- Görünen köy dürbün istemez. Yol, su , elektrik ister.
- Yuvayı diş kuş yapar. Bir başka dişi kuş yıkar.fazla ileri görüşlüydü. Önünü göremedi düştü.
- Sık sık ameliyat olun içiniz açılsın.
- Hapşuuu. Çok yaşa geberesice . sen de gör arkamdan gelesice.
- Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe sırf sakalı var diye selam verdim.
- Adem Havva’ya seni seviyorum demiş. Havva “Başka şansın yok ki. Demiş.
- Kopye bir sanattır. Ama bizim hocalar sanattan anlamıyor.
- Kadın hakkı diye bir şey yoktur. Çünkü bütün Hakkılar erkektir.
- Başarı gözleri kapamadan derste uyumaktır.
- Eğer sağlam kafa sağlam vücutta olsaydı bütün filozoflar pehlivanlardan çıkardı.
- Atom bombasına evet de. Çocukların komik olsun.
- Her hocanın bir öğrenci yeyişi vardır.
- Kızını dövmeyen torununu erken sever.
- İnsanlar ikiye ayrılır. Bacaklarından cart diye
- İlahiyat muz kabuğuna benzer. Tek fark. Birine bastığında ayağının kayması, birinin ona bastığında ahiretinin kaymasıdır.
- Sakın sır verme dostuna. Oda söyler dostuna. Sonunda tuz ekerler postuna.
- Zıplıyorum. O halde varım.
- Kazık yiye yiye kereste fabrikası açtık.
- Sen hiç sahanda yumurta yedin mi. evet. Peki deplasmanda yedin mi?
- Kendini mutlu hissediyorsan bir yerde yine bir sakatlık yaptın ve farkında değilsin demektir.
- Adam olun adam. Çocuk 250 gr. Doğuyor. Adını gürbüz koyuyoruz.
- Sınavda sıfır aldım. Ama önemli olan katılmaktı.
- Allah’ım bana sabır ver. Ama acele et. Lütfen
- 1962 yılında içilen kahvelerin hatırı dolmuştur.
- Bilmemek ayıp değildir. Yeter ki çaktırma
- Şiddete karşı savaş açın. Şiddet yanlılarını kurşunlayın
- Ayda bir milyar kazanmak ister misiniz. O zaman aya gidiniz
- Yes abiciğim. Türkçe eğitime benden de okey
- Eğer dünya delikanlı olsaydı yuvarlak olmazdı.
- O şimdi postmodernist.
Arkadaşlar kendim yazıyorum araştırıyorum yani faydalı bilgiler okuyun çok güzel ve okudum kitaplardan alıp yazarak kayıt ediyorum beni etkileyen yazıları sizler le paylaşmak istiyorum
REKLAM
20.04.2020
DUVAR YAZILARI
ÇARŞI PAZAR AĞALIĞI
Behlül Dana birgün Harun
Reşid'den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını
(denetimini) verdi. Behlül hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti.
Birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi. Dönüp fırıncı ya
sordu: "Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının
tadı var mı?" Adam her soruya olumsuz cevap verdi. Memnun olduğu bir şey yoktu.
Behlül birşey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti. Orada da birkaç ekmek
tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor.
Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı.
Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıktı ve
yeni bir vazife istedi. Harun Reşid, "Behlül daha demin vazife verdik sana ne
çabuk bıktın?" dedi.
Behlül açıkladı:
- Efendimiz çarşı pazarın
ağası varmış. Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre
herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış
BEHLÜL DİVÂNE
Birgün adamın biri Behlül'e
akıl danıştı:
- Ey Behlül Dana, ben zengin
olmak istiyorum, bana ne tavsiye edersin?
Behlül bir an düşünüp cevap
verdi:
- Demir al, demir
sat.
Demir
ticareti eski çağlardan beri kârlı bir iş olarak biliniyordu. Çünkü demir hiç
fire vermeyen, daima üstüne koyan bir maddeydi. Adam Behlül'ün tavsiyesine uyup
demir ticaretine başladı ve gerçekten kısa zamanda dilediği gibi zengin biri
oldu. Zengin olduktan sonra Behlül için "Bu ne budala adam, verdiği akılla
herkes köşeyi dönüyor,
kendisi fakirlikten
kırılıyor" diye düşündü. Bir zaman sonra Behlül'ün karşısına çıktı, yeni bir
akıl danıştı:
- Ey Behlül Divâne (Dana yerine
aptal yerine koyarak divane diyor) ben demir alıp satmaktan yeterince zengin
oldum. Biraz da başka bir iş yapayım. Bu sefer ne tavsiye edersin?
Behlül adamın içini dışını
bildiğinden onu kötü niyetine kurban edecek bir tavsiyede bulundu: - Soğan al,
soğan sat.
Soğan ticaretinin de riskli
işlerden
HZ. ALİ'NİN BÜYÜKLÜĞÜ
Birgün ashab Peygamberimiz
(s.a.v)'den Hz. Ali'yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz Peygamber o anda mecliste
bulunmayan Hz. Ali'yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulananlara
sordu:
- Birisine iyilik etseniz, o
da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler:
- Yine iyilik
ederiz.
- Yine kötülük
yapsa?
- Biz yine iyilik
ederiz?
- Yine kötülük
yapsa?
Ashab cevab vermedi,
başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile
iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti.
Bu sırada Hz. Ali o meclise geldi.
Rasulullah Hz. Ali'ye sordu:
- Ya Ali, iyilik ettiğin
biri sana kötülük etse ne yapardın?
- Yine iyilik
ederdim.
- Yine kötülük
yapsa?
- Yine iyilik
yapardım.
Hz. Peygamber soruyu tam
yedi defa tekrarladı. Hz. Ali yedi defasında da "yine iyilik ederdim" diye cevap
verdi. Ashab,
- Ya Rasulallah, Ali'yi çok
sevmenizin sebebini şimdi anladık, dediler.
ADAMIN ÖNEMİ
Halife Hz. Ömer bir
mecliste hazır bulunanlara sordu:
- Eğer dileğiniz hemen kabul
ediliverecek olsa ne dilerdiniz?
Birisi, "Benim falan vadi
dolusu altınım olsun isterim. Onu harcayarak İslâm'a daha çok hizmet edeyim
diye" dedi. Bir başkası, "Şu kadar sürüm (davar, koyun, keçi), mal ve mülküm
olsun isterdim. Gerektikçe onları sarfederek dine yararlı olayım diye" dedi.
Herkes buna benzer şeyler söyledi. Hz. Ömer hiçbirini beğenmedi. Bu defa
meclistekiler, Hz. Ömer'e sordu:
- Ya Ömer peki sen ne
dilerdin? Cevap verdi:
- Ben de Muaz, Salim, Ebû
Ubuyde gibi müslümanlar yetişsin isterdim. İslâm'a onlar vasıtasıyla hizmet
edeyim diye.
BİR MUSİBET...
Kumandanlarından biri bir
zafer dönüşü Halife Hz. Ömer'in huzuruna çıktı. Yanında kısa boylu, tıknaz biri
bulunuyordu. Hz. Ömer "Bu kim?" diye sordu. Kumandan anlattı: "Efendim bu benim
sağ kolumdur. Hangi görevi verdimse başarı ile
tamamladı. En gizli haberleri yerine ulaştırdı. Bazen bir orduya bedel
hizmet gördü. Zaferlerimi onun sayesinde kazandım diyebilirim."
Aradan zaman geçti, aynı
kumandan halifenin huzuruna yeniden çıktı. Ama mağlup bir kumandan olarak Halife
sordu:
- Hani sağ kolun
nerede?
- Sormayın ya Ömer, ihanet
etti, düşman tarafına geçti.
Hz. Ömer bu defa
konuştu:
- Allah'tan başka hiç
kimseye dayanmamak gerektiğini geçen sefer söyleyecektim vazgeçtim. Bir musibet
bin nasihattan yeğdir diye düşündüm.
EN BÜYÜK CÖMERT
Önemli
bir sefer hazırlığı yapılıyordu. Peygamberimiz herkesten yapabileceği yardımı en
üst sınırda yapmasını istedi. Hz. Ömer bu isteğe uyarak büyük miktarda bir
yardımla Hz. Peygamberin huzuruna çıktı. Hz. Peygamber sordu:
- Ya Ömer, malının ne
kadarını yardım olarak getirdin?
Hz. ömer cevap
verdi:
- Tam yarısını getirdim ya
Resulallah, size getirdiğim kadar da geride var.
Biraz sonra Hz. Ebû Bekir
geldi. O da büyük bir yardımda bulundu. Hz. Peygamber ona da sordu:
- Malının ne kadarını
getirdin? Cevap verdi:
- Tamamını getirdim ya Resulallah,
evimde Allah ve Resulünün sevgisinden başka bir şey bırakmadım.
Bunun üzerine Allah'ın
Resulü şöyle buyurdu: - Allah yolunda fedakarlıkta Ebû Bekir'i kimse
geçemeyecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Ege şivesi ( Manisa-İzmir-Denizli-Aydın-Muğla tarafları ) Bu konuda bir başlık göremediğim için manisa, izmir, denizli, muğla, aydın gi...
-
İbn-Sad-Tabakat-1 Kitabını okumak veya indirmek için tıkla : https://lnkload.com/2vnUi #İbn-Sad-Tabakat-1 #İbn-Sad-Tabakat-2 #İbn-Sad-Tab...