tayini mahzufa delalet etmesidir. Misal: جاء ربك  gibi.

3-      Aklın hazfe, âdetin ise tayini mahzufa delalet etmesidir. Misal: فذالكن الذى لمتننى فيه  gibi.

4-      Kendisine başlanılan fiil, tayini mahzufa, nahiv kaidesi ise hazfa delalet eder. Misal: بسم الله gibi. (car-mecrur için taalluk edeceği bir şey lazımdır.)

5-      Kelamın veya fiilin iktiranı, tayini mahzufa delalet eder. Misal: cahiliyyenin, damat olacak olana بالرفاء والبنين  demeleri gibi.

 

YİYECEKLER KOKMASIN DİYE TUZLANIR. PEKİ, TUZ KOKARSA NE YAPILIR? EVLATLARIM! SİZ BU MİLLETİN TUZU MESABESİNDESİNİZ. (S.H.T) KS.

 

والاطناب

166.     Kelamda itnap neler ile yapılır? (itnabın yolları)

** 1- İbhamdan sonra izah ile itnap yapılır.

2- Umumi olandan sonra hususi olanı zikir ile itnap yapılır.

3- Bir nükte sebebiyle tekrar yapılarak itnap yapılır.

4- İğal ile itnap yapılır. İğal: Kendisi olmasa da mananın tamam olacağı mübalağa gibi bir nükte ile beyti bitirmektir.

5- Tezyil ile itnap yapılır. Tezyil: Tekit maksadıyla ilk cümlenin manasına şamil olduğu halde ikinci cümlenin birinciyi takip etmesidir.

6- Tekmil ile itnap yapılır.

7- Tetmim ile itnap yapılır.

8- İ’tiraz ile itnap yapılır.

9- Veya bunlardan başka bir şey ile itnap yapılır.

167. رب اشرحْ لى صدرى   Ayetinin nüktesi nedir?

** Bir manayı muhtelif iki surette göstermek ve samiin nefsine temekkün için ibhamdan sonra izah ile itnap yapılmıştır.

168. يشيب ابنُ آدمَ ويشبُّ فيه خصلتان الحرصُ وطولُ الامل  Hadisi Şerifindeki nükte nedir?

** Tevşi’ yani kelamın ahirinde bulunan iki ismin bir tensiye lafzı tefsir etmesiyle itnap yapıldığına misaldir.

BEN EVLATLARIMDAN İKİ ŞEY BEKLERİM AZİM VE SADAKAT. Üstadımızın bu sözü de tevşi’ye misal olur.

 

 

 

 

 

169.حافظوا على الصلوات وصلوة الوسطى   Ayetinin nüktesi nedir?

** Hususi olanın faziletine tenbih için, umumiden sonra hususi zikredilerek itnap yapılmıştır.

170. كلا سوف تعلمون ثم كلا سوف تعلمون  Ayetinin nüktesi nedir?

** İnzarın tekidi için, lafızda tekrar yapılarak itnap yapılmıştır.

171.وان ضحرا لتأتم الهداة به كانه علم /  فى رأسه نار   şiirinin nüktesi nedir?

** İğâl ile yani Mübalağa için, kendisi olmasa da mananın tamam olacağı bir lafız ile şiir bitirilerek, itnap yapılmıştır.

172.كأن عيون الوحش حول خبائنا وارخلنا الجزعُ /  الذى لم يثقَّب   şiirinin nüktesi nedir?

** Teşbih-i Tahkik için, yani teşbihteki teferruatı izhar etmek için itnap yapılmıştır. (bu da iğalin kısmındandır.)

173.يا قومى اتبعوا المرسلين اتبعوا من لايسئلكم اجرا وهم مهتدون   Ayetinin nüktesi nedir?

** İğalin şiire mahsus olmayıp Kur’an- Kerimde de bulunduğuna misaldir.

 

EVLATLARIM! SİZ BU YOLUN KIYMETİNİ KAFANIZ TENEŞİR TAHTASINA VURDUĞU ZAMAN ANLARSINIZ.

 

174.ذلك جزيناهم بما كفروا /  وهل نجازى الا الكفورَ  Ayetinin nüktesi nedir?

**  Darbı mesel mecrasına icra edilmemiş Tezyil ile itnap yapıldığına misaldir.

175.وقل جاء الحق وزهق الباطل /  ان الباطل كان زهوقاً  Ayetinin nüktesi nedir?

** Darbı mesel mecrasına icra edilmiş tezyil ile itnap yapıldığına misaldir.

176.ولستَ بمستبقٍ اخا لاتلمه على شعثٍ / اى الرجال المهذَّب   şiirinin nüktesi nedir?

** Mefhumun tekidi için tezyil yapılarak itnap yapılmıştır.

177.فسقى ديارك (غير مفسدها) صوب الربيع وديمة تهمى   şiirinin nüktesi nedir?

** Tekmil ile yani maksadın hilafını zannettiren şeyi def eden bir lafız ile itnap yapıldığına misaldir.

178.اذلةٍ على المؤمنين / اعزة على الكافرين   Ayetinin nüktesi nedir?

** Tekmil ile yani maksadın hilafını zannettiren şeyi def eden bir lafız ile itnap yapıldığına misaldir.

179.ويطعمون الطعام / على حبه   Ayetinin nüktesi nedir?

** Tetmim ile yani maksadın hilafını zannettirmeyen bir fazla şeyin mübalağa kastı ile getirilip itnap yapıldığına misaldir.

 

180. ويجعلون لله البنات (سبحنه) ولهم ما يشتهون   Ayetinin nüktesi nedir?

** Tenzih için cümle-i itiraziyye ile itnap yapıldığına misaldir.

181.ان السمانين (وبلغتها) قد احوجتْ سمعى الى ترجمان   şiirinin nüktesi nedir?

** Dua için cümle-i itiraziyye ile itnap yapıldığına misaldir.

182.واعلم (فعلم المرء ينفعه) ان سوف يأتى كلُّ ما قدر   şiirinin nüktesi nedir?

** İlmin menfaatine tenbih için cümle-i itiraziyye ile itnap yapıldığına misaldir.

183.فأتوا هن من حيث امركم الله ( ان الله يحب التوابين ويحب المتطهرين) نساؤكم حرثٌ لكم   Ayetinin nüktesi nedir?

** Birbirlerine ‘beyan’ ile muttasıl olan iki cümle arasına cümle-i itiraziyye gelmesiyle itnap yapılmıştır.

184.الذين يحملون العرش ومن حوله يسبحون بحمد ربهم ( ويؤمنون به)   Ayetinin nüktesi nedir?

** Bu ayetteki ( ويؤمنون به) lafzı zikredilmese de mana tamam olmaktadır, fakat imanın şerefini izhar ve ona teşvik için zikredilerek itnap yapılmıştır.

 

EVLATLARIM ALLAH KERİMDİR, KUYUSU DERİNDİR. İP VE KOVA OLMADAN SU ÇEKİLMEDİĞİ GİBİ RABITA OLMADAN KALBE FEYİZ GELMEZ.

 

TENBİH: Sen bilki; Kelamın icaz veya itnap ile vasıflanması mana cihetiyle kendisine müsavi olan kelama nazaran harflerinin çok veya az olması itibarıyladır.

185.يصد عن الدنيا اذا عنَّ سوددٌ  //  ولستُ بنظار الى جانب الغنى اذا كانت العلياء فى جانب الفقر   Şiirlerinin nükteleri nelerdir?

** Bu iki beyit mana cihetiyle birbirlerine yakın olmakla beraber lafız itibarıyla, birincisi icaz ikincisi itnaptır.

186. لا يسئل عما يفعل وهم يسئلون // وننكر ان شئنا على الناس قولهم ولا ينكرون القول حين نقول   Ayet ve şiirinin nükteleri nelerdir?

** Ayet ile beyit mana itibarıyla birbirlerine yakın olsa da lafız cihetiyle ayeti kerime icazdır.

 

Benim evlatlarım paranın şıngırtısı ile geçinecekler.

Sadıktır kişi düzgündür anın işi, kaziptir kişi bozuktur anın işi.