REKLAM

31.03.2017

Dorduncu onemli ders.



Yolumuzdaki engeller..
 
Eski zamanlarda bir kral,
saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmus,
kendisi de pencereye oturmustu.
Bakalim neler olacakti?.
Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri
birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar.
Hepsi kayanin etrafindan dolasip saraya girdiler.
Pek cogu krali yuksek sesle elestirdi.
Halkindan bu kadar  vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu.
 Sonunda bir koylu cikageldi.
Saraya  meyve ve sebze getiriyordu.
Sirtindaki kufeyi yere indirdi,
iki eli ile kayaya sarildi ve ikina sikina itmeye basladi.
Sonunda kan ter icinde kaldi  ama, kayayi da yolun kenarina cekti.
Tam kufesini yeniden sirtina  almak  uzereydi ki,
kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu.
Acti..
Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi icinde..
"Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye aittir"diyordu kral.
Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda  olmadigi bir ders almisti.
"Her engel, yasam kosullarinizi daha  iyilestirecek bir firsattir.."

Ucuncu onemli ders..




 size hizmet edenleri hep hatirlayin..
Bir pastanin uc otuz paraya satildigi gunlerde 10 yasinda bir cocuk
pastaneye girdi.
Garson kiz hemen kostu.. Cocuk sordu:
"Cukulatali pasta kac  para?..
" "50 cent!.."
Cocuk cebinden cikardigi bozuklari saydi. Bir daha sordu:
"Peki dondurma ne kadar..
" "35 cent" dedi garson kiz sabirsizlikla..
Dukkanda yiginla musteri vardi ve kiz hepsine tek basina 
kosusturuyordu.
Bu cocukla daha ne kadar vakit gecirebilirdi ki..
Cocuk parasini bir daha saydi  ve
"Bir dondurma alabilir miyim lutfen" dedi.
Kiz dondurmayi getirdi.
Fisi tabagin kenarina koydu ve oteki masaya kostu.
Cocuk dondurmasini bitirdi.
Fisi kasaya odedi. Garson kiz masayi temizlemek uzere geldiginde, 
gozleri>
doldu birden.
Masayi sanki akan yaslar temizleyecekti.
Bos dondurma tabaginin yaninda cocugun biraktigi 15 centlik bahsis
duruyordu..

Ikinci onemli ders..




 Yagmurda otostop!..
 
Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran  bir
zenci kadin gordum.
Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen,
bozulan arabasinin  disinda duruyor ve dikkati cekmeye calisiyordu.
Gecen her arabaya el salliyordu. Yaninda durdum.
60'li yillarda bir beyazin bir zenciye hem de  Alabama'da yardima 
kalkismasi
pek olagan seylerden degildi.
Onu kente kadar  goturdum. Bir taksi duragina biraktim. Ayrilirken ille 
de
adresimi istedi
Verdim.
Bir hafta sonra kapim calindi. Muazzam bir konsol televizyon 
indiriyordu
adamlar.
Bir de not ekliydi, armaganda..
 "Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim.
 O korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam 
etmisti.
Kendime guvenimi yitirmek  uzereydim, siz cika geldiniz.
Sizin sayenizde olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda 
ulasmayi
basardim.
Biraz sonra son nefesini verdi.
Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin 
yardim
eden herkesi kutsasin!..
En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

Birinci ve de en onemli ders.



Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti.
Ben okulun en iyi ogrencilerinden biriydim.
Son soruya kadar soluk  almadan geldim ve orada  cakildim kaldim.
Son soru soyleydi:
"Hergun okulu temizleyen hademe kadinin  ilk adi nedir?..
" Buherhalde bir cesit saka olmaliydi.
Kadini yerleri silerken hemen hergun goruyordum.
Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde falan olmaliydi.
Ama adini nerden bilecektim ki!..
Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim.
Sure biterken bir ogrenci,
son sorunun  test sonuclarina dahil olup olmadigini sordu.
"Tabii dahil" dedi, hocamiz..
"Is yasaminiz boyunca insanlarla karsilacaksiniz.
Hepsi birbirinden  farkli  insanlar.
Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar.
Onlara sadece gulumsemeniz ve Merhaba' demeniz gerekse bile.."
Bu  dersi hayatim boyunca unutmadım. O hademenin adini da..
 Dorothy idi.
 

HINCAL ULUÇ'dan....





> > > >> Bir baska ask hikayesi..
> > > >>
> > > >> Daha henüz 18 yasindaydi, ama hayatinin sonundaydi.
> > > >> Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere
> > > >> yakalanmisti. Kahir içinde eve kapamisti kendini..
> > > >> Sokaga çikmiyordu. Annesi.. Bir de kendisi.. O
> > > >> kadardi bütün hayati..
> > > >>
> > > >> Bir gün fena halde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini
> > > >> sokaga..
> > > >>
> > > >> Bir yığın vitrinin önünden geçti.. Tam bir CD satan
> > > >> dükkanı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu. Geri
> > > >> döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan
> > > >> genç kiza bir daha bakti. Kendi yaslarinda harika
> > > >> bir genç kizdi tezgahtar..
> > > >>
> > > >> Hani ilk bakista ask derler ya, öyle takilip
> > > >> kalmisti iste.. Içeri girdi.. Kiz gülümseyerek kostu
> > > >> ona.. "Size nasil yardim edebilirim" diye.. Nasil
> > > >> bir gülümsemeydi o.. Hemen oracikta sarilip öpmek
> > > >> istedi kizi..
> > > >>
> > > >> Kekeledi, geveledi, sonra "Evet" diyebildi..
> > > >> Rast gele bir plağı işaret ederek.. "Evet.. Su CD'yi
> > > >> bana sarar misiniz?.."
> > > >>
> > > >> Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paket edilmis
> > > >> geri geldi.
> > > >>
> > > >> Aldi paketi, çikti dükkandan, evine döndü, açmadan
> > > >> dolabina atti..
> > > >>
> > > >> Ertesi sabah gene gitti ayni dükkana.. Gene bir CD
> > > >> gösterdi kiza, sardirdi, aldi eve getirdi, atti
> > > >> paketi dolaba, gene açmadan.. Günler hep alinip
> > > >> sardirilan CD'lerle geçti.. Kiza açilmaya bir türlü
> > > >> cesaret edemiyordu. Annesine açildi sonunda.. Annesi
> > > >> "Git konus oglum, ne var bunda" dedi..
> > > >>
> > > >> Ertesi sabah bütün cesaretini topladi. Erkenden
> > > >> dükkana gitti. Bir CD seçti. Kiz gülerek aldi plagi.
> > > >> Arkaya gitti, paketlemeye. Kiz içerdeyken bir kagida
> > > >> "Sizinle bir gece çikabilir miyiz" diye yazdi,
> > > >> altina telefon numarasini ekledi, notu kasanin
> > > >> yanina koydu gizlice.. Sonra paketini alip kaçti
> > > >> gene dükkandan..
> > > >>
> > > >> Iki gün sonra evin telefonu çaldi.. Anne açti
> > > >> telefonu.. CD Dükkanindaki tezgahtar kizdi arayan..
> > > >> Delikanliyi istedi.. Notunu yeni bulmustu da..
> > > >>
> > > >> Anne agliyordu..
> > > >>
> > > >> "Duymadiniz mi" dedi.. "Dün kaybettik oglumu.."
> > > >>
> > > >> Cenazeden birkaç gün sonra, anne oglunun odasina
> > > >> girebildi sonunda.. Ortaliga çeki düzen vermeliydi.
> > > >> Dolabi açti.. Oraya atilmis bir yigin açilmamis
> > > >> paket gördü..
> > > >>
> > > >> Paketleri aldi, oglunun yatagina oturdu ve bir
> > > >> tanesini açti..
> > > >>
> > > >> Içinde bir CD vardi, bir de minik not..
> > > >>
> > > >> "Merhaba.. Sizi öyle tatli buldum ki.. Daha yakindan
> > > >> tanimak istiyorum.. Bir aksam birlikte çikalim mi..
> > > >> Sevgiler.. Jacelyn!."
> > > >>
> > > >> Anne bir paketi daha açti..
> > > >>
> > > >> Onda da bir CD ve bir not vardi..
> > > >>
> > > >> "Siz gerçekten çok tatli birisiniz, hadi beni bu
> > > >> gece davet edin, artik.. Sevgiler.. Jacelyn!.."
> > > >>
> > > >>
> > > >> * * *
> > > >>
> > > >> Unutmayin.. Düsündügünüz seyi mutlak söyleyin..
> > > >> Birini seviyorsaniz, söyleyin ona.. Içinizdeki
> > > >> söylemekten korkmayin. Birisi hakkinda ne
> > > >> hissediyorsaniz söyleyin ona.. Ve hemen söyleyin..
> > > >> Hemen..
> > > >>
> > > >> Çünkü, dogru zamani bekler ve "Iste simdi tam
> > > >> zamani" derseniz, bir bakarsiniz çok geç olmus..
> > > >>
> > > >> Gününüze sahip olun ki, pismanliklar yasamayasiniz.
> > > >>
> > > >> Hepsinden önemlisi, dostlariniza, sevdiklerinize,
> > > >> ailenize hep yakin olun.. Çünkü bugünkü insan
> > > >> olmanizi onlar sagladi, sizi onlar
> > > >> sekillendirdiler..
> > > >>
> > > >> "Seni seviyorum" demekten sakin, ama sakin
> > > >> çekinmeyin, utanmayin, korkmayin!..
> > > >>
> > > >> Yasami yasanmaya deger yapan sey sevgidir..